Gündem

'Kamu görevlileri, Gezi'de olayları yatıştırmak için Çarşı'yı çağırdı'

'Darbeye teşebbüs ettikleri' iddiasıyla yargılanacak olan Çarşı üyeleri 'şiddeti yatıştırmak için Gezi'de bulunduklarını' belirterek haklarındaki iddiaları reddetti

09 Eylül 2014 20:00

Gezi Parkı protestolarına katıldıkları için haklarında 'darbe' suçlamasıyla müebbet hapis cezası istenen Beşiktaş'ın taraftar grubu Çarşı'nın üyeleri gelişmeleri “Mevcut yasalarda kasten adam öldürme ve çocuk yaşta mağdurlara karşı işlenen şiddet suçları kadar yüksek yaptırımı olan ağırlaştırılmış müebbet istemiyle yargılanan bizler, “Gezi protestolarında, ilgili valilik ve yürütmenin Gezi protestolarının meydana geldiği mahalde hiçbir yasal engelleme olmadığını tüm kamuoyuna ve topluma deklere etmesinden sonra bulunduk” sözleriyle değerlendirdi. 

Ümit Türk’ün DHA’da yer alan haberine göre, Çarşı grubu liderlerinin de aralarında bulunduğu 35 kişi hakkında Gezi olaylarında “hükümeti yıkmaya teşebbüs" ettikleri iddiasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen iddianame hazırlanması protesto edildi. Beşiktaş Meydanı'nda yapılan basın açıklamasının ardından iddianamede adı geçen Çarşı grubu kurucularından Cem Yakışkan da açıklamalarda bulundu. Yakışkan kitleleri engellemek için orada bulunduğunu ve bu durumun kamera görüntülerinde mevcut olduğunu söyledi. 

Beşiktaş'taki Kartal heykeli önünde saat 13.00'da toplanan grup adına basın açıklamasını Avukat Mehmet Derviş Yıldız yaptı. Açıklamaya Çarşı'nın, uygarlık tarihinde bir ülkede anayasal düzeni bozmaya ve darbe yapmaya teşebbüsten yargılanan ilk taraftar grubu olduğunu hatırlatarak başlayan Yıldız, “Mevcut yasalarda kasten adam öldürme ve çocuk yaşta mağdurlara karşı işlenen şiddet suçları kadar yüksek yaptırımı olan ağırlaştırılmış müebbet istemiyle yargılanan bizler, sadece Gezi protestolarında, ilgili valilik ve yürütmenin Gezi protestolarının meydana geldiği mahalde hiçbir yasal engelleme olmadığını tüm kamuoyuna ve topluma deklere etmesinden sonra bulunduk. Sadece demokratik hakların mevcut yasaların müsaade ettiği sınırlar içerisinde, hem toplumu hem de toplum adına görev yapanları her zamanki şefkat ve babacanlık dürtülerimizle koruyup gözeterek duruşumuzu sergiledik" dedi. 

 

‘Şiddetin artmaması için çağrıda bulunduk’ 

 

Yıldız, “Bizler daima bu ülkenin vicdanı adına toplum içerisinde var olduk. Var olduğumuz 1982 darbe döneminde, sıkıyönetim hallerinde, koalisyon hükümetleri döneminde de vicdan ile toplumda herhangi bir zümre tarafından kayırılmayan herkesin yanında olduk. Yeri geldi kan bağışında kanımızı, yeri geldi yıkılmış evlerin yanında çadırdakilere giysilerimizi verdik. Gezi protestolarında tüm toplumun hayret ve üzüntüyle karşıladığı orantısız güç kullanımı ve topluma karşı kullanılan kontrolsüz şiddete dikkat çektik. Bu şiddetin artmaması için çağrıda bulunduk. Ancak karşılığında ilk gözaltıların akabinde hakkında suç duyurusunda bulunduğumuz birkaç meczubun, telefonlarda kin ve kıskançlıkla tarafımıza atma cüreti gösterdiği kiralık protestocu yaftasını, emniyetin ve adli soruşturma evraklarının üstünde gördük" diye konuştu. 

Avukat İnan Kaya'da iddianamenin inceleme aşamasında ve henüz kabul edilmediğini açıkladı. 


‘Ben engellemeye çalıştım’ 

 

Basın açıklamasını burada sonlandıran grup daha sonra iddianamede adı geçen Cem Yakışkan'ın işlettiği restoranın önünde habercilerin sorularını yanıtladı. İddianamede adı geçen Çarşı grubunun kurucularından Sarı Cem lakaplı Cem Yakışkan, “Dünyada herhalde bir ilktir. Darbe ile suçlanan taraftar grubu. Gülelim mi, ağlayalım mı bilmiyorum. Şaşkın vaziyette bekliyoruz" dedi. İddianamede var olduğu söylenen Başbakanlık Çalışma Ofisi'ne saldırı teşebbüsünün sorulması üzerine Cem Yakışkan, “Ben orada engellemeye çalıştım. Orada kameralarda da gözüktü zaten. Gazeteci arkadaşlardan da şahitlerim var" diye konuştu. 

 

‘Çarşı grubunu oraya gönderen kamu görevlileri’ 

 

Avukat Mehmet Derviş Yıldız da, “Başbakanlık önünde başlayan bu olaylarda Çarşı grubu üyelerini arayıp, 'Oraya gelin. Sizin semtiniz. Sizin bölgeniz. Bu şiddeti engelleyelim' diyen de kamu görevlileri. Bunun da kayıtları var. Kamu görevlileri Çarşı grubu üyelerini, Beşiktaş semtinin önde gelen esnafını arayıp, 'Sizin bu tarafa Taksim'den gelen göstericiler var. Gelin bu insanların tansiyonunu düşürmekte sempatik tavrınızı kullanın. Bu insanları evinden oraya getirenler de kamu görevlileri. Daha sonra da bu insanlara, 'Siz oraya geldiniz. Bu olaylara sebep oldunuz' gibi bir iddia var. Buda ortada. İncelenmemiş, eksik soruşturulmuş" dedi.  

 

‘38 sayfalık iddianamenin 14 sayfası iddia’ 

 

İddianamenin hızlı bir şekilde hazırladığını söyleyen Yıldız, “38 sayfalık iddianamenin 21 sayfası ad, soyad ve ev adreslerinden oluşuyor. Kalan 14 sayfası iddialar. Word programında alelacele çıkarılmış, sayfalar arası 4-5 parmaklık boşluklar var. Bu şekilde bilgisayarda kaydedilmiş bir metin" dedi. 

 

‘Çarşı Gezi'yle başlamış bir grup değil’ 

 

İddianamede Çarşı grubu ile ilgili hiçbir şey anlatılmadığını söyleyen Mehmet Derviş Yıldız, “Bir örgüt iddiası var ortada. Çarşı grubu ile ilgili hiçbir şey anlatılmıyor. Çarşı grubu sadece Gezi Parkı ile anlatılmaya başlanıyor. Biz 32 yılı aşkın bir ruhuz.32 yıldır başımızdan geçen öykü, gizli geçmedi. Sizler de yayınladınız 32 yılımızı. İnsanlar da statlarda bizi gördüler. Toplumun içinde yaşadık biz bu 32 yılı. Bunlar hiç anlatılmadan bir anda, biz sanki sadece Gezi olaylarında var olmuş bir grup gibi anlatılıyoruz" dedi. 

 

‘Para karşılığı eylem’ iddiası 

 

Çarşı grubunun para karşılığı eylem yaptığı yönünde iddiada bulunan kişinin bir polis memuru olduğunu söyleyen Avukat Yıldız, “Söz konusu kamu görevlisi İstanbul'da hakkında 13-14 tane görevi kötüye kullanma iddiası ile disiplin soruşturmaları ve ceza yargılamaları yapılıp, şarka gönderilmiş bir polis memurudur. Bu polis memuru şu anda anlatılan devlet içindeki bir kısım oyunlarda ismi geçen, bu isimleri kullanan bir kişi. Bunu da saptadık. Bu kişiler hakkında suç durusunda bulunduk. 'Çarşı grubu para aldı, yürüyor' diyen polis memurundan, bu iddianı neye dayanarak söylüyorsun, ispatla dedik. Bu polis memuruna ulaşıldı, ifadesi alındı. İfadesinde böyle bir şey söylemediğini beyan etti" diye konuştu. 


‘Bizi hiçbir paranın gücü satın alamadı’ 

 

Derviş, “Şimdi bu iddialarla bizim hakkımızda bir takım medya “Para aldı yürüdüler" diyor. Bizi hiçbir paranın gücü satın alamadı. Türkiye 'de en kontrolsüz para akışı futbol sektöründedir. Bizi bu sektörde hiçbir güç kontrol edememiş, bizi satın alamamışken, bizi 25 bin TL gibi bir para ile kim satın alabilir" şeklinde konuştu.