Cavit AKGÜN / MUĞLA, (DHA)- MUĞLA Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıp Fakültesi kardiyoloji uzmanlarının 12 ilde yaptıkları araştırmaya göre, kalp yetmezliğine sahip olanların yaş ortalamasının 67 olduğu ortaya çıktı.
MSKÜ Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıp Fakültesi kardiyoloji uzmanlarından Doç. Dr. Murat Biteker, Türkiye\'de kalp yetersizliği hastalığı ile ilgili çalışma olmaması üzerine harekete geçti. Dr. Biteker\'in koordinatörlüğünde, Uzman Dr. Bülent Özlek\'in yürütücülüğünde, \'Sınırda ve korunmuş ejeksiyon fraksiyonlu kalp yetersizliği hastalarında, kapsamlı ve gözlemsel kayıt\' isimli proje başlatıldı. Proje kapsamında 12 ilden 12 hastane ve 20 uzmanın dahil edildiği bir çalışma yapıldı. Kardiyoloji polikliniklerine muayene olmaya gelen hastalara, ultrason yapılarak kalp yetersizliği olup olmadığı tespit edildi. Hastaların yaş, kilo, boy, eğitim düzeyi, bilinen tüm hastalıkları, kullandıkları ilaçlar, kan tahlilleri, EKG ve ekokardiyografi sonuçları kayıt altına alındı. 1065 kişiyle yapılan çalışmaya göre, gelişmiş ülkelerde kalp yetersizliği hastalığına sahip olanların yaş ortalamasının 75, Türkiye\'de ise 67 olduğu öğrenildi. Hasta grubunun yüzde 76\'sında tansiyon yüksekliği, diğer geri kalan kısmında ise ritim bozukluğu, kansızlık, kalp-damar ve şeker hastalıkları bulunduğu tespit edildi.
Uzman Dr. Bülent Özlek, \"Bu hastalıkta yaşam süresini uzatabilen bir tedavi henüz keşfedilemedi. Şu an için en önemli tedavi şekli risk faktörlerinin kontrol altında tutularak, hastalığın ortaya çıkmasının önlenmesi ve var olan şikayetlere yönelik bir takım ilaç tedavilerinin uygulanması. O nedenle 65 yaş ve üstü, kilolu, şeker ya da tansiyon hastalığı olan, hafif eforla dahi nefes darlığı hisseden, çarpıntı, çabuk yorulma şikayetleri olan, gece yatarken nefes açlığıyla uyanan ya da yatınca nefes darlığı olan, bacaklarda şişlik şikayetleri olan hastaların daha önce herhangi bir kalp rahatsızlığı öyküsü olmasa dahi gecikmeden kardiyoloji uzmanı muayenesinden geçmesi büyük önem taşımaktadır. Çalışmamızın sonuçlarının da ülkemizde hem hekimler hem hastalar açısından kalp yetersizliğinin bu türünü daha kolay fark etme, gerekli tedbirleri alma açısından büyük katkı sağlayacağını ve bu konuda yapılacak başka çalışmalara da referans olacağını düşünüyoruz\" dedi.
FOTOĞRAFLI