ABD Başkanı Donald Trump'ın ulusal güvenlik danışmanı John Bolton ile görüşen Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Bolton'ın Erdoğan'dan randevu istediği, ancak bunun kabul görmediği iddiasını doğruladı. Kalın, "Randevu talebi söz konusuydu ama biz bunu teyit etmemiştik. Bunu bir tepki gibi değerlendirmek doğru olmaz" dedi. Kalın, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun “Erdoğan Başkan Trump’a, Türkler’in bizim ayrılmamızdan sonra IŞİD’le mücadeleyi devam ettireceği ve IŞİD’e karşı kampanyada bize yardım eden, birlikte savaştığımız dostların korunacağı yönünde teminat verdi” sözlerini de yalanladı ve "Hiç kimse Türkiye'nin bir terör örgütüne güvence vermesini beklemesin" diye konuştu.
Kalın'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
Çekilme sürecinin nasıl ilerleyeceğini detaylı konuştuk. Sayın Trump'ın çekilme kararından memnuniyet duyuyoruz fakat bunun nasıl olacağı, geriye nasıl bir yapının bırakılacağı, özellikle dağıtılan ağır silahların ne olacağı, oradaki Amerikan askeri üslerinin ve lojistik merkezlerinin akıbeti gibi konuların da açıklığa kavuşturulması gerekiyor. Bu toplantıda bu bahisleri etraflı bir şekilde ele aldık.
"Türkiye, üzerine düşeni yapacak"
DEAŞ ile mücadelede herhangi bir duraklama söz konusu değil. PKK, PYD Kürt kardeşlerimizin temsilcisi olamazlar. Suriye Kürtleri ile YPG'nin karıştırılmasına tepki verdik. YPG, PYD'ye destek konusu Trump yönetimi için bir sorun olmaya devam ediyor. Çekilme sürecinin PYD/YPG dahil olmak üzere terör örgütlerine ya da başka unsurlara yeni fırsat alanı yaratmasına izin vermemeliyiz. Bizim YPG konusundaki tavrımız net. Münbiç yol haritası mutabık kalındığı şekilde uygulanmalı. Kürtler de dahil olmak üzere Suriye'de hiçbir sivilin canı ve malının zarar görmemesi için Türkiye üzerine düşeni yerine getiriyor, getirecek.
"Erdoğan, Bolton'ı reddetti" iddiası
Sayın Cumhurbaşkanımızın Bolton'a randevu sözü yoktu. Böyle bir talep söz konusuydu ama biz bunu teyit etmemiştik. Son tahlilde Cumhurbaşkanımız ifade ettiler, Bolton'ın muhatabı bellidir. Bunu bir tepki gibi değerlendirmek doğru olmaz.
Kobaneli Kürtleri ülkeye alan biziz. Kimsenin etnik kimliğine bakmadık.
ABD'nin Suriye'den çekilme süreci
Yavaşlama diye bir şey söz konusu değil. 18 ya da 19 Aralık tarihinde bunu resmen kamuoyuna duyurdular. Bize verilen süreler 60-100 gün şimdi 120 gün telaffuz ediliyor bilinçli bir geciktirme görülmüyor.
"Kimse güvence vermemizi beklemesin"
Pompeo'nun yaptığı açıklamaya gelince, böyle bir güvencenin verilmesi söz konusu değildir. Hiç kimse Türkiye'nin bir terör örgütüne güvence vermesini beklemesin.
YPG'ye verilen silahlar
Silahların toplanması meselesini detaylı konuştuk. Bu konuda çalışma yaptıklarını söylediler. Asıl önemli olan buradan çekilirken geride neyin nasıl bırakılacağı, silahların toplanıp toplanmayacağı, oradaki Amerikan üslerinin akıbetinin ne olacağı ve ABD'nin artık kendileri için de ciddi bir maliyet haline gelen YPG ile angajmanlarını ne zaman ve ne şekilde sonlandıracağı meseleleridir. Fırat'ın doğusunun terör unsurlarından ve tehditlerinden bütünüyle temizlenmesi de elbette bu şarta bağlıdır.
Biz herkesle koordinasyon yaparız ama kimseden izin almayız.