Spor

Kalbi kırık sevgili gibi...

Fenerbahçe'de Kara İnci Efsanesi sona erdi. Kara İnci Appiah takım ile yolları ayrılırken duygusal konuştu: "kalbi kırık bir sevgili gibiyim"...

31 Temmuz 2008 03:00

Tempo24 -

Fenerbahçe ile yolları ayrılan Stephen Appiah, kendisini kalbi kırık bir sevgiliye benzetti. Futbol hayatına İtalya'da devam edeceğini söyleyen Ganalı oyuncu, ölümden dönmesine karşın kendisiyle ilgilenmediğini öne sürdüğü Fenerbahçe yönetimini eleştridi.

Fenerbahçe'ye 2005-2006 sezonunda Juventus'tan büyük umutlarla transfer edilen ve gösterdiği performansla taraftarın gönlünde taht kuran Stephen Appiah, artık sarı-lacivertli formadan uzak...

 

Geçen sezon yaşadığı damar tıkanıklığı nedeniyle 7 ay sahalardan uzak kalan Ganalı futbolcu, bu süreç içinde yaşanan olayların ardından takımdan kopmuştu. Şu anda serbest oyuncu statüsünde bulunan Appiah, kendisini kalbi kırık bir sevgiliye benzetti ve yönetime sitem etti.

 

Tüm sağlık sorunlarını geride bırakarak çalışmalarını İtalya'da sürdürdüğünü söyleyen Appiah, Fenerbahçe için yaptığı fedakârlıkların karşılığını alamadığını iddia etti.

 

Yöneticilerin kendisini sakat sakat oynamak zorunda bıraktığını söyleyen Appiah, "Bana oynamam için birçok kez yalvardılar. 'Sana şampiyonluk yolunda ihtiyacımız var' dediler ve iğneler ile oynadım. Daha sonra ağrılarım gittikçe arttı. Yürüyemiyor, uyuyamıyordum. Çünkü acı çekiyordum. Sonra haberim olmadan kontratımı dondurdular. Kontratımın dondurulduğunu internet siteleri ve haber kanallarından öğrendim. Bana önce Afrika Kupası'na, daha sonra da İtalya'ya gidip tedavi olmam için izin verdiler. Ama daha sonra FIFA'ya gidip, 'Şu an Türkiye'de değil, kendisinden haber alamıyoruz, telefonları kapalı ulaşamıyoruz' dediler" şeklinde konuştu.

 

İlk olarak Galatasaray maçı öncesi rahatsızlandığını ifade eden 28 yaşındaki futbolcu, ölümden döndüğünü belirterek, "Benim yerimde başka bir futbolcu olsaydı, belki de futbol hayatı bitmişti. Hatta ölmüştü. Benim başıma gelen hastalık, 50 kişinin başına gelse sadece 2 ya da 3 kişi kurtulabilir. Halen yaşıyorum, önemli olan da bu. Yönetim şubat ayından bu yana beni aramadı. Ölüp ölmediğimi bile bilmiyorlardır" dedi.

 

Fenerbahçe taraftarının desteğiyle hayatta olduğunu belirten Ganalı yıldız, futbol hayatına büyük olasılıkla İtalya'nın Brescia takımında devam edeceğini sözlerine ekledi.



YORUM:

KARA İNCİ EFSANESİ - Cevahir Evren

İtalya'nın kuzeyinde Pavia'ya bağlı Salice Terme'de siyah-beyazlı takım kamp hazırlığındaydı. Şampiyonlukla biten bir yılın ardından Capello ve takımı yeni sezonda daha büyük hedeflere koşmanın heyecanındaydılar. Luciano Moggi, basın mensuplarının sorularını yanıtlıyor, takıma gelecek ve gideceklerle ilgili son bilgileri aktarıyordu. İtalyan meslektaşlarımızın çok da ilgisini çekmeyen bir cümle futbol gündemimize bomba gibi düşüyordu, "Türk yöneticilerle görüşmeler olumlu geçiyor."


Aynı saatlerde İstanbul'da da benzer bir bekleyiş vardı. Juventus Başkanı'nın açıklamaları kısa bir süre sonra ajanslara düşmeye başladı. Spor servislerinde hareketlilik artıyordu, günlerdir yazılan haberlerin doğrulanması heyecan yaratmıştı. Lippi'nin gözdesi, Capello'nun son çeyrek saat oyuncusunun transferi gerçekleşecek miydi? Moggi'nin basın mensuplarına aktardıkları, transferin tamamlandığı anlamına geliyordu, Fenerbahçe Spor Kulübü'nden resmi bir açıklama gelmesi de an meselesiydi. Beklenen açıklama sarı lacivertliler adına görüşmelerde yer alan Celalettin Bilgiç'den geliyordu, "Appiah 8 milyon euro karşılığında Fenerbahçe'de". Aziz Yıldırım'ın hangi yıldızı getireceği sorusu nihayet yanıt bulmuştu. Çünkü Fenerbahçe, 2 sezon üst üste şampiyonluğa ulaşan kadroyu korumuş, takıma o ana dek takviye yapmamıştı.

 

Türkiye'ye ikinci kez geliyordu Stephen Appiah. 1996 yılında Galatasaray'ın alt yapısına denenmek üzere getirilen 8 futbolcudan bir tanesiydi. Sarı kırmızılı ekiple birlikte 4 maça çıkan fakat teknik heyet tarafından beğenilmeyerek geri gönderilen genç futbolcu, yıllar sonra konuyla ilgili olarak sadece "aslında oynadığımız maçlarda kötü performans sergilememiştim" demekle yetinecekti.

 

1995'de 17 Yaş Altı Dünya Şampiyonası'nda Gana Milli Takımı kupaya ulaşırken Appiah performansıyla göz doldurmuştu. 1997 ve 1999 yıllarında Dünya Gençler Şampiyonası'nda ülke milli takımının çeyrek final görmesinde Appiah'ın önemli katkıları olmuştu. Ülkesinde en çok sevilen futbolcuların başında geliyordu.

 

İTALYA MACERASI
Gana'nın başkenti Accra'da doğup büyüyen, profesyonelliğe yine bu şehrin takımı Hearts of Oak'da adım atan futbolcunun 97'de şampiyonada gösterdiği başarılı oyun İtalyan scoutların dikkatini çekmiş ve İtalya'nın kuzeyinde Venezia Giulia bölgesinde yer alan Udine eyaletinin takımı Udinese'nin kadrosuna dâhil olmuştu. Friuli Stadyumu'nda 3 sezonda oynadığı 36 maçta iyiden iyiye futbolculuk meziyetlerini sergilemeye başlayan yıldız futbolcu ilk ciddi transferini de, 2000 yılında Parma'ya geçerek gerçekleştirmişti. İki sezon Parma'da top koşturduktan sonra bir sezon için Brescia'ya hizmet eden Appiah, buradaki performansıyla artık hedefleri daha da büyümüştü. Ve Juve'nin o dönem teknik patronu olan Lippi, O'nu kadrosunda görmek istemişti.

 

Appiah artık Della Alpi'de taraftarın huzuruna çıkmaya başlamıştı. Takımdan ayrılan Edgar Davids'in boşluğunu doldurmak için Verona'dan Camoranessi ile birlikte Juventus'a gelmişlerdi. Ama hayat, ilk sezonunda 37 maçta forma giymesine karşın arzuladığı gibi gelişmemiş, takımın sezonu 3. bitirmesi ve Lippi'nin görevden ayrılıp yerine Capello'nun getirilmesiyle Accralı orta saha oyuncusunun Juve'deki huzuru kaçmıştı. İtalyan çalıştırıcı Arsenal'in o dönem efsaneleşen Fransız oyuncusu Patrick Viera'yı takıma dâhil edince, aynı bölgede oynayan Appiah'ın forma şansı da azalmaya başlamıştı. İngiliz kulüpleriyle temas halindedir ancak O, daha önce beğenilmeyerek ülkesine gönderildiği Türkiye'ye "dönüşüm muhteşem olacak" tadında geri geldi.

 

‘BAK SEN FUTBOLUN İŞİNE!' BULUŞMASI
Bu transferin, Anelka ve Alex'li kadroyu daha da güçlendireceği, beklenen Avrupa başarısına kısa sürede ulaşılmasını sağlayacağı düşünülmekteydi. Daha önce Brescia'da Roberto Baggio ve Juve'de Del Piero ile birlikte oynama şansı bulan Appiah'ın Alex ile müthiş bir uyum sağlayacağı düşünülüyordu. Aslında iki futbolcunun yolları çok önce 2002 yılında İtalya'da kesişmiş ama o dönem Parma'nın teknik patronu olan Cesare Prandelli Appiah'ın bir yıl Brescia'da kiralık olarak oynamasını istemişti. Adriano ile aynı dönem Parma'ya transfer olan Alex, Ganalı futbolcuyla birlikte oynama fırsatı bulamamıştı… Zaten Alex'in de Avrupa macerası kısa sürmüş Brezilya'ya, geri dönmüştü. Oysa Appiah İtalya'da geçen kariyerinde Buffon, Taffarel, Frey gibi 3 kaleciyle, Cannavaro, Thuram gibi savunma oyuncularıyla, Amoroso, Di Vaio, Nakata, Milosevic, Mboma, gibi hücum silahlarıyla birlikte oynama şansı yakalamıştı.

 

Appiah, ilk senesinde teknik direktör Daum'un vazgeçilmez oyuncusu oldu, 44 maçta ilk on birde yer aldı. Savaşçı ruhunun yanı sıra ileri çıkışları da etkili oluyordu. Uzaktan sert ve isabetli şutlarıyla takıma inanılmaz güç kattı. Appiah, o sezon tam 11 gole imza attı. Fenerbahçe sezon sonunda şampiyonluğa ulaşamıyordu ancak, orta saha oyuncusu gösterdiği performansla üst düzey tüm takımların dikkatini çekiyordu.

 

MEŞHUR TRANSFER SÖYLENTİLERİ
Endüstriyel futbolun oldukça önemli pazarlarından biri halini alan Dünya Kupası'nda Gana Milli Takımı'nın kaptanı olarak sahaya çıkan Appiah, burada kendisiyle ilgilenen kulüp sayısını daha da arttırma gayreti içerisindeydi. Chelsea'de forma giyen Essien ile birlikte takımın en iyi oyuncusuydu. Özellikle fizik gücüyle İngiliz kulüplerinin dikkatini çeken Ganalı, bu ilgiyi katbekat arttırmıştı.

 

Appiah'ın aklı, -tıpkı takım arkadaşı Anelka'nın da olduğu gibi- bir hayli karışmıştı. Prestijli bir ligde oynamanın, daha fazla göz önünde olmanın ne gibi bir sakıncası olabilirdi ki? Fenerbahçe yönetimi ise, Anelka'nın takımdan ayrıldığı bir dönemde Appiah'ı da elden çıkartmak istemiyordu.

 

Daum'dan boşalan koltuğa getirilen Zico'nun da en güvendiği isimlerin başında O geliyordu. 32 maçta ilk 11 oyuncusu olmayı başardı. Ama Appiah, ilk geldiği sezonun çok dışında bir futbol sergiliyordu. Otoriteler, önceleri Dünya Kupası'ndan oynayan bütün futbolcuların performansında düşüş olduğuna vurgu yapıyordu. İlerleyen haftalarda ise, yıldız futbolcunun Türkiye'de görevini tamamladığına inandığı yönünde değerlendirilmeler yapıyordu.

 

İkinci sezonunda "nerede o eski" sıfatıyla tanışan Appiah, Fenerbahçe'deki ilk şampiyonluk sevinci yaşıyordu. En son İzmir'de şampiyonluğun ilan edildiği Trabzonspor karşılaşmasında forma giymiş, şampiyonluğu getiren Deivid golüne şık bir asist yapmıştı.

 

Geçirdiği ciddi sakatlık bıçak altına yatmasını gerektiriyordu. Şampiyonluk kutlamalarına da koltuk değnekleriyle katılmıştı. Ameliyatın ardından uzun süre sahalardan uzak kalan yıldız futbolcu hala istenilen düzeye ulaşabilmiş değil. Öyle ki aynı mevkide oynayan arkadaşlarının yokluğunda dahi yedek kulübesinde oturuyor. Soru şu: Kara İnci Efsanesi sona mı eriyor, yoksa yeniden yazılacak mı?