Ekonomi

Kadir Topbaş’ın oğlu ‘Namlı’ bir işadamı oldu

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın oğlu Hüseyin Topbaş Namlı’nın franchise haklarını aldı.

19 Nisan 2010 03:00
T24 - İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın oğlu Hüseyin Topbaş Namlı’nın franchise haklarını aldı. Topbaş, inşaat yapmayı etik bulmadığını söylerken gıdada büyümeyi hedeflediğini söyledi.

Milliyet gazetesi yazarı Eylem Türk'ün "Kadir Topbaş'ın oğlu 'Namlı' bir işadamı oldu" başlığıyla (19 Nisan 2010) yayımlanan yazısı şöyle:



Aile şirketleri olan Saray Muhallebicisi’nde yıllardır yöneticilik yapan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın oğlu Hüseyin Topbaş, artık kendi işinin patronu. Topbaş, Ataköy Alışveriş Merkezi’nde restoran&şarküteri Namlı Gurme’yi açtı. Kısa bir süre önce markanın franchising’ini alan Topbaş, İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nden mezun. ABD’de iki yıl işletme yüksek lisansı yapmış. Türkiye’ye döner dönmez aile şirketi Saray Muhallebicisi’nde çalışmaya başlayan Topbaş ile yeni yatırımları, bir siyasetçi oğlu olarak ticaretin kolaylıkları ve zorlukları üzerine konuştuk.

İş hayatınız aile şirketiniz Saray Muhallebicisi’nde mi başladı?
Evet. ABD’deki eğitimimin ardından Türkiye’ye döndüğümde Saray’da çalışmaya başladım. Ama her zaman işin içindeydim. Mutfaktan, tezgâhtan yetiştim. Kazandibi, tavukgöğsü kesebilirim. Menemen pişirebilirim. Saray, aile şirketimiz. Namlı Gurme ise tamamen şahsi yatırımım.

Saray nasıl bir noktaya ulaştı?
İşin başında iki amcam var. 12 şubeye ulaştık. Son bir yıl haricinde şubeleşmemiz hızlı gelişti. Fabrika projemiz var.  Beylikdüzü’nde tesis kuracağız. Tatlı üretilecek bu tesiste. Amacımız 50 şubeye yeterli kapasiteye erişebilmek. Fabrikadan sonra franchising taleplerini de değerlendireceğiz. Özellikle şehir dışından büyük talep geliyor.

Bir kardeşiniz de mısır işinde...
Evet biz üç kardeşiz. Bir kız kardeşim bir de ufak erkek kardeşim var. Erkek kardeşim mısır konusunda iş yapıyor. Cornincup diye güzel bir marka yarattı. 45- 50 noktada yeri var. Koç Üniversitesi işletme bölümü mezunu.

Neden kendi markanızı yaratmayıp, franchising almayı seçtiniz?
Bu yatırım fikri, Namlı’da kahvaltı ederken doğdu. ABD’de master yaparken böyle bir iş modeli görmüştüm. Kendini ispatlama sürecini otomatik olarak bu sayede geçmiş oluyorsunuz. Bu avantajı değerlendirmek istedik.

İşleriniz nasıl gidiyor?
Şu andaki gidişat güzel. Namlı’nın franchising alma hakkı sadece bizde. 2-3 ay içinde yeni bir yer düşünebiliriz. Etiler, Bağdat Caddesi’ne bakıyoruz.

Siyasetçi oğlu olarak ticaret yapmak zor mu?
Hayır. Ticaret sonuçta keyifli bir iş. Bir zorluk var. Bu yatırım bilindiği zaman eğer fanatikler varsa, ‘Bu, şunun yeri gitmeyelim’ diyebilirler.  

Peki siyasetçi oğlu olarak ticaret yapmak kolay mı?
Saray Muhallebicisi adına konuşursak gerçekten marka olmuş, kendini ispatlamış bir yer. Şu anda açılacak AVM’lerin hemen hepsi bizi arayıp yer vermek istiyorlar. Eğer söylemek istediğiniz, ‘Babanızdan dolayı belli bir gücünüz olduğu için AVM’lere giriyorsunuz’ ise, böyle bir şey yok. AVM yatırımcılarına sorarsanız hepsi, ‘Bu markayı isteriz’ derler. Mesela, bugün iki tane alışveriş merkezi projesine girmiyoruz. Saray olarak benim konumum marka olarak bu gücün çok daha ötesinde.

Kardeşinizin mısır işi için de geçerli mi bu söyledikleriniz?
Bence bu konuda da aynı durum var. Diğer mısırcılara bakarsanız hiçbirinde bir konsept yok. Ama kardeşim bu konuda ciddi bir çalışma yaptıktan sonra bu işe girdi. Bir marka kuvvetleri var. Ayrıca bize yer vermeyenler de oluyor. Bir ticaret yapıyorsan gider, başvurur talep edersin. Babam büyükşehir belediye başkanı olduğundan beri ben makamına iki kere gittim. Sırf bu tarz dedikodulara yer vermemek için elimizden geldiği kadar uzak duruyoruz.

Konumunuz nedeniyle bazı sınırlamalarla karşılaşıyor musunuz?
Ben endüstri mühendisliğini bitirdim. Güzel bir eğitimim ve birikimim var. Sırf babam belediye başkanı diye ben bunları ticarete dökemeyecek miyim? Mesela inşaat yasak bana. Giremiyorum, yapamıyorum. ‘Dedikodu olmasın, babasının başkan olduğu yerde inşaat yapıyor denmesin’ diye. Bunu şimdi ben nasıl açıklarım, açıklayamam. Helalimle de yapsam olmaz. Bir kere otomatikman belli kısıtlar önüme konuyor. Ama biz de yapabildiğimiz yollardan ilerlemeye çalışıyoruz.

İnşaat dışındaki kısıtlar neler?
Sadece inşaat değil, her şeyden çekiniyorum. Yani insanların farklı düşünebilecekleri her şeyden... Birileri ticarete girecekleri vakit üç kere düşünüyorsa ben, 50 kere düşünüyorum. Ama Namlı Gurme için böyle olmadı. Zaten gıda sektöründe birikimi olan biriyim. Ve böyle bir işten geliyorum.


‘Babamla görüşmek için özel kalemden randevu alıyorum’

İş hayatında babanıza danıştığınız oluyor mu?
Danışırım. Bir konuda karar veremiyorsam ondan fikir isterim.  Aile olarak fedakârlık yapıyoruz. Çünkü torunlarını göremiyor, bizi göremiyor. Ben görmek istediğim zaman özel kaleminden randevu alıyorum. Zor tabii. Ama hizmet etmeyi seviyor. İnsanları mutlu görmek onun en büyük enerji kaynağı.


Fenerbahçe’de altyapıya bakıyor

Sarı lacivert kravat, sanırım Fenerbahçelisiniz...

Evet. Fenerbahçe’de yönetimdeyim. Ben kulüpte futbol altyapıya bakıyorum.

Fenerbahçe’nin geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Hakikaten Avrupa’nın sayılı kulüpleri arasına girebilecek kadar iyi olduğunu düşünüyorum. Çok profesyonel bir yönetimi var.

Futbol oynar mısınız?
Evet oynarım. Tenis oynarım. Sporu çok severim. Aslında benim resme de yeteneğim var. Babam gibi mimar olmak istiyordum. Ama babam ‘eve bir mimar yeter’ dedi. O yüzden endüstri mühendisi oldum. Lise zamanlarımda yağlı boya tablo çalışmalarım da oldu. Şimdi fırsatım yok yapmaya. Şiir de yazarım.

Siyasete girmeyi düşünüyor musunuz?
Düşünmüyorum. Bir ailede bir siyasetçi yeter.