Kadın Cinayetlerine Karşı Acil Önlem Grubu, İstanbul Kurtuluş’ta erkek şiddetine uğrayarak hayatını kaybeden göçmen Jesca Nankabirwa için eylem çağrısı yaptı.
Bir yıl önce geldiği Türkiye’de işçi olarak çalışan, Ugandalı iki çocuk annesi Jesca Nankabirwa, 6 Eylül günü evinden çıkmış ve 1 hafta sonra cesedi bulunmuştu. Jesca’nın ölümü kayıtlara ‘şüpheli ölüm’ olarak geçse de arkadaşları Nankabirwa’nın birden çok erkeğin tecavüzüne uğradıktan sonra öldürüldüğünü iddia etmişlerdi.
Zete'de yer alan habere göre, Katil zanlısının delil yetersizliği nedeniyle serbest bırakıldığını ifade eden Kadın Cinayetlerine Karşı Acil Önlem Grubu da, kadınları, kağıtsız göçmen kadınların uğradıkları ayrımcalığa karşı ses çıkarmak için 21 Eylül’de Kurtuluş’a çağırdı.
Kadın Cinayetlerine Karşı Acil Önlem Grubu’nun çağrı metni şöyle:
“Kadınlara çağrı;
Kağıtsız göçmen kadınlar erkek şiddetinin hedefi oluyor…
Uganda’lı Jesca’nın öldürülmesi, Türkiyede yaşayan kağıtsız göçmen kadınların maruz kaldıkları cinsel şiddeti bir kez daha su yüzüne çıkardı.
Jesca’nın umutla geldiği İstanbul’dan tabutta veda ettiği yerde, KURTULUŞ SON DURAKTA buluşuyoruz.
Uganda’lı Jesca Nankabirwa yaklaşık bir yıldır Türkiye’de yaşıyordu. Sultangazi’de bir tekstil fabrikasında aylık 900 liraya çalışarak memleketindeki iki çocuğunun masraflarını karşılıyordu. Jesca, 6 Eylül 2014 Cumartesi günü kaybolduktan dört gün sonra arkadaşlarının çabaları ile Yenibosna Hastanesi’nin morgunda bulundu. Şimdilik savcılık raporlarına ‘şüpheli ölüm’ olarak geçti. Yakalanan kişi, ifadesi alındıktan sonra delil yetersizliğinden serbest bırakıldı. Katil, pek çok Türkiye’li kadının katili gibi aramızda geziyor.
Jesca’nın hikayesi göçmen kadınların maruz kaldığı ayrımcılığın en vahim örneklerden sadece biri. Yoksulluk ve savaşın göçe zorladığı, yolu Türkiye’ye düşen göçmen kadınlar, ayrımcılık ve kötü muameleye, ucuz ve güvencesiz çalışmaya, en izbe mekanlara fahiş kiralar ödemeye mahkum ediliyorlar. Yetmezmiş gibi erkeklerin cinsel şiddet ve tacizine maruz kalıyorlar. Bu ülkede kağıtsız yaşayan göçmen kadınlar sınır dışı edilme korkusu ile yaşadıkları cinsel tacizi ve tecavüzü şikayet etmeye bile cesaret edemiyor.
Jesca bu ülke yasalarının değersizleştirdiği, sahipsizleştirdiği göçmen bir kadın olduğu için öldürüldü. Jesca gibi yüzlerce kadın her gün aynı baskı ve yaşam tehdidi ile karşı karşıya var olma savaşı veriyor.
Jesca’yı öldüren kişinin cezasız kalmaması,
Acil olarak, Türkiye’de yaşayan göçmen kadınların cinsel şiddete uğradığında başvurabileceği, güvenlik kuvvetleri dışında, sivil ve çok dilli bir kriz merkezi kurulması,
Sınırdışı edilme korkusu olmadan sağlık, barınma ve hukuki destek sağlayan koruma mekanizmalarının oluşturulması,
İstanbul Sözleşmesi’nin göçmenleri de kapsayan şiddeti önleme ve koruma hükümlerinin hayata geçirilmesi
Taleplerimizi hep beraber en güçlü şekilde seslendirmek üzere, 21 Eylül Pazar günü saat 13.00′te, Kurtuluş son durakta buluşuyoruz.
#Göçmenkadınlar yalnız değildir!
#KadınKatliamıVar
Her yerde kadın cinayeti, Meclis olağanüstü toplansın!”