Gündem

Kadına ve çocuğa şiddet hangi saatlerde patlıyor?

15 ile 44 yaş arası kadınlara yönelik şiddet; kanser, trafik kazaları, sıtma ve savaşların tamamının neden olduğu ölüm ve sakatlıklardan daha fazla ölüm ve sakatlığa neden oluyor

25 Mayıs 2012 16:33

HÜLYA KARABAĞLI / Ankara

TBMM İnsan Hakları İnceleme Alt Komisyonu ‘Kadına ve Aile Bireylerine Yönelik Şiddet' raporunda şiddetin sadece Türkiye’yi değil dünya kadınlarını da kasıp kavurduğunu ortaya koydu. BM’nin (UN Women 2011) 86 ülkeyi kapsayan verilerine göre, kadınların yüzde 70’i fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalıyor. 15 ile 44 yaş arası kadınlara yönelik şiddet; kanser, trafik kazaları, sıtma ve savaşların tamamının neden olduğu ölüm ve sakatlıklardan daha fazla ölüm ve sakatlığa neden oluyor.

 

2010'da öldürülen kadın sayısı 1500

 
Raporda yer verilen Adalet Bakanı’nın verilerine göre, 2002’de 66 kadın, 2009’un ilk 7 ayında 953, 2010 yılında bin 500 kadın öldürüldü. 2002’den 2009’a kadar artış oranı yüzde bin 400. Son yedi yılda mahkemelerde 12 bin 768 dava bulunuyor. Bunlardan 5 bin 760 tanesi mahkûmiyetle sonuçlandı. 6 bin dava sürüyor. Son bir yılda 26 bin kadına, öldürülmek için saldırıda bulunuldu.
 

‘Hâkimler kararlarında cinsiyetçi’

 
Raporda, kamu görevlilerinin kadına yönelik şiddet karşısındaki yaklaşımı şu cümlelerle aktarılıyor: “En iyi niyetli hâkimlerin bile kararlarında cinsiyetçi davrandıkları, cezalarda tahrik indiriminin kolaylıkla uygulandığı görülmektedir. Gerçekten polisi, hâkimi, savcıyı eğitmek, gösterdikleri direnç dolayısıyla çok zordur. Kadınlar bugün hâlâ siyasette, medyada ayrıştırılmaya, makbul ve makbul olmayan kadın şeklinde kategorize edilmeye devam etmektedir. Örneğin son zamanlarda şahit olduğumuz ceza olarak futbol maçlarına kadın seyirci alma kararı da, iyi niyetli bir yaklaşım da olsa, kadının hâlâ ikincil bir yerde durduğunu gösterir."
 
Ceplerinden gecikmiş ‘tedbir kararı’ çıkan kadınlar
 
Kadınların çoğunluğunun, erkeğin değişeceğine ilişkin ümit beslediğine ve çevresinde gördüğü benzer olaylar nedeniyle şiddeti normalleştirme eğilimi içine girdiğine dikkat çekilen raporda, “Bu noktada kadın geri döndürülemez noktada yardım istemektedir” ifadelerine yer verildi. Raporda ayrıca, “Ancak bugün açıkça görülmektedir ki, yardım almaya çalışan kadın yardımın gecikmesiyle öldürülmekte, öldürülen kadınların çoğunun cebinden Savcılık başvuruları, gecikmiş tedbir kararları çıkmaktadır” denildi.
 
İşte o rapordan çarpıcı tespitler:
 
- Türkiye’de her 3 kadından biri eşinden fiziksel şiddet görüyor. Kadınların yarısı ise şiddet gördüklerini daha önce kimseye söylemediklerini ifade ediyor.
 
- Yükseköğrenim gören 6 erkekten biri eşine fiziksel şiddet uyguluyor.
 
- Kadınların eğitiminin artması, kendilerini dayaktan kurtarma oranını yükseltirken; erkeklerin eğitiminin artması, şiddete başvurmalarını azaltıyor.
 

Koca kendisinden fazla kazandığı için dövüyor

 
- Kadınların erkeklerden daha fazla kazanmaları, fiziksel şiddete maruz kalma riskini en az 2 misli artırıyor.  
- Çocukken tanık olunan veya maruz kalınan şiddet erkeklerde şiddet uygulama, kadınlarda ise şiddete maruz kalma olasılığını artırıyor.
 
- Tanışıp anlaşarak, ailelerin onayıyla evlenenlerin yüzde 28’inde şiddet görülürken bu oran, görücü usulü ile evlenenlerde yüzde 37’ye çıkıyor. Aile rızası olmayan evliliklerde ise bu oran yüzde 49’a çıkıyor.
 
- Okuma yazma bilmeyen kadınlar arasında en az bir kez fiziksel şiddet gördüğünü söyleyen kadın oranı yüzde 43. Yükseköğrenim görmüş kadınlarda bu oran yüzde 12’ye düşüyor. Ancak, yükseköğrenim görmüş kadınların bu itirafı yapmakta daha ketum davranıyor.
 

Kocadan izin almadan köye gidemiyor

 
- 10 kadından sadece biri şehir dışına/köye kocasından izin almadan gidiyor.Üçü izin almadan ailesini ziyaret ediyor. 4’ü izin almadan komşu ziyareti yapabiliyor.
 
- Kadınların yarıya yakını Medeni Kanun’da düzenlenen mal rejiminden habersiz.
 
- 10 kadından 9’una göre haklı dayak yok. Bu sonuç, toplumda farkındalık yaratma çalışmalarının başarılı olduğunu gösteriyor.
 
- Kadınların yüzde 70 ila 85’i devleti göreve çağırıyor. Devletin erkekleri eğiterek, bu konuda çalışan kuruluşları destekleyerek, ağır cezalar vererek, sığınma evleri açarak, polisleri eğiterek erkeklerin eşlerine yönelik şiddeti engelleyeceğine inanıyor. Ancak devletin bu sorumluluklarını yeterince yerine getirmediğini de ifade ediyorlar.
 

Şiddetin saati 21.00-23.00

 
- Kadınların yüzde 85’i sığınma evlerinin yetersiz olduğunu düşünüyor.
 
- Kadınların yüzde 87’si vergilerinin sığınma evi yapımında kullanılmasının çok iyi olacağını belirtiyor.
 
- Yüzde 97’si mahkemelerin şiddet uygulayan erkeğe ceza vermesi gerektiğini düşünüyor.
 
- Şiddetin saati ise akşam 21.00-23:00 arası