Prof. Sencer Ayata başkanlığındaki CHP Bilim, Yönetim ve Kültür Platformu’nun hazırladığı son Politika Notu'nda, AKP iktidarının 12 yılında gözlenen toplumsal veriler ele alınarak yorumlandı. Bu sürede, kadına yönelik şiddetin yüzde 1400 arttığı, her 5 çiftten 1'inin boşandığı, ve boşanmaların 3'te 1'inin aldatma nedeniyle gerçekleştiği belirtilen raporda AKP'nin "manevi kalkınma" iddiasının aksine "Türkiye'nin toplumsal çöküntü içinde olduğu" öne sürüldü.
Politika Notu'nda negatif göstergelerin kaynağı konusunda 4 noktaya işaret edildi ve AKP "mahalle baskısı, ahlak zabıtalığı, korku toplumu yaratma, yoksulluk, dışlanma ve güvence eksikliği, uzlaşma yerine çatışmayı körükleme, ve çıkarcı-maddiyatçı zihniyet" ifadeleriyle eleştirildi. Politika Notu'nda, "Toplumsal çöküntünün kuşkusuz en önemli nedeni, temel etik değerleri hiçe sayan çıkarcı ve maddiyatçı AKP zihniyetidir. AKP iktidarında insanın değeri yalnızca para ile ölçülür hale gelmiştir" denildi.
CHP'nin son Politika Notu "AKP’nin Yol Açtığı
Büyük Toplumsal Çöküntü" başlığıyla yayımlandı. Notta AKP iktidarı boyunca ortaya çıkan toplumsal veriler yan yana getirildi.
Çalışmaya göre, cezaevine giren kişilerin sayısı 2 kat arttı. Kasım 2014 itibariyle cezaevindeki kişi sayısı 152 bini aştı. Her her beş çiftten biri boşandı, boşanan kadınların yüzde 31,9’u ve erkeklerin yüzde 34,8’i aldatma/aldatılma sebebiyle ayrılmayı tercih etti.
Boşanma oranları artıyor
2012’de Türkiye’deki boşanma hızı, nüfus artış hızını geçti. Kaba boşanma hızı 2001'de yüzde 1,35'ten 2013'te yüzde 1,65'e yükseldi. Yaklaşık her beş evlilikten biri boşanmayla sonuçlandı.
25 bin kişi intihar etti
Türkiye'de son on yılda 25 binden fazla kişi intihar etti. 2013'te intihar ederek ölenlerin sayısı 3.189 oldu. İntihar eden her dört kişiden birini 15-24 yaş aralığındaki kişiler oluşturdu.
Beş evlilikten biri boşanmayla sonuçlandı
Türkiye'de boşanmanın en önemli üç nedeni ekonomik sorunlar, şiddet görme ve aileler arası uyumsuzluk olarak belirtildi.
"AKP'nin erken yaşta evlenmeyi teşvik ettiği" belirtilen raporda "Erken evlenmenin de bir sonucu olarak kadınların yüzde 31,9'u ve erkeklerin yüzde 34,8'i aldatma sebebiyle boşanmaktadır. Her beş evlilikten biri boşanmayla sonuçlanıyor. Boşanma kadınlarda depresyonu, erkeklerde şiddete başvurmayı arttırıyor" denildi.
En çok işlenen suçlar: Hırsızlık, dolandırıcılık, yaralama
Son dönemde Türkiye'de en çok işlenen suçlar hırsızlık, dolandırıcılık ve yaralama oldu. 2005'ten itibaren bu tür suçlarda ciddi bir artış gözlendi. Kapkaççılık suçu işleyenlerin oranı 2003’te yüzde 1,2 iken 2012’de yüzde 3,6'ya yükseldi. Şantaj, yaralama, cinsel taciz ve gasp gibi suçları işleyenlerin oranı 2006’da yüzde 1,2 iken 2012’de yüzde 3,8'e çıktı.
Hükümlü ve tutuklu sayısı arttı
Hükümlü ve tutuklu sayısı 2002’de 59.429 iken, 2014'te 152 binin üzerine çıkarak yüzde 100'ün çok üzerinde bir artış gösterdi. Suç işleyenlerin 18-35 yaş grubunda yoğunlaştığı belirlendi. 2005 ve 2012 yılları arasında çocuk ceza infaz kurumu ve eğitim evine girenlerin sayısı yüzde 42 arttı. Çocuklar tarafından işlenen suçlarda en ciddi artış hırsızlık ve gasp eylemlerinde yaşandı. Öldürme suçları 2002-2011 yılları arasında yüzde 3'ten yüzde 4,3'e, yaralama suçları ise yüzde 6,2'den yüzde 9,8'e çıktı.
Kendi intikamını alma eğilimi
“Devletin kurumlarına güveni sarsılan bireyler kendi intikamlarını kendileri alma yoluna gitmektedir” denilen Politika Notu’nda “Güç kullanmayı doğal sayan, toplum kesimlerini birbirine karşı kışkırtan ve her sorunu dayatma ile çözmeye çalışan AKP zihniyeti, toplumdaki şiddet eğilimini artırdı ifadeleri kullanıldı.
Uyuşturucu batağı
2002’den bu yana uyuşturucu madde suçlarının oranı yüzde 3,5'ten yüzde 5,2'ye yükseldi. Ekim 2014 itibariyle cezaevlerinde uyuşturucu madde suçlarından tutulan kişi sayısı yaklaşık 26.697, adam öldürme suçuyla bulunanların sayısı 26.865 oldu. 2010-2011 yılları arasında doğrudan madde bağlantılı ölüm olaylarında yüzde 8, dolaylı madde bağlantılı ölüm olaylarında ise yüzde 6 oranında artış yaşandı.
Çocuklar ve uyuşturucu
Madde bağımlısı çocuklar ülkemizin en yıkıcı sosyal sorunlarından biri haline geldi. 2013’te 2009’a göre en büyük artış yüzde 658,7 ile bir veya birden fazla sentetik uyuşturucu madde kullanan çocukların sayısında gerçekleşti. Yaş grupları itibariyle ise en hızlı artış 11 yaş ve altındaki çocuklarda görüldü. Asıl ürkütücü olan, uyuşturucuya özellikle de Bonzai'ye başlama yaşının gittikçe düşüyor olmasıdır. Bonzai kullanımından ötürü tıbbi sorun yaşayan ve ölen çocuk, ergen ve gençlerin sayısı endişe verecek rakamlara ulaştı.
Kadına şiddette rekor
AKP döneminde kadınlara yönelik şiddet yüzde 1.400 oranında artarak rekor kırdı. Kadınlar hemen her gün namus, töre gibi sebeplerle yakınları tarafından öldürülmektedir. Her on kadından dördü hayatlarında en az bir kez fiziksel şiddete uğradığını söylemektedir.
Gerilim tırmanıyor
“Ayrışma, kutuplaşma, gerilim ve hatta şiddet hayatın her alanına damgasını vurmaktadır. Evde, iş yerinde, trafikte, sokakta yaşanan saldırı, dövme, öldürme haberleri gün geçtikçe çoğalmaktadır” ifadelerinin kullanıldığı Politika Notu’nda “Toplumsal çöküntünün kuşkusuz en önemli nedeni temel etik değerleri hiçe sayan çıkarcı ve maddiyatçı AKP zihniyetidir” denildi.
Toplumsal çöküntünün nedenleri
Yaşanan toplumsal çöküntünün nedenlerini dört ana noktada toplamak mümkündür.
1) AKP’nin körüklediği mahalle baskısı, ahlak zabıtalığı, ihbar kültürü ve polis denetimi insanların birbirlerini suçlu gibi görmelerine neden olan şüphe ve korku toplumu yaratmıştır. Bu yaklaşım bireyi sürekli denetim altında tutan ve ona her istediğini yaptırmayı amaçlayan bir orta çağ zihniyetinin ürünüdür. Siyasi ve toplumsal baskılar ruhsal sorunları ve suça yatkınlığı azaltmamakta, tersine arttırmaktadır. Bu nedenle modern toplumlar sorunlarını bireyler üzerindeki dış baskıyı arttırarak değil, özgürleşen bireylerin öz denetimlerini geliştirmelerini sağlayarak çözmeye çalışmaktadır.
2) Toplumsal çöküntünün diğer önemli kaynağı yoksulluk, dışlanma ve güvence eksikliğidir. AKP iktidarı eğitim sistemini alt üst etmiş, işsizlik sorununu derinleştirmiş ve sosyal güvenlik sistemini bozmuştur. AKP, yoksul yurttaşları ekonomi politikalarının belirsizliğine, hayırseverlerin insafına ve oy avcılığı amacıyla yapılan siyasi yardımlara mahkûm etmiştir. Toplumda kendini yeterince güvende hissetmeyen bireyler mutsuz bir yaşam sürmekte ve suç işlemeye daha yatkın hale gelmektedir.
3) AKP iktidarı uzlaşma kültürünü güçlendirmek yerine çatışmayı körüklemeyi tercih etmektedir. Toplumun kutuplaşması, taraflar arasındaki ayrılıkların derinleşmesine ve karşılıklı önyargıların tırmanmasına yol açmaktadır. Çatışma ve kavga ortamı, artan suç ve şiddetin başlıca nedenlerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır.
4) Toplumsal çöküntünün kuşkusuz en önemli nedeni temel etik değerleri hiçe sayan çıkarcı ve maddiyatçı AKP zihniyetidir.
AKP iktidarında insanın değeri yalnızca para ile ölçülür hale gelmiştir. Bu anlayış daima kişisel çıkarı peşinde koşan, kazanmak için her yola başvuran, yaptığı yolsuzlukları ne pahasına olursa olsun örtbas etmeye çalışan insanı yüceltmektedir. Bu insan, ihtirasları uğruna çalıp çırpmaktan, hatta kutsal değerleri sonuna kadar sömürmekten kaçınmamaktadır. Bu insan için özveri, toplumsal yarar ve başkalarının hakkını yememe gibi değerlerin hiçbir önemi yoktur.
AKP iktidarı, para hırsının, açgözlülüğün, yolsuzluğun simgesi olan bu “yoz insan” tipini normalleştirmekte ve topluma model olarak sunmaktadır. AKP’nin çıkarcı ve maddiyatçı zihniyeti, Türkiye’yi eşine zor rastlanan bir yolsuzluklar ve skandallar ülkesi haline getirmiştir.
Politika Notu’nun tamamını okumak için tıklayınız…