Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, 'Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi' imza protokolünde konuşurken, Suriye 'de yaşananlara göndermede bulunarak, "Kadına karşı şiddetle uğraşacağınıza önce insanlığa karşı cinayetleri önleyin" dedi.
Doğan Haber Ajansı'ndan Emel Gökbulut'un haberine göre, Görmez'in açıklamasından öne çıkan başlıklar şöyle:
“Öyle bir zor zaman dilimlerinden geçiyoruz ki sözün tükendiği zamanlardayız. Gerçekten kadın haklarından kadına karşı şiddetten insan haklarından söz etmenin bunların lafını etmenin gittikçe zorlaştığı dönemlerden geçiyoruz. Çünkü insanlık vicdanını kaybediyor. Birkaç gündür hepimiz evlerimizde televizyonlarımızın karşısına kilitlendik ve bütün insanlığın nasıl vicdanını kaybetmeye başladığına hepimiz şahit oluyoruz.
Kabil’in Habil’i öldürdüğü yerde
Aslında insanoğlunun öldürme macerası Kabil ile başlanmıştır. Kabil Habil’i öldürerek başlatmıştır. İnsanoğlunun bu en büyük cinayetini bizim elimizdeki kitaplardaki rivayetlere göre bu cinayet Kasyon Tepesi’nde Şam’daki Kasyon Tepesi’nde işlenmiş ve biz dünden bugüne Kasyon Tepesi’nde büyük bir insanlık suçunun yeniden işlendiğine şahit oluyoruz. Öncelikle bunu bir vicdan sahibi insan olarak iman sahibi bir mümin olarak telin etmek her birimizin vazifesi ama telin etmek yetiyor mu, yetmez asıl üzücü olan bir husus daha var asıl üzücü olan birinci husus insanlık vicdanını kaybediyor.
‘Müslümanlığımız vicdan üretmemeye başladı’
İkinci husus Müslümanlığımız vicdan üretmemeye başladı. Çünkü bu cinayetler İslam topraklarında Darussalam olarak bilinen barışın ve esenliğin yurdu olarak bilinen topraklarda ve coğrafyalarda meydana geliyor. Bu büyük cinayetlerle insanlığa karşı işlenen büyük cinayetlerde hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.
Bütün insanlığı yeniden kendi vicdanına yaratıcının yüreklerine yerleştirdiği fıtratlarına yerleştirdiği o vicdanlarına sahip çıkmaya davet ediyorum. Bütün Müslümanları da yeniden vicdan üretecek bir dindarlık üretmeye davet ediyorum. Müslümanlar kendi Müslümanlıklarını kendi dindarlıklarını yeniden sorgulamak durumundadırlar. Neden Müslümanlığımız vicdan üretmiyor. Aslında bugün bir araya gelmemize vesile olan ve iki bakanımızı da başkanlıkta buluşturan proje bir Birleşmiş Milletler projesidir ve değerli temsilcisi, halk dostumuz da burada aramızdadır. Ama o kusura bakmasın BM başta olmak üzere bütün uluslararası kuruluşlar bütün insani kuruluşlar hatta benim de başında bulunduğum kurum dahil olmak üzere toplumlara din ve ahlak öğretmekle yükümlü olan kuruluşlar bugün meşruiyet krizi yaşıyor.”
Kadına karşı şiddetle uğraşacağınıza
Ben öncelikle BM Temsilcimiz marifetiyle buradan onlara sesleniyorum. Kadına karşı şiddetle uğraşacağınıza önce insanlığa karşı cinayetleri önleyin. İnsanlığa karşı cinayeti önleyemeyen kurumlar, kuruluşlar toplumların kadına karşı şiddeti, insan hakkını, aile içi şiddeti ve benzeri konuları nasıl önleyebilirler.
BM’nin bir kuruşunu harcamam
Dostumuz yine kusura bakmasın sayın bakanlarımızın huzurunda biz 2010 yılından itibaren bu projeye destek veriyoruz. Başta da ifade ettim şahsen bizzat kendim büyük bir özveriyle zaman zaman toplantılarına da katılarak yönlendirici oldum. Ama şimdi bundan sonraki kısmında en azından Diyanet İşleri Başkanlığı’nı ilgilendiren kısmında BM’nin bir kuruşunu harcamayacağım kabul etmiyorum o parayı. Bunu diyanet vakfından harcayacağım. O parayı insanlığa karşı işlenen büyük suçları ve cinayetleri önlemede kullansın bizim kadına karşı şiddeti, insana karşı şefkati ve merhameti toplumumuza milletlerimize anlatacak kadar hem imanımız var hem maneviyatımız var hem de maddiyatımız var Allah’a hamdolsun.