Bazıları kadın kotasının ekonomik gidişatın hızını keseceğini öne sürürken, diğerleri, kadın kotasının eşit haklar konusunda önemli bir gösterge olacağını iddia ediyor.Federal kabinenin Aile Bakanı sosyal demokrat Manuela Schwesig, borsaya kayıtlı 108 işletmenin denetim kurullarında 2016 yılından itibaren daha fazla kadının olacağını ilân ediyor. Şu anda bu pozisyondaki kadın oranı yüzde 5 civarında; gelecekte bu oranın en az yüzde 30’a yükseltilmesi hedefleniyor. İki kitle partisinden oluşan büyük koalisyon, üç bin 500 kadar işletmeye de, “esnek düzenleme” adı verilen, işletmelerin kendiliklerinden kadın kotası, yani kontenjan uygulayacağı bir yükümlülük getirdi.
'Kota, meslekî vasıf özelliğini dikkate almıyor'
Peki yasa kabul edildi, tartışma bitti mi? Görünen o ki hayır! Kota yanlısı ve karşıtı görüşlerin tartışması devam ediyor. Bu konudaki cepheleşmeler de sertleşmiş durumda. Bir tarafta ekonomi çevreleri var. Alman İşverenler Derneği BDA’dan Stefan Straesser, kota uygulamasına genelde karşı çıkanlardan:
“Biz Almanya İşverenler Derneği olarak her zaman kadın kotasına karşı çıktık. Biz, kotanın en önemli kriter olan meslekî vasıf konusunu dikkate almadığını söylüyoruz.”
'Kadın kotası fikri, tribünlere oynama anlamına geliyor'
Strasser, kota, ya da diğer deyişle kadınlara kontenjan uygulaması ile insanların meslekî vasıflarının göz ardı edildiği görüşünü savunuyor. Koalisyonun büyük ortağı Hristiyan Birlik partilerinin kimi üyeleri de varılan karardan pek memnun görünmüyor. Hristiyan Demorkrat Birlik'in gençlik örgütü Genç Birlik (JU) Genel Başkanı Hans Reichart’ın görüşüne göre de Almanya’da kadınlara kota tarzı özel bir muamale yapılması gerekli değil: “Toplumsal dönüşüm zaten yolda. İşletmelerin yönetim kadamelerine baktığınızda oradaki tüm sorumluların kariyerlerinin son dönemini yaşadıklarını görürsünüz. Son yıllara baktığımızda ise 30-40 yaş gruplarında daha fazla kadının sorumlu pozisyonlara geldiğine tanık oluyoruz. Vu bu neslin kendinden sonraki devamı da otomatik olarak gelecektir. Ondan dolayı kadın kotası getirme fikri, gerçekten kadınların gelişmesine bir katkısı olmaksızın sadece tribünlere oynamak anlamına geliyor.”
'Kota uygulaması ilk başarı adımı'
Ancak kayıtlara geçmiş olan bir gerçek de şu ki, Almanya’da hemen hemen erkekler kadar çalışma dünyasında kadınların da yer almasına rağmen, yönetici kadrolarındaki kadın oranı neredeyse yok denecek kadar az. Monika Schulz-Strelow, yıllardır Almanya’da kadın haklarının güçlendirilmesi için çalışmalar yapan “Denetim Kurulları'na Daha Fazla Kadın” (FidAR e.V.) adlı girişimin başkanı. Kota uygulaması onun için ilk başarı adımı. Monika Schulz-Strelow şunları söylüyor: “Biz Almanların en güzel özelliklerinden biri, yasalar çıkarttığımızda onlara uymamızdır. Şimdiki kadın kotasına uyulmak suretiyle ümit edilir ki erkekler ile kadınların eşit katılım hakkı daha ciddiye alınmış olur ve bu durum genel olarak işletme kültüründe bir değişiye yol açar.”
“Denetim Kurulları'na Daha Fazla Kadın” adlı girişimin başkanı Schulz-Strelow, genç kızlar ve kadınlar için yönetim kadrolarındaki kadınların iyi bir örnek oluşturacağı görüşünde. Schulz-Strelow, bu konumda olanların sayısının Almanya'da hâlâ çok az olduğuna işaret ediyor. Bu arada Almanya'da kadınların da yönetici olarak zirveye tırmanabileceklerini eski Federal Aile Bakanı'nın öz yaşam öyküsünün gözler önüne serdiği belirtiliyor. 1994 yılında ilk kez kamu dairlerinde kadınlar için kota uygulamasını başlatan işte o bakan kadın oldu. O dönemde “Başbakan Kohl'ün Kızcağızı” diye kendisine gülümsenen Angela Merkel, sadece Almanya Başbakanı olmakla kalmadı, dünyanın da en güçlü kadın politikacılarından biri olarak görülmekte.