Joe Biden 46. ABD Başkanı olarak göreve başladığında, seçilmesinin "bir adayın değil, bir davanın, demokrasi davasının zaferi olduğunu" söylemişti.
Senato'ya baskından haftalar sonra, bir pandeminin ortasındaki bölünmüş ülkeye konuşan Biden, birliği geri getirme ve "harika şeyler yapma" vaadinde bulundu.
"Yanlışları düzeltebiliriz. İnsanların iyi işlerde çalışmasını sağlayabiliriz. Çocuklarımızı güvenli okullarda okutabiliriz. Bu ölümcül virüsü yenebiliriz" demişti.
Beyaz Saray'da geçirdiği ilk yılda, Biden'ın kaydettiği mesafeyi, Amerikan halkı nezdindeki konumunu, BBC Kuzey Amerika Muhabiri Anthony Zurcher'in analizleriyle inceledik.
Onay oranları ne durumda?
Sert geçen başkanlık yarışının ardından, RealClearPolitics'e göre Biden %56'lık bir onay oranıyla göreve başladı. 80 milyondan fazla, tüm diğer başkanlardan daha çok sayıda oy almıştı.
Ancak ilk yılında popülaritesi şaşırtıcı şekilde düştü.
Biden'ın gerileyişi, ABD'nin çok eleştirilen Afganistan'dan çekilişi ve Delta varyantının ilerlemesiyle başladı.
O zamandan bu yana, kampanyadaki en büyük vaatleri olan pandemiyi kontrol altına alma ve çalışan ailelerin refahını artırma sözlerini yerine getiremedikçe, onay oranları daha da düştü.
Diğer başkanlarla kıyaslandığında, sadece Donald Trump ilk yılında bu kadar çok hayalkırıklığı yaratmıştı. Gallup'a göre Trump'ın popülaritesi, yemin töreni sırasındak % 45'lik orandan, bir yıl sonra % 35'e geriledi.
Biden'ın eski patronu Barack Obama da göreve yaklaşık %70'lik onay oranıyla başladı ve ilk yıl dolduğunda yüzde 50'ye doğru gerilemişti. George W. Bush ilk başkanlık dönemine Biden'a benzer konumda, yaklaşık % 60 ile başlamış, ancak 11 Eylül saldırılarının ardından yaklaşık %90'a yükselmişti.
Anthony Zurcher: Joe Biden'ın balayı sürecinin sona erdiğini söylemek zor, çünkü hiç gerçekten bir balayı yapmadı. Onay oranları aşırı olumlu değildi, çoğu başkanın yemin töreninde aldığı o büyük itici gücü yoktu. Şimdiyse oranlar, yeniden seçilmek isteyen bir ilk dönem başkanı için tehlikeli seviyelerde. Bunun nedeniyse, Cumhuriyetçilerin neredeyse tamamının kendisinden hoşlanmaması ve bağımsızların da bir çoğunun hayalkırıklığı yaşaması.
Pandemiyi kontrol altına alabildi mi?
Cebinde, virüsün öldürdüğü Amerikalıların sayısının yazdığı bir kart taşıdığını söyleyen Başkan Biden, pandemiyle başa çıkmayı başlıca önceliği olarak belirledi.
Covid ile mücadele planının başlıca ilkeleri, yaygın aşılama kampanyası ve testlerde büyük bir artıştı.
İlk yılında, aşı tedariğini ve bulunurluğunu genişletti ve şu anda ABD nüfusunun %75 kadarı en az bir doz, %63'ü de iki doz aşı oldu.
Kasım ayından bu yana 5 yaşına kadar çocuklar aşı vurulabiliyor ve Omicron'a karşı koruma için 80 milyon doz hatırlatıcı aşı yapıldı. Hızlı ev testleri de bu haftadan itibaren bedava sipariş verilebilecek.
Ancak varyantların yükselişi ve aşılara bazı kesimlerden yükselen karşıtlık, pandeminin sona ermekten uzak olduğu anlamına geliyor. Yıl boyunca ABD'de üç büyük Covid dalgası yaşandı ve 850 binden fazla ABD'li Covid'den öldü. ABD küresel pandemide en çok sayıda insanın hayatını kaybettiği ülke.
Anthony Zurcher: Biden Temmuz'daki konuşmasında ABD'nin Covid-19'dan "bağımsızlığını" kutlayabileceğini söylemişti. Bu, vaktinden önce yapılmış başkanlık açıklamalarında, George W. Bush'un Irak'ın işgalinin ardından "Görev tamamlandı" pankartının altında yaptığı konuşmanın hemen yanında. Beyaz Saray, Mayıs ayında dev bir pandemi yardım yasası geçirmesiyle övgü alırken, Delta ve Omicron varyantlarının ortaya çıkarttığı sorunlara karşı hazırlanmada yetersizlik, yaklaşıyor gibi görünen bir başarıyı uzun, zahmetli bir sürece dönüştürdü.
Biden liderliğinde ABD ekonomisinde durum ne?
Birçok Amerikalı için, ülkenin karşı karşıya olduğu en büyük sorun ekonomi. Biden iktidara geldiğinde, pandemi istihdam artışını yavaşlatmış ve kapanma nedeniyle ABD'de işsizlik sorunu büyümüştü.
Geçen yıl istihdam, aşağı yukarı geri döndü ve 6,4 milyon iş eklendi. Toplam istihdam, pandemi öncesinden az olsa da işsizlik maaşına başvuranların sayısı son 50 yılın en düşük seviyelerine geriledi.
Ancak bazı diğer ekonomik sorunlar ortaya çıktı.
Milyonlarca Amerikalı işlerini bıraktı. Bu, istihdam piyasasına olan güveni yansıtsa da bazı sektörlerde işgücü sıkıntısı çekiliyor. Bu durum da küresel tedarik zincirlerinde sorunlara yol açıyor ve enflasyonu ateşliyor.
Tüketici fiyatları, Aralık 2020-21 döneminde %7 arttı ve 1980'lı yıllardan bu yanaki en büyük artış görülmüş oldu.
Anthony Zurcher: Biden iktidarı, ABD ekonomisi bir yıl süren pandemi kapanmalarından çıkarken aldı. Onun için iyi haberler, düşen işsizlik, rekorlar kıran borsa ve büyüme oranları. Kötü haberse ekonomik toparlanma süratinin, on yıllardır görülmeyen tedarik zinciri sorunlarına ve enflasyona yol açması. Ekonomi bu iki kötü görünümden kurtulabilirse, bu alandaki sicili iyi görülecek. Ancak sorunlar yönetimin söz verdiği kadar "geçici" olmadı.
Göç reformlarında vaatlerini yerine getirdi mi?
Başkanlık seçimi kampanyası sırasında Biden'ın vaatlerinden biri, solu kızdıran Trump dönemi politikalarından göçmen ailelerin ayrılmalarına ve sınırda çocukların gözaltına alınmalarına son vermekti.
Biden, sözde "sıfır tolerans" politikasına son vererek sözünü tuttu ve gözetim merkezlerinde tutulan çocukların sayısı birden azaldı.
Ancak göreve gelmesinden bu yana, ABD yeni zorluklar ortaya çıkartan yeni bir göç dalgasına sahne oldu. 2021'de ABD sınır muhafızları 2 milyon kez göçmenlerle karşılaştı ve bunların 165 bini çocuktu.
Uzun vadeli reformlar uzak görünüyor. Biden'ın tahminen 11 milyon kayıt dışı göçmene yasal statü verme önerisi Kongre'ye takıldı ve iltica başvuruları ABD'de değerlendirilirken Trump döneminden kalan göçmenlerin Meksika'da beklemesi politikasını geri çevirmeyi başaramadı.
Bu arada, Covid-19'un yayılmasını önlenmesi için hükümete belgesiz mültecileri otomatik olarak sınır dışı etme yetkisi veren Trump dönemine ait bir yasayı kullanmasını savundu.
Bu yasayı 4 bin Haitiliyi Teksas'tan sınır dışı etmek için kullanması, yaygın bir şekilde kınandı.
Anthony Zurcher: Pandeminin 2020'nin büyük çoğunluğunda baskılamasının ardından, sınırdan kaçak geçişlerde bir artış olması bekleniyordu. Beklenmeyense, Biden'ın gerçekleştirdiği göç reformlarıydı ve ABD sınırlarındaki tesis ve personel bu artışa hazırlıksız yakalandı. Sonuçtaysa çok az insan tatmin oldu.
Başarıları neler?
Biden, yönetiminin ilk dönemlerinde başarılar yakaladı ve Mart ayında 1,9 trilyon dolarlık yardım paketini Kongre'den geçirdi.
Ülkesini Paris İklim Anlaşması'na yeniden soktu ve 100 günde, 50 milyon kişi için 100 milyon aşı vaadini gerçekleştirip orduda trans bireylere getirilen yasağı geri çekti.
Cumhuriyetçiler ve partisindeki parçalı yapıya karşın, Kasım ayında da 1 trilyon dolarlık altyapı bütçesini kabul ettirdi.
Daha uzun vadeli başarısı belki, çok sayıda yargıç ataması olabilir. İlk yılında Ronald Reagan dışındaki başkanlardan daha çok yargıç atadı.
Ancak Biden, kendi partisinin oy verme reformlarının Kongre'den geçmesine destek olmayacağını söylemesiyle büyük bir darbe aldı.
Bu ilk sefer değildi. Ilımlı Demokrat Senatörler Kyrsten Sinema ve Joe Manchin, sosyal harcama yasası ve iklim yasalarında çekimser kaldı.
Anthony Zurcher: Geçen yıl başlıca odak noktası, Biden'ın Kongre'de başaramadıklarına karşı, yönetimin geçirmeyi başardıkları oldu. Her anne babanın bildiği gibi, tutamayacağınız sözler vermek çocukları bir öfke nöbetine sevk etmenin en iyi yolu. Biden kampanyası sırasında çok fazla söz verdi ve bunların bazıları gerçekçi değildi, bazıları da kontrolü dışındaki koşullara bağlıydı. Şimdiyse öfkesi artmaya başlayan bir seçmenle karşı karşıya.