T24 Dış Haberler
Japonya, Fukuşima Nükleer Santrali'nden bir milyon tondan fazla suyu bugün itibarıyla Pasifik Okyanusu'na pompalamaya başladı.
Kyodo haber ajansının bildirdiğine göre; Japonya tüm tepkilere rağmen Fukuşima Nükleer Santrali'nden Pasifik Okyanusu'na 1 milyon tondan fazla kirli suyu boşaltmaya başladı. Bu karar; Japonya, Çin ve Hong Kong'da protestolara, ithalat yasaklarına ve yakınlardaki balıkçı topluluklarında öfkeye yol açmıştı.
Santralin işletmecisi Tokyo Electric Power (Tepco), planın Japonya hükümeti tarafından onaylanmasından iki gün sonra bugün santralden az miktarda su pompaladı.
TIKLAYIN | Fukuşima'nın atık suyu ne kadar tehlikeli?
Tepco, salımın yerel saatle 13:03'te başladığı ve deniz suyu pompasında ya da çevredeki tesislerde herhangi bir anormallik tespit edilmediği açıklamasında bulundu. Canlı videoda bilgisayar ekranlarının arkasındaki mühendislerin ve bir yetkilinin geri sayımın ardından "deniz suyu taşıma pompalarının yakınındaki vanaların açıldığını" söylediği görüldü.
Tepco, suyun başlangıçta çok az miktarlarda ve ekstra kontrollerle salınacağını ve toplam 7 bin 800 metreküplük ilk boşaltımın yaklaşık 17 gün sürmesinin beklendiğini açıklamıştı.
Komşu ülkelerde öfkeye neden olan ve 30 ila 40 yıl sürmesi beklenen boşaltma işlemi, tüketicilerin Fukuşima ve çevresinde yakalanan deniz ürünlerinden uzak durması nedeniyle balıkçılar arasında sektörlerini yok edeceği endişesine neden oldu.
Salınan su güvenlik riski yaratıyor mu?
Su, Mart 2011'de Fukuşima'nın güçlü bir tsunami tarafından vurulmasının ardından eriyen üç nükleer reaktörün soğutulmasında kullanıldıktan sonra kirlenmişti.
Zararlı maddelerin çoğundan kurtulmak için tesis içi teknoloji kullanılıyor ancak Tepco'ya göre çok zayıf seviyelerde radyasyon yaydığı ve insan vücudunda birikmediği veya yoğunlaşmadığı için nispeten zararsız olduğu düşünülen trityum filtrelenemiyor.
Deşarjı eleştirenler, uzun vadeli veri eksikliğinin, trityumun insan sağlığı ya da deniz çevresi için bir tehdit oluşturmadığını kesin olarak söylemenin imkansız olduğu anlamına geldiğini söylüyor.
Greenpeace radyolojik risklerin tam olarak değerlendirilmediğini ve deşarjın bir parçası olarak salınacak olan trityum, karbon-14, stronsiyum-90 ve iyot-129'un biyolojik etkilerinin "göz ardı edildiğini" söyledi.
Bugünkü salım öncesinde Tepco, boşaltılan ilk parti suyun litre başına yaklaşık 190 bekerel trityum içereceğini, bunun da Dünya Sağlık Örgütü'nün litre başına 10 bin bekerel olan içme suyu limitinin oldukça altında olduğunu savundu. Su günde en fazla 500 bin 000 litre olarak salınacak.
Japon yetkililer, bir denizaltı tüneli aracılığıyla Pasifik'e pompalanmadan önce deniz suyuyla seyreltilen suyun güvenli olduğunu söylüyor. Bu görüş, salımın insanlar ve çevre üzerinde "ihmal edilebilir" bir radyolojik etkiye sahip olacağını söyleyen yakın tarihli bir Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu güvenlik incelemesi tarafından desteklendi.
Çin: Halk sağlığını korumak için gerekli tüm önlemleri alacağız
Ancak gıda güvenliği konusundaki güvenceler Çin'i ikna edemedi. Tahliyenin başlamasından saatler önce Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wang Wenbin bu kararı "son derece bencilce" olarak nitelendirdi ve Pekin'in Japonya'nın Çin Büyükelçisi'ne resmi bir şikayette bulunduğunu sözlerine ekledi.
Wang, Çin'in "deniz çevresini, gıda güvenliğini ve halk sağlığını korumak için gerekli tüm önlemleri alacağını" söyledi ve "Okyanus tüm insanlığın ortak malıdır, Japonya'nın nükleer kirlenmiş suyu keyfi olarak boşaltacağı bir yer değildir" dedi.
Bazı uzmanlar, Çin de dahil olmak üzere diğer ülkelerdeki nükleer enerji santrallerinin onlarca yıldır hiçbir olay yaşanmadan denize seyreltilmiş trityum saldığına dikkat çekti.
Avustralya Ulusal Üniversitesi'nde fahri doçent olan Tony Irwin, "Dünya çapındaki nükleer enerji santralleri 60 yılı aşkın bir süredir trityum içeren suyu rutin olarak, çoğu Fukuşima için planlanandan daha yüksek seviyelerde olmak üzere, insanlara ya da çevreye zarar vermeden boşaltmaktadır" dedi.