HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu yoldaki bir kaplumbağayı ezilmekten kurtarmaya çalışırken yaşamını yitiren Kemal Divrikli'nin cezaevinde bulunan oğlunu cenazeye getiren askerlerin Divrikli’nin kefenini açarak ölü bedeni üzerinde arama yaptığını iddia etti.
Divrikli’nin oğlu Doğan Divrikli’ye cezaevinden savcılık belgesi dışında ölüm belgesi istemek gibi çeşitli engellemeler yapıldığını belirten Ali Kenanoğlu’nun Evrensel gazetesinde yayımlanan (26 Haziran 2015) yazısı şöyle:
Kemal Divrikli, Altınoluk Alevi Kültür Derneği'nin yöneticisiydi. İnancına, öğretisine sahip ve bunu özümseyip yaşama geçirmiş birisiydi. Bunun için yaşamın kutsallığına inanıp cana can katan bir ağabeyimiz oldu. Yaşamını, yoldaki bir kaplumbağayı kurtarayım derken kendisine çarpan bir araç nedeniyle kaybetti. Beklenmedik bir şekilde kaybettiği yaşamından organlarını bağışladığı başka kişilerin (4 kişi) canlarına da can kattı.
Kemal Ağabeyin cenazesi Altınoluk Cemevinden yolcu edildi. Devridaim yolu ışık olsun. Alevi camiasının ve yakınlarının, sevenlerinin başı sağ olsun.
Kemal ağabeyin yaşamı sonrasında yakınlarının başına gelenler ise yürek parçalayan, isyan ettiren ve bir Alevi aileye uygulanabilecek en kötü ayrımcılıklardan birisidir.
Kemal ağabeyin oğlu Doğan Divrikli, Burhaniye F Tipi Kapalı Cezaevinde hükümlü. Babasının cenaze törenine katılmak için izin istiyor. Aile ilgili savcılıktan alınan “defnedilebilir” belgesi ile cezaevi savcısına izin için başvuruyor. İlk etapta savcı bu belgeyi kabul etmeyip hastaneden “ölüm belgesi” talep ediyor. Bunun üzerine hastaneye gelen aile bireylerine hastane yönetimi, savcının verdiği defin belgesinin zaten halihazırda “ölüm belgesi” yerine geçtiğini bunun haricinde bir belge verilemeyeceğini ifade ediyor.
Zaten oldukça acılı olan aile bireyleri bir de bu prosedürle yaklaşık 4 saat boyunca işlem takibine zorlanıyor. Uzun uğraşlar sonucu, cezaevi yönetimi bu belge ile Mahkum Doğan Divrikli’nin, babasının cenazesine katılabileceği, aileye söyleniyor ve beklemeleri isteniyor.
4 saat süren bir bekleyişin ardından, Doğan Divrikli asker nezaretinde cemevine doğru yola çıkarılıyor. Birkaç kilometre sonra cezaevi aracındaki yetkili asker tarafından kendilerini takip eden aileyi durdurarak; ‘Cemevine gidilemeyeceği, orasının kendileri için güvenli olmadığı, yalnızca mezarlığa gidilebileceği’ aileye yazılı belge gösterilerek bildiriliyor.
Ailenin uzun süren itirazları sonucu ancak cemevi cemaati ve cenazeye gelen yakınlarının cemevinden boşaltılması şartı, naaşın bulunduğu yerde yalnızca anne, abla ve eşi bulunabileceği şartı ve cemevinin tamamen insansızlaştırılması şartı ile cemevine gidilebileceği söyleniyor. Ailenin çaresizce bu şartları kabul etmesinin ardından cemevine doğru yola devam edilebiliyor.
Mahkum, cemevi arkasında araçta bekletilirken, bir başka jandarma ekibi Altınoluk Cemevi’ne gönderiliyor. Askerler, önce cemevinin insansızlaştırılmasını kontrol ettikten sonra naaşın bulunduğu morg bölüme geçerek arama yapıyor. Ailenin hissiyatını rencide edecek şekilde, Alevi inanç önderleri tarafından Alevi cenaze erkanına göre sıralanan cenazeyi, güvenlik taraması adı altında tekrar kefenden çıkararak ölü beden üzerinde arama yapılıyor.
“Şartların olgunlaştığı”na kanaat getiren askeri yetkili onay verdikten sonra, anne, abla ve eş dahil, mahkum Doğan Divrikli’ye asla temas olmaması, taşkın şekilde ağıt yakılmaması ve yalnızca 5 dakika süre ile morga girilmesi koşulu ile mahkum Doğan Divrikli, tamamen ibadethane özelliğinden arındırılmış ve yalnızca morg özelliği olan bir bina konumuna getirildikten sonra cemevine getiriliyor ve babasını çok kısa bir süre görmesine izin veriliyor.
Şimdi soruyoruz; siz kendinizi insan mı zannediyorsunuz, vicdansız zalim mahluklar! Siz Kemal ağabeyin kurtarırken canından olduğu kaplumbağaya kurban olun ki bu ülke ve bu insanlık sizin gibi zalimlerden kurtulsun.