Gündem

İzol Davası'nda yargılanan üç sanığa müebbet hapis cezası verildi ancak tutuklama kararı çıkmadı

25 Ekim 2023 21:50

Hatice Kamer

Aksaray’da bir mahkeme, Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde 2019 yılında İzol ailesinden dört kişinin öldürüldüğü silahlı saldırıyla ilgili üç sanığa dörder kez müebbet hapis cezası verdi. Ancak mahkeme heyeti hiçbir sanık için tutuklama kararı vermedi. Sanıkların tamamı serbest kaldı. Hayatını kaybeden kişilerin yakınları ve avukatları tutuksuzluk kararına tepki gösterdi.

Siverek ilçesine bağlı Çeltik Köyü'nde, 15 Haziran 2019 yılında yaşanan silahlı saldırıyla ilgili sürdürülen davanın karar duruşması Aksaray 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

5'i firari 11 kişinin "tasarlayarak adam öldürme" ve "tasarlayarak adam öldürmeye teşebbüs" suçlamalarıyla yargılandığı davada sanıklar Cihan İzol, Cemal İzol ve Serhat Ferman İzol için dörder kez müebbet hapis cezası verildi. Ancak mahkeme bu üç kişi için de tutuklama kararı çıkarmadı.

Dört yıldır devam eden davada 16 celse boyunca “adam öldürme” suçundan yargılanan Bülent İzol ise beraat etti.

Saldırıdan hemen sonra tutuklanan Bülent İzol 6 Ekim 2020’de; Cihan İzol 5 Ocak 2021’de; Cemal İzol 1 Haziran 2021’de; Serhat Ferman İzol ise 1 Haziran 2022’de salıverilmişti.

Saldırıda öldürülen Meral İzol’un oğlu Mehmet Metin İzol ise Cihan İzol, Cemal İzol, Serhat Ferman İzol ve Bülent İzol'e yakın mesafeden ateş ettiği ve ‘kasten öldürmeye teşebbüs ‘’ ettiği suçlamasıyla yargılanıyordu.

Mehmet Metin İzol de olaydan hemen sonra tutuklanmış, üç yıl hapis yattıktan sonra 1 Haziran 2022’de tahliye olmuştu. Karar duruşmasında kasten adam öldürmeye teşebbüs suçundan dörder kez ceza aldı ama mahkeme diğer sanıklar gibi onun için de tutuklama kararı çıkarmadı.

Mahkeme sanıklar için yurtdışına çıkma yasağı koydu.

Firari altı kişinin dava dosyası ayrıca görülüyor.

Eskiye dayalı bir arazi anlaşmazlığı nedeniyle başladığı anlaşılan dört yıl önceki saldırıda Hakkı İzol, eşi Zozan; Hakkı İzol'un kardeşinin eşi Meral İzol ve onun oğlu Serhat, evlerinin önünde, kendileriyle aynı soyadını taşıyan akrabalarının silahlı saldırısında öldürüldüler.

Olayda yaralanan üç kişiyi taşıyan araçların Karakoyun Köyü civarında çarptığı araçta bulunan Rıdvan Buluş ve Serdar Delen de aynı gün hayatını kaybetti.

Kamuoyu bu saldırıdan, Hakkı ve Zozan İzol’un çocuklarının dört farklı açıdan çektiği telefon görüntüleri sayesinde büyük bir hızla ve yaygın şekilde haberdar oldu. Üç farklı telefondan çekilen video görüntüleri ise cinayet davasının en önemli delili oldu.

Hakkı ve Zozan İzol’un büyük kızları Dilan, amcası ve kardeşleriyle birlikte dört yıldır hukuk ve adalet mücadelesi veriyor.

Kardeşleriyle son duruşmaya da katılan Dilan İzol, mahkemeden çıkan karar karşısında şok yaşadıklarını, bu kararla dört yıldır verdikleri hukuk mücadelesinin hiçe sayıldığını savundu.

‘Can güvenliğimiz de hiçe sayıldı’

Fotoğraf: Hatice Kamer 

“Hangi ülkenin hukukunda dörder kez müebbet hapis istemiyle yargılanan sanıklara karar duruşmasında tutuklama verilmez?” diye soran Dilan, kararı “utanç verici” olarak niteledi.

BBC Türkçe’ye konuşan Dilan İzol, “Dört kişiyi öldürdükleri apaçık delillerle sabit olan sanıklara dörder kez müebbet istenip en sonunda da oy çokluğuyla tutuksuz halde bırakılmalarına ve sadece yurt dışı yasağı verilmesine karar veren mahkeme, bizi, anne, babamızın katilleriyle aynı ortamda yaşamak zorunda bırakıyor” dedi.

Mahkemenin kararıyla can güvenliklerinin de hiçe sayıldığını belirten Dilan İzol, “Türkiye adaleti bu hukuksuz karar karşısında suskun kalmamalı, çünkü bu karar ile katiller ödüllendiriliyor, mazlumlar cezalandırılıyor. Adalet sistemi yerine biz bu karardan utandık, yazıklar olsun” diye konuştu.

‘Daha önce böyle bir karar görmedim’

Karara itiraz edeceklerini belirten avukat Muhammet Güloğlu da, “Ben meslek hayatımda böyle bir ceza ve böyle bir tutukluluk anlayışını hiç görmedim, duymadım” dedi.

Mahkemelerin 10 yılın altındaki cezalarda, sanık eğer bir yıl tutuklu kalmış ise tahliye kararı çıkabildiğini belirten Güloğlu, mahkemenin bu dosyada, sanıklara en üst sınırdan tahrik ve iyi hal indirimi uyguladığını söyledi.

Kanunen hakimin tutuksuzluk kararı verme hakkının olduğunu belirten Güloğlu şöyle devam etti:

“Ama olayın oluşuna, dosyadaki mevcut delillere baktığımızda bu karar hukukun genel ilkelerine, yerleşik uygulamalara, kanuna, vicdana, adalate, aykırı bir karar. Kadın, çocuk ayırt etmeksizin katliama varan bu menfur saldırıyı yapanların tutuklanmaması, halkın adalete olan inancını da zedeleyecektir.”

On yılı aşkın cezalarda aldığı ceza miktarını göz önünde bulundurularak, infazın imkansız hale gelmesini engellememek için tutuklama kararı verilmesi gerektiğini vurgulayan avukat Güloğlu şunları söyledi:

“Nitekim uygulama da tamemen bu doğrultudadır, bu dosyada verilen karar haksızdır, az ceza verilmiştir, ancak şu haliyle dahi mevcut cezanın infazı düşünüldüğünde tartışmasız bir şekilde tutuklama kararı verilmesi gerekir.''

İtiraz edilecek

Bu dava için verilen karara benzer bir durumun yaşanmadığını savunanan avukata göre kararın mahkeme heyeti açısından da çelişkili bir durumun ortaya çıkardığını ileri sürdü.

Güloğlu, “Çünkü cinayetten yargıladığın ve dört kişiyi öldürdüğüne inandığın, ceza vermeyi düşündüğün kişiler hakkında tahliye kararı veremezsin. Mahkeme sürecinde aşama aşama sanıkların hepsi bırakıldı. Son duruşmada oy çokluğu ile tutuklanmamaları yönünde karar çıktı ama dava burada bitmeyecek'' dedi.

Avukat Muhammet Güloğlu, sanıkların tutuklanmaları yönünde itiraz edeceklerini, dosyayı istinaf edeceklerini, tüm iç hukuk yollarına başvuracaklarını ve sonuna kadar, adalet yerini buluncaya kadar mücadele etmeye devam edeceklerini söyledi.