İzmir’de yağmur sırasında yürürken akıma kapılan İnanç Öktemay ve Özge Ceren Deniz'in hayatını kaybetmesiyle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında, gözaltına alınan eski İZSU Genel Müdürü Ali Hıdır Köseoğlu, İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan, İZSU Genel Müdür Yardımcısı Serdar Sadi, Gediz Elektrikten Dağıtım Genel Müdürü Uğur Yüksel, Metropol Bölge Müdürü Ali Arcan, Sistem İşletme ve Bakım Müdürü Ekrem Yıldırım, Operasyon Direktörü Sefa Pişkinleblebici, Planlama ve Teknoloji Direktörü Necati Ergin, Yapım İşleri Saha Sorumlusu Mürsel Arıcı, Yapım İşleri Sorumlusu Uzmanı Alper Doğan ve Gediz Elektrik personeli Halit Özpelit’in ifade işlemleri tamamlandı. Mahkemeye çıkartılan 11 şüphelinin adli kontrol şartı ile serbest bırakıldığı öğrenildi.
İlk ön bilirkişi raporunun sonuç bölümünde ölümlere neden olan faz-toprak arızasının yaşanmasında etkili olan unsurlar ve İZSU ile Gdz Elektrik'in hataları şöyle sıralanmıştı: "Gdz Elektrik tarafından, 2015 senesinde yapılan altyapı çalışmaları esnasında kabloların, asgari 60-80 santimetre derinliğe gömülmüş olmaması; İZSU ekiplerinin, yağmur suyu tahliye mazgalı ve drenaj borusu ile ilgili işler sırasında elektrik kablolarını yüzeye daha da yakınlaştırmaları, İZSU ekipleri ile Gdz Elektrik arasında altyapı çalışmalarında yeterli koordinasyonun olmaması, birbirlerini denetleyemedikleri gibi hatalı durumları düzeltme konusunda işbirliği yapamamaları olayın yaşanmasında etkili olmuştur."
Bugün soruşturma dosyasından yayımlanan yeni bilirkişi raporunda ise olayın öngörülebilir ve önlenebilir olduğu, kaçınılmazlık unsurunun ise bulunmadığı değerlendirildi. Buna göre, olayın gerçekleşmesinde, öngörülemeyecek ve önlenemeyecek olan herhangi bir olağanüstü doğa olayının bulunmadığı kanaatine varıldı, olayın gerçekleşmesinde birtakım ihmaller ve teknik kusurlar silsilesi ile Özge Ceren Deniz ve İnanç Öktemay dışında gelişen zincirleme kusur unsurlarının sebep olduğu tespit edildi.
TIKLAYIN - İzmir'deki elektrik akımı faciası: Gözaltına alınan şüphelilerin ifadeleri ortaya çıktı
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında bilirkişi raporunun çıkmasının ardından aralarında İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan ile Gdz Elektrik Dağıtım Genel Müdürü Uğur Yüksel'in de bulunduğu 10 kişi gözaltına alınmıştı. Hakkında gözaltı kararı olan bir kişinin ise ifadesinin SEGBİS yoluyla alındığı öğrenildi.
Sorgu işlemleri sabah saatlerine kadar süren 11 şüpheli, Bozyaka Emniyet Müdürlüğü’nden İzmir Adliyesi’ne sevk edildi.
Savcılıktaki işlemlerinin ardından Erdoğan, Köseoğlu ve Yüksel'in de aralarında bulunduğu şüphelilerden 9'u tutuklama, 2'si yurt dışına çıkış yasağı adli kontrol talebi ve "taksirle ölüme neden olma" suçlamasıyla İzmir Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğine sevk edildi.
Eski İZSU Genel Müdürü Ali Hıdır Köseoğlu, İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan, İZSU Genel Müdür Yardımcısı Serdar Sadi, Gediz Elektrikten Dağıtım Genel Müdürü Uğur Yüksel, Metropol Bölge Müdürü Ali Arcan, Sistem İşletme ve Bakım Müdürü Ekrem Yıldırım, Operasyon Direktörü Sefa Pişkinleblebici, Planlama ve Teknoloji Direktörü Necati Ergin, Yapım İşleri Saha Sorumlusu Mürsel Arıcı, Yapım İşleri Sorumlusu Uzmanı Alper Doğan ve Gediz Elektrik personeli Halit Özpelitİ adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı.
Ne olmuştu? İzmir'de 12 Temmuz tarihinde Konak ilçesi Alsancak bölgesinde etkili olan sağanak sırasında su birikintisine basan Özge Ceren Deniz ve İnanç Öktemay, elektrik akımına kapılarak hayatını kaybetmiş, ardından İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılmıştı. Yürütülen soruşturma kapsamında gözaltı talimatı verilen 35 şüpheliden 33'ü yakalanmış, 6'sı ifadelerinin ardından serbest bırakılmıştı. Gözaltındaki 27 şüpheli ise emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilmiş, 14'ü tutuklanmıştı. Devam eden soruşturma kapsamında bilirkişi raporuna göre 5 şüphelinin daha olayda ihmalinin olduğu belirlenerek haklarında gözaltı kararı verilmişti. 5 şüpheliden 3'ü yakalanırken 1 kişinin kanser tedavisi gördüğü, 1 kişinin ise yurt dışında olduğu belirtilmişti. Yakalanan 3 isim ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. Soruşturma dosyasına giren bilirkişi raporunda, Gdz Elektrik'in kabloları yeterli derinliğe gömmediği, İZSU'nun da mazgal yapımı sırasında kabloları yüzeye yaklaştırdığı ve iki kurum arasındaki koordinasyon eksikliğinin arızanın ortaya çıkmasında etkili olduğu görüşüne yer verilmişti. İlk ön bilirkişi raporunda ihmaller zinciriBilirkişi incelemesine ilişkin teknik detayların yer aldığı raporda, olay yerini kapsayan Gdz Elektrik'e ait alçak gerilim devrelerinin yalıtım dirençlerinin ölçüldüğü, F ve M besleme devrelerinin birer faz kablosundaki kaçakların yaşanılan olayın açık nedeni olabileceği belirtildi. Kazı çalışması sonucu M besleme devresine ait tek damarlı kablolardan birisinin yağmur tahliye mazgal kapağı altında sıkışmış ve yalıtımının zedelenmiş durumda olduğunun görüldüğü, F besleme devresine ait arızalı faz iletkenine ise olay yerinde rastlanmadığı kaydedildi. Elektrik kablolarının yönetmeliğe göre yüzeyden 60-80 santimetre derinlikte olması gerekirken olay yeri çevresinde 36-45 santimetre aralığına gömülü olduğu, temasın olduğu noktada ise derinliğin mazgal kapağı seviyesine geldiğinin aktarıldığı raporda, şu görüşlere yer verildi: "Mazgal kapağı bitişiğinden geçirilen beyaz renkli drenaj borusunun kabloları kapağa doğru yükseltmesi ve bu arada kablo koruyucu borunun bu bölümde iptal edilmiş olması, İZSU uygulamalarının sonucudur. Bu durumun, kazanın asli nedenlerinden biri olduğu kanaatindeyiz. Kabloların 36-45 santimetre aralığındaki derinliğe gömülmüş olması, kazanın yaşanmış olmasının asli nedenlerinden bir diğeri olarak Gediz A.Ş'nin uygulamaları sonucu olduğu kanaatindeyiz. Sonuç olarak her iki kurumun ihmalleri olduğu kanaatine varılmaktadır." Raporda, ölüm olayının yaşandığı bölgede İZSU'nun çalışması öncesi de sorunlar yaşandığına ilişkin tanık ve şüpheli ifadelerinin bulunduğuna işaret edilerek, "Olaylar zincirinin 4 Ocak 2024'teki İZSU çalışmasından önce başlamış olması 2015 yılında devreye alınan bu kabloların sorunlarının yalnızca İZSU çalışması ile ilgili olmadığına işaret etmektedir. 5-6 yıl önce yaya kaldırımı altındaki onarımı yapılan yanık kablo arızaları da dikkate alındığında bölgenin denize olan yakınlığı, su taşkınlarına müsaitliği gibi yerel koşulların yeterince dikkate alınmadığı, arızaların kök nedenlerinin analiz edilmeyip bir an önce arızayı gidererek işi sonlandırma alışkanlığı gibi olumsuz uygulamaların olayda etken olabileceği değerlendirilmiştir." ifadeleri yer aldı. İZSU ile Gdz Elektrik'in hataları sıraladıRaporun sonuç bölümünde ölümlere neden olan faz-toprak arızasının yaşanmasında etkili olan unsurlar ise şöyle sıralandı: "Gdz Elektrik tarafından, 2015 senesinde yapılan altyapı çalışmaları esnasında kabloların, asgari 60-80 santimetre derinliğe gömülmüş olmaması; İZSU ekiplerinin, yağmur suyu tahliye mazgalı ve drenaj borusu ile ilgili işler sırasında elektrik kablolarını yüzeye daha da yakınlaştırmaları, İZSU ekipleri ile Gdz Elektrik arasında altyapı çalışmalarında yeterli koordinasyonun olmaması, birbirlerini denetleyemedikleri gibi hatalı durumları düzeltme konusunda işbirliği yapamamaları olayın yaşanmasında etkili olmuştur." İkinci bilirkişi raporu: Koruyucu ve önleyici tedbir alınmamışRaporda, ayrıca elektrik tesisatı boyunca meydana gelebilecek yalıtım hataları sonucu can kayıplarının önlenmesi için en önemli koruma önlemi olan RCD (Artık Akım Koruma Cihazı) ve RCM (Artık Akım İzleme Cihazı) sistemlerinin dağıtım şebekelerinde kullanımı için TEDAŞ'ın uygulama yönetmeliğinde düzenleme yapılması gerektiği de belirtildi. Raporda olayın öngörülebilir ve önlenebilir olduğu, kaçınılmazlık unsurunun ise bulunmadığı değerlendirildi. Buna göre, olayın gerçekleşmesinde, öngörülemeyecek ve önlenemeyecek olan herhangi bir olağanüstü doğa olayının bulunmadığı kanaatine varıldı, olayın gerçekleşmesinde birtakım ihmaller ve teknik kusurlar silsilesi ile Özge Ceren Deniz ve İnanç Öktemay dışında gelişen zincirleme kusur unsurlarının sebep olduğu tespit edildi. Bilirkişi raporunda, söz konusu olayın gerçekleştiği yerde iki kurumun da koruyucu ve önleyici tedbirler almadığı belirlendi. Bilirkişi raporunda konuya ilişkin şu ifadeler yer aldı: “İZSU'ya gelen yol su ihbarlarına istinaden herhangi bir koruyucu ve önleyici bir iyileştirme esaslı tadilat yapılmayarak, rögar kapak çevresinde basit kapak yükseltme benzeri basit tadilatlar yapılıyor. Bu esnada rögarlar eksik kompaksiyon veya altındaki niteliksiz dolgu nedeniyle oturmaya devam ediyor. Kablolarda tekrar hasar oluşuyor, gayri resmi olarak rögar çevresinde GEDİZ tarafından 4 ekli onarım yapıldığı anlaşılıyor. Yüzeysel olan kablolar derine indirilmek ve rögarla teması kesilmek suretiyle koruyucu ve önleyici tedbirler alınmıyor." Olay, raporda adım adım anlatıldıÖte yandan, bilirkişi heyeti olay silsilesini çıkarttı. Bilirkişi raporunda, olay adım adım şu şekilde yer aldı: “Cumhuriyet Bulvarı'ndaki sel ve su baskınları nedeniyle yağmur suyu rögarlarının oturduğu zeminde yumuşama ile birlikte uzun süreli oturmalar başlıyor. İZSU tarafından Arif Kapuş'a monte ettirilen yağmur suyu rögarları ve bulvar üzerindeki diğer yağmur suyu rögarları sel ve su baskınlarını önleyemiyor. Rögarların içi baskınlarla birlikte pislik ve çamur doluyor. İçi pislik ve çamur dolan rögarlar da kesit daralması ile birlikte yağmur sularını tamamen tahliye edemez duruma geliyor. İZSU tarafından rögarlarda bakım ve temizlik yapılmıyor veya yeteri sıklıkta yapılmıyor. İlaveten, rögarlarda çökme ihbarlarına rağmen koruyucu/önleyici tedbirler alınmıyor. Oturmaya devam eden rögarlar hemen yanındaki ve altındaki m kodlu kablo izolasyonuna hasar vererek kaçak akım başlıyor. Çok tehlikeli ortam oluşuyor. Bu ortam yağmur yağana kadar kendini göstermiyor. 12 Temmuz 2024 tarihinde yağan yağmurdan dolayı Cumhuriyet Bulvarı 750 metre boyunca yağmur suyu ile doluyor. Rögar çevresinde çökme ile gelişen asfalt kaplama hasarı ile yağmur suları kaçak elektrikli m fazı ile buluşuyor, artık rögar çevresinde tamamen kaçak elektrikli su birikintisi oluşuyor. Özge Can Deniz, rögarın üzerine basarak akıma kapılıyor. Hemen arkasından, düştüğünü zannedip onu kurtarmak için dokunan İnanç Öktemay akıma kapılıyor, uzun süre su birikintisi içinde yatarak can veriyorlar. Bu süreçte yağmur suyu rögarlarının etkili bir şekilde çalışmadığı görülüyor." |