Ekonomi

İyi Partili Dervişoğlu: Türk Milleti, Erdoğan’ı görevinden affetmeye hazır ve nazırdır

"Türkiye’nin AKP iktidarını taşıyacak gücü kalmamıştır; gerçek çözüm, hemen seçimdir"

02 Aralık 2021 14:58

İyi Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın istifasını, “Bu nasıl bir yönetim anlayışıdır ki, sorumlu insanların şerefi ile istifa etmesine dahi izin vermiyor ve 'af dilenme' ya da 'affedilme' olarak tanımlanıyor. Bu utanç verici bir durumdur. Bu iktidar gitmeden bu millet huzur bulmayacaktır. Bakan ve bürokrat değişiklikleri ve gece yarısı kararnameleri çözüm değildir. Gerçek çözüm, hemen seçimdir. Büyük Türk Milleti, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı görevinden affetmeye hazır ve nazırdır” sözleri ile değerlendirdi.

TBMM’de düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendiren İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, özetle şunları söyledi:

"Siz konuştukça milletimiz fakirleşiyor"

Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir şekilde paramız her geçen gün daha da değer kaybediyor. Piyasalar durgun. Mutfakta tencere kaynamıyor. Gençler iş bulmaktan ümidi kesmiş. Yatırımcılar önünü göremiyor. Tüm bunlar olup biterken de iktidar ne gerçekleri ne de memleketin halini maalesef görmüyor, daha doğrusu görmek istemiyor. Sayın Cumhurbaşkanı, konuşmaya başladığınızda ettiğiniz her söz, bir zamanlar 'Bayrak gibidir' dediğiniz paramızı pul ediyor. Lütfen artık susunuz. Siz konuştukça döviz lobisi bayram ediyor. Siz konuştukça rantçılar, faizciler bayram ediyor. Siz konuştukça 'dış güçler' dediğiniz para babaları ve baronları servetlerine servet katıyorlar. Ama siz konuştukça milletimiz kan ağlamaya, fakirleşmeye; esnafımız kepenk kapatmaya; çalışanlarımız 'Ay sonu nasıl gelir' diye hesap yapmaya devam ediyor. Sayın Cumhurbaşkanı, sizin göreviniz; sıkıştıkça yarattığınız canavarlara, düşmanlara değil, milletimize hizmet etmektir. Milletimiz size yetkiyi bunun için verdi, bu güveni daha fazla suistimal etmeyiniz. Cumhurbaşkanının ve onun göreve getirdiği kadroların işi; minareye kılıf aramak değil, gerçeği görüp milletin refahı ve huzuru için tedbir almaktır. 'Serbest kura geçtik' diyorsunuz, ardından Merkez Bankası’nın kıt bütçesiyle dövize müdahale ediyorsunuz. Hangisi doğru Sayın Cumhurbaşkanı? '19 yıldır bugünleri bekledim, bu bizim ekonomideki tercihimizdir' diyorsunuz, ardından milletin gözünün içine baka baka 'Bütün bunlar dış güçlerin saldırısıdır' diyorsunuz. Hangisi doğru Sayın Cumhurbaşkanı? Türk milleti, hiçbir zaman bu kadar yalnız bırakılmamıştır. Bugün, Türk milleti, sadece sizin iki dudağınız arasına sıkışmış durumdadır."

"Ülkeyi yöneten iktidarın görevi şikayet etmek değil, tedbir almaktır"

"Yeni bin yılda, yeni dünya düzeninde savaşlar daha çok ekonomi üzerinden veriliyor. Türkiye, yabancı orduların postallarına boyun eğecek bir ülke olmadığı için de ülkemize karşı planlar ve taarruzlar hep ekonomi cephesinden yapılıyor. Ülkeyi yöneten iktidarın ağlamak ve şikayet etmek değil, bu tür girişimlere karşı tedbir almak gibi bir görevi vardır. İktidarın görevi; paramızı güçlü kılmak, üretimi devam ettirecek ekonomik önlemleri almak, Türk ekonomisini dış etkilere karşı dayanıklı hale getirmektir. Oysa bugün, Türkiye’yi yöneten daha doğru bir deyişle 'yönettiğini zanneden ama yönetemeyen' Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı ve ortaklarının işi gücü slogan atmak, 19 yıllık vaatlerini 19 yılın sonunda yeniden tekrarlamaktır. Özetle, milletimizin aklıyla alay edilmektedir. Türkiye böylesi bir sorumsuzluğa daha fazla katlanamaz. Milletin ve bizim beklentimiz o dur ki; sandık gelmeli ve millet kendi geleceği ile ilgili kararı yine kendisi vermelidir. Türkiye’nin ne bu iktidarı ne de onun bu ucube sistemini taşıyacak gücü kalmamıştır." 

"Varlık içinde yokluk çeken milletin feryadını duymuyorlar"

"İktidara gelmeden önce, çay-simit hesabı yapan Sayın Erdoğan’ın, bugün bu hesaplardan uzak durmasının bir anlamı var. Simit 3,5 çay 2,5 lira olmuş. Artık o kadar vurdumduymazlar ki, dört domates yerine iki domates önermekten zerre utanmıyorlar. Porsiyon küçültmeyi tavsiye etmekten, kuyrukları 'varlık kuyruğu' diye tarif etmekten mahcup olmuyorlar. Milletimize şu gerçeği hatırlatmak isterim; bu kadrolar, sizin oy verdiğiniz kadrolar değildir. Bu kadrolar artık saray şatafatıyla gözleri kapanmış ve gönülleri mühürlenmiş kadrolardır. Sürekli eleştirdikleri yıllarda belki yağ yoktu, gaz yağı yoktu, şeker yoktu ve kuyruklar vardı; doğrudur. Ama bugün, yağ da var, un da var, şeker de var ama millette alacak para yok. Varlık içinde yokluk çeken bir milletin feryadını ve çilesini duymayan bu iktidarın artık koltukları boşaltma zamanı gelmiştir." 

"AKP iktidarı artık tarih olacak"

"Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 20 yıla yaklaşan iktidarı artık tarih olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti, kurulduğundan beri ekonomik savaş veriyor; bu savaş yeni değildir. Siz, milletçe verdiğimiz 'kalkınma' mücadelesinde, büyük Türk milletinin 20 yılını çaldınız. Ekonomide 'milli kurtuluş savaşı'ndan bahsediyorsunuz. İnadınızla 128 milyar doları hiç ederek, Türkiye’yi bu savaşta cephanesiz bıraktınız. Milli kazanımlarımızı özelleştirme kapsamında peşkeş çektiniz. Kurduğunuz düzenlerle israf bataklığı oluşturdunuz. Ülkenin kaynaklarını har vurup harman savurdunuz. Ekonomik savaşlarda toprağı, tepeleri korumazsın. Ekonomik savaşta göndere çektiğin bayrak Türk lirasıdır, onu korursun. Çünkü o bayrak ne kadar yüksekteyse, milletin refahı da o kadar yüksektedir. Siz, Türk lirasının değerini düşürerek milletimizi fakirleştirdiniz. Siz, Türk lirasının değerini düşürerek, gönderdeki bayrağımızı yere indirdiniz. Hangi milli savaştan bahsediyorsunuz? Ülkeyi yabancılara teslim eden bizzat sizsiniz."

"İktidarın '128' takıntısı"

"Türk ekonomisini her alanda silahsız ve cephanesiz bırakan Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı ve Sayın Erdoğan, şimdi de apar topar arazi satışlarına başladı. Merkez Bankası’nın tam da bugünler için saklanan yedek akçesini bile kullanan bu iktidar, milletin hazinesini de beş müteahhittin kasasına boşalttı. 19 yılda millete ait ne kadar kurum, fabrika, santral, işletme varsa satan bu iktidar, geçtiğimiz hafta sonu da 128 araziyi satışa çıkardı. Bu iktidarın, '128' takıntısını anlamak gerçekten zordur."

"İşler yolunda değildir"

"Şu bir gerçek ki; miras yedi gibi, memleketin arazilerinden medet umar noktaya geldiler ve hala milletin gözünün içine baka baka utanmadan ‘İşler yolunda’ diyorlar. İşler yolunda değildir. Dolar kurundaki 1 liralık artışın dış borç stoğumuza 146 milyar lira eklediği bir ortamda, dövizdeki yükselişi sıradan ve basit bir iş olarak görebilmek mümkün değildir ama bu maalesef iktidarın işidir. 'Dövizdir, iner de çıkar da' dediğiniz bu hareketliliğin, milletimizin sırtına bindirdiği yük, 446 milyar liradır. Pandemide milletimize '10 milyar liralık' desteği layık gördüğünüzü hatırlarsanız, '446 milyar liranın' ne anlama geldiğini daha iyi anlarsınız."

"FETÖ ile sarmaş dolaş olmayacağının garantisi yoktur"

Birleşik Arap Emirlikleri Prensi Şeyh Muhammed bin Zayed El Nahyan’ın törenle karşılanmasına tepki gösteren Dervişoğlu, sözlerine şöyle devam etti: 

"Dün hakaret ettiklerine bugün ihtiyaç duyması halinde, elini yıkayıp kenara çekilir ve bütün sorunlarını, sözlerini unutup sarılır. Bu, kendisinin meşrebidir. Bunu çözüm sürecinde de gördük, FETÖ ile olan muhabbetlerinde de gördük. Dün FETÖ’nün hain kalkışmasının finansörü ilan edilen bir devletle, sırf para uğruna sarmaş dolaş olan siyaset anlayışının, yarın bir menfaat görüldüğünde FETÖ ile de sarmaş dolaş olmayacağının garantisi yoktur." 

"Yine bir gece yarısı operasyonu"

Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan'ın istifasına ilişkin Dervişoğlu, şunları söyledi:

“Yine bir gece yarısı operasyonu ile karşı karşıya kaldık. Yanlış kararlara ve uygulamalara karşı durarak istifa eden Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Lütfi Elvan’ın görevinden affedildiğine dair kararname, gece yarısı yayınlandı ve yeni bir atama yapıldı. Bu nasıl bir yönetim anlayışıdır ki, sorumlu insanların şerefi ile istifa etmesine dahi izin vermiyor ve 'af dilenme' ya da 'affedilme' olarak tanımlanıyor. Bu, utanç verici bir durumdur."

"Hükümetin ekonomi yönetimi artık aklını kaybetmiştir"

"Yakın takvim içinde, üç Hazine ve Maliye Bakanı, dört Merkez Bankası Başkanı, üç Merkez Bankası Başkan Yardımcısı, iki Varlık Fonu Genel Müdürü değişikliği yapılmıştır. Yaşanan bu değişiklikler göstermektedir ki; hükümetin ekonomi yönetimi artık aklını kaybetmiştir. Her alanda attığı hesapsız ve maceraperest adımlarla ülkemizin başına bela olan bu iktidar, ekonomi ilminin ve sosyolojik hayatın gerçekleri ile bağdaşmayan yeni bir model dayatması yapmaya kararlıdır.

Anlaşılan o dur ki; bu iktidar gitmeden artık bu büyük millet huzur bulamayacaktır. Bakan ve bürokrat değişiklikleri ve gece yarısı kararnameleri çözüm değildir. Gerçek çözüm, hemen seçimdir. Büyük Türk milleti, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı görevinden affetmeye hazır ve nazırdır." (ANKA)