İyi Parti'de üst düzey istifalar yaşandı. 12 Ağustos'ta yapılacak olağanüstü kongre öncesi partinin kurucu üyeleri Nevzat Bor, Yusuf Halaçoğlu ve Özcan Yeniçeri görevlerini bıraktı.
Kurucu üyeler bugün Ankara'da düzenlediği basın toplantısında istifalarını açıklarken genel başkan Meral Akşener'e isim vermeden yüklendiler.
Açıklamayı yapan Halaçoğlu, "Cumhurbaşkanı olacağım diye yol çıkan ve gerçekten de ciddi bir rüzgâr alan genel başkan ancak yüzde 7.26 oy alarak dördüncü, kemik oyları yüzde 17.5 olan partide yüzde 9.96 alarak yüzde 10 barajının altında kaldı. Yani partimiz kaybetti" dedi.
Yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
Bugün malumunuz olduğu üzere Türkiye yeni bir yönetim sistemine geçmiştir. Bu yönetim her ne kadar Başkanlık olarak adlandırılsa da tüm erklerin tek kişide toplandığı, Meclis'in işlevini neredeyse tamamen yitirdiği bir sistemdir.
Bilindiği üzere Nisan 2017'ddeki Anayasa referandumunda, bu Anayasayla Türkiye'de tek kişi iktidarına geçileceği, yüm güvü elinde toplayacak cumhurbaşkanının denetlenmesinin mümkün olmayacağını ifade etmiştik. Şu an bu belirttiğimiz hususların olduğu gibi gerçekleştiğine ve uygulandığına şahit oluyoruz.
"İsraf ekonomisini dışlayan bir anlayışla bu partiyi kurduk"
Tek adam rejimini sona erdirerek yeniden parlamenter demokratik hukuk devleti sistemine dönmek, milli değerlerimizin ayaklar altına alınmasının önüne gçmek, Türkiye'nin gerek içerde, gerekse dışardaki kötü yönetimini sona erdirmek, üretime yönelik olmayan, tüketimi ön plana çıkaran ekonomideki kötü gidişi durdurmak, ayrıştırılmış bılunan toplumu birleştirmek üzere, milliyetçi, muhafazakâr, Atatürkçü ve cumhuriyetin kuruluş felsefesine bağlı olarak, hukukun üstünlüğünü benimsemiş, modern aama milli değerlerden taviz vermeyen, toplumun refahını ön plana çıkaran ve israf ekonomisini dışlayan bir anlayış içinde İyi Parti'yi kurduk.
Partimizin bu vizyonla kuruluşu, doğrudan halkımızın arzuları doğrultusunda gerçekleşti. Partimiz Türk Milleti'nin çıkarları dışında hiçbir gücün etkisinde kalmaksızın teşkilatlanmasını tamamladı. Partimizi halkımız tarafından büyük bir umut kaynağı oldu. Tüm engellemelere, maddi imkansızlıklara medyada yer verilmemesine rağmen, tüm anketlerde yüzde 21'in üzerinde bir oy potansiyeline sahip olarak siytasi hayatta yerini aldı. Ancak oluşturulan parti yönetimi, en küçük bir hata işleme lüksü yokken, büyük hatalar yaptı.
"Dirayetsizlik buna tuz biber ekti"
Daha yeni kurulmuş il-ilçe teşkilat ve başkanlarının milletvekilliğine başvurmasını kabul etti. Bu durum il-ilçe teşkilatları içinde ikiliklere sebep oldu. Listelerin hazırlanmasındaki dirayetsizlik ise buna tuz biber ekti. Büyük şehirlerde tanınmamış isimler yer alırken küçük illerde illerin tasvip etmediği kişiler listelere kondu. Yolan çıkılanlar yerine yolda karşılaşılanlar listelere konmak suretiyle büyük bir vefasızlık gösterildi. Bu durum büyük ağırlığı milliyetçi-ülkücü olan seçmeni küstürdü. Son olarak ise hiç gereği yokken, ittifaka girildi. Parti ittifak öncesinde zaten yüzde 21'in üzerindeydi. İttifakta CHP'nin yer alması AKP'den gelecek oyları engelledi. CHP seçmeninden gelecek oylar da CHP'ye döndü. Dolayısıyla partimiz 24 Haziran seçimlerinde, kimsenin ummadığıu bir sonuç elde etti.
"Genel başkan olacağım diye yola çıkan..."
Cumhurbaşkanı olacağım diye yola çıkan ve gerçekten de ciddi bir rüzgâr alan genel başkan ancak yüzde 7.26 oy alarak dördüncü, kemik oyları yüzde 17.5 olan partide yüzde 9.96 alarak yüzde 10 barajının altında kaldı. Yani partimiz kaybetti. Bu kayıpta asıl bizi üzen, parlamenter sisteme dönüş için son seçim olarak nitelendirdiğimiz seçimin bu gibi hatalar sonucu kaybedilmesi idi. Zira hedefimiz genel başkanımızı cumhurbaşkanı seçmek ve parlamenter rejime geri dönmekti. Ancak seçim sonucu 43 milletvekili çıkarmamızı yönetim başarı olarak nitelendirdi. MHP'de mücadele ettiğini yönetim anlayışı yeni partimiz yönetimine de sıçramıştı. Aslında bu yeni sistemde 301 milletvekilen sahip olunmadığı taktirde Meclisin bir etkisinin olmadığı malumdur.
"Belli ki eski oyunlar burada da oynanmaya devam ediyordu"
Bu sebeple Afyon'da gerçekleştirilen istişare ve değerlendirme çalıştayında parti yönetimine karşı yapılan eleştiriler üzerine genel başkan önce istifa sonra olağanüstü kurultay kararı aldı ve aday olmayacağını açıkladı. Ancak partideki bazı kimseler, aday olmayacağını açıklayan genel başkana rağmen delegeler tarafından tek aday gösterileceğini açıkladıkar. Seçim kaybetmiş, hatta partiden daha az oy almıuş bir genel başkannın yerine yeni bir ymnetim getirilmesi gerekirken aksini yaptılar. Genel başkan ise bu sözlere karşı sessiz kaldı. Belli ki eski oyunlar burada da oynanmaya devam ediyordu. 2015'ten beri mücadele ettiğimiz durumun İyi Parti'de de sürmesi partiyi yeniden umut haline getirmekten ve kuruluşta aldığı olumlu rüzgarı yeniden kazanmaktan tamamen uzaklaştırmıştır. Sergilenen tavırlar ise kurultayda bir şekilde değişimin olmayacağını göstermektedir. Ben veya bir kişi üzerine oturan bir siyasi harekete karşı verdiğiniz mücadelenin aynının tekrarlandığını görmek bizi son derece üzmüştür. Bu sebeple böyle bir siytasi anlayış içinde olumlu bir sonuca ulaşmanın mümkün olmayacağına karar vermiş bulunuyoruz ve gerek partideki tüm görevlerinizden gerekse İyi Parti'den istifa ediyoruz.