Gündem

İyi Parti Sözcüsü Ağıralioğlu: Vatandaşın 220 milyar dolar döviz mevduatının olması ekonomiye güvenemiyoruz demenin başka bir yolu

''Geniş tanımlı işsizlik rakamları dayanılmaz sınırlara geldi"

20 Ağustos 2020 17:02

İyi Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında işsizlikle ilgili açıklanan rakamların dar tanımlı işsizlik rakamlarıyla gizlenmeye çalışıldığını söyleyerek, geniş tanımlı işsizlik rakamlarının dayanılmaz sınırlara geldiğini söyledi.

Ağıralioğlu, vatandaşın 220 milyar dolar döviz mevduatının olmasının ekonomiye güvenilmediğinin başka bir ifadesi olduğunu söyledi. 

Ağıralioğlu, enflasyonun TÜİK'in verdiği rakamların çok daha üstünde olduğunu belirterek, ''Devletin acilen ekonomik olarak bir toparlanma programını, memleketi ayağa kaldıracak bir istihdam programını acilen hayata değecek şekilde uygulamalarının bir mecburiyet olduğuna inanıyoruz'' şeklinde konuştu.

Geçtiğimiz günlerde Ahmet Hakan'ın sunduğu Tarafsız Bölge programına katılan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın ''Dolarla mı maaş alıyorsunuz? Dolar borcunuz var mı?'' sözlerini de hatırlatan Ağıralioğlu, ''Dolarla ilgili bir kıpırdamanın ekonomiye getirdiği yük ortadayken, dolarla mı maaş alıyorsunuz gibi gayri ciddi bir değerlendirmeyi devlet yönetme adabıyla bir araya getiremiyoruz. Böyle bir değerlendirme aslında Türkiye’ye dışarıdan bakan herkesin meselelerin çok daha ciddi olduğunu görebilmek imkanı veriyor. Bizim ekonomi yönetiminde liyakat dengesini en fazla gözetmesi gerektiğini bilen bir ciddiyete ihtiyacımız var.'' diye konuştu.

İYİ Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu'nun açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

''Milletimizin her geçen gün ağırlaşan dertleri siyasetin birinci gündemi olmak zorunda. İşsizlik rakamlarımız, enflasyonun altında ezilen dar gelirli, ürütecek takati kalmayan üreticilerimiz, iş arayan gençlerimiz, 2020 bütçesine koyduğumuz ve tutturamadığımız hedeflerimizle memleket her geçen gün daha ağırlaşan şartlar içerisinde yaşamaya devam ediyor.

2020 yılında bir bütçe açığı öngörülmüştü o bütçe açığını maalesef ilk 7 ayda ödemek zorunda kaldık. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin vadetmiş olduğu, istihdam, işsizlik, dolarla mücadele, etkin sanayi iddiası hepsi ele gelmiş, seçim meydanlarında unutulmuş sözler haline geldi. Biz şimdi memleketin, milletin dertlerini çözebilmek için hükümete ne yapması gerektiğini söylüyoruz. Problemlerimizin öncelikli ve acil olanlarının konuşulmayıp, siyasetin magazin yapmasına karşı çıkıyoruz. Acil olmayan gündemlerle milletin meşgul edilmesini milletin çektiği dertlere hürmetsizlik olarak görüyoruz.

''Memleket dolarizasyon talepleri altında güvenilmez bir ekonomik iklime sürükleniyor''

İşsizlikle ilgili açıklanan rakamlar dar tanımlı işsizlik rakamlarıyla gizlenmeye çalışılsa da geniş tanımlı işsizlik rakamları dayanılmaz hadlere vardığını gösteriyor. Enflasyonun TÜİK rakamlarına göre verilen rakamların çok daha üstünde olduğu bir gerçeklikle duruyor. Memleketin dolarizasyon talepleri altında güvenilmez bir ekonomik iklime sürüklendiğini farkediyoruz. Devletin acilen ekonomik olarak bir toparlanma programını, memleketi ayağa kaldıracak bir istihdam programını acilen hayata değecek şekilde uygulamalarının bir mecburiyet olduğuna inanıyoruz.

"Dolarla mı maaş alıyorsunuz gayri ciddi bir değerlendirme"

En son maaşı dolarla mı arıyorsunuz, dolar borcunuz mu var diyen bir ekonomi kurmayı gördük. Hazine ve Maliye Bakanını açıklamaları bizim daha çok ciddi problemlerimiz olduğunu bize göstermiş oldu. Dolarla ilgili bir kıpırdamanın ekonomiye getirdiği yük ortadayken, 'dolarla mı maaş alıyorsunuz' gibi gayri ciddi bir değerlendirmeyi devlet yönetme adabıyla bir araya getiremiyoruz. Böyle bir değerlendirme aslında Türkiye’ye dışarıdan bakan herkesin meselelerin çok daha ciddi olduğunu görebilmek imkanı veriyor. Bizim ekonomi yönetiminde liyakat dengesini en fazla gözetmesi gerektiğini bilen bir ciddiyete ihtiyacımız var. Borçlanma maliyetlerimiz her geçen gün artıyor. Doğrudan yatırım alamayan, döviz girdisi sağlayamayan, ihracatta rekabet imkanlarını kaybettiği için memleketteki döviz ihtiyacını karşılayamayıp TL’nin değer kaybını engelleyemeyen bunları kapatmak için para basmak zorunda olan bir ekonomi bu çarklar içerisinde memleketin ilerleyen günlerde ekonomide daha büyük krizler yaşayacağına dair bir endişeyle vatandaşın dolara teveccüh etmesini engelleyemez hale gelmiştir. 220 milyar dolar vatandaşın döviz tevdiat hebası olması Türkiye’de ekonomiye güvenemiyoruz demenin başka bir yoludur. Bunun geriye dönmesini sağlayacak etkin yetkin bir yönetime ihtiyaç olduğumuzu söylüyoruz.''