Gündem

"İYİ Parti, CHP’nin arınmasının 'vesilesi' olabilir mi?"

"Türk milliyetçisi partiler pazarı yetmedi anlaşılan"

26 Ekim 2017 11:13

Aydın Engin*

Türkiye siyasetinde milliyetçi partiler zaten çoktu. Şimdi daha da çoğaldı. Yani kendilerini Türk milliyetçisi sayan, öyle saymasa bile bal gibi öyle olanlara bereket yağdı, yağıyor. Birini beğenmezse öteki, birinden vazgeçerse bir başka Türk milliyetçisi parti kollarını açmış, “Gel bana, oy bana” diye naralanmakta... 
Hangi birinden başlayayım? 
Bir kere Türk milliyetçiliğinin “kök” partisi Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) var. Gerçi “İkinci Başbuğ” diye anılan, on yıllardır “Devletin başına Devlet geçecek”sloganları ile karşılanıp uğurlanan lider, partisini sonunda kuşa çevirdi; AKP iskelesine demir atıp Reis’in gemisine tayfa yazıldı. Ancak kesin sonucu önümüzdeki bir seçimde göreceğiz. Bakalım “Bozkurt” ne kadar ve kimlerin maskarası olacak? 
MHP’den kopma Büyük Birlik Partisi (BBP) var. Kurucu liderleri çok kuşkulu bir helikopter kazasında öldüğünden bu yana ne uzuyor, ne kısalıyor. Zaten kurucu lider sağken de pek uzadığı yoktu. MHP’den kopmuştu ve “Neden koptunuz, ne farkınız var ki sizin” sorusunu “Biz Hira dağı kadar Müslüman, Tanrı dağı kadar Türk’üz, onlar ise Tanrı dağı kadar Türk, Hira dağı kadar Müslüman” diye cevaplıyorlardı. 
Olsun; uzamadan kısalsa da milliyetçi Türk partileri arasında o da var ve o da kıdemli bir parti. 
Başka? 
Doğu Perinçek’in Vatan Partisi’ni anmamak haksızlık olur. Adını “İşçiPartisi”nden değiştirip, üstünde zaten eğreti duran “sol” gömleği de çıkarıp attıktan bu yana ülkemizin en safkan Türk milliyetçisi partileri arasında kendine yer edindi. Evet, hemen her seçimde “Barajı aştık” diye naralanıp on binde bilmem kaç oranında oy alıyor. Ancak onun “gücü” aldığı oy oranında, ona gönül bağlamış seçmen kitleciğinde değil. Devletin derinliklerinde yer almış üniformalı, üniformasız “derin adamları” saflarına kattı ve o adamların devletin derinlikleri ile kopmaz bağları varlığını sürdürüyor. 
Orduda darbe yapıp iktidarına son verecek çok yıldızlı ağır topları tasfiye etmek için Cemaat’i işe koşup, kendini de “Ergenekon davalarının savcısı” ilan eden AKP Reis’i, hedefine ulaştıktan sonra gücünü abartıp 15 Temmuz’da darbeye kalkışan Cemaat’i tasfiye ederken kollarını Vatan Partisi’nde sözcüsünü ve temsilcisini bulan Ergenekon kalıntılarına açtı. Şu anda balayı yaşamaktalar.

***

Türk milliyetçisi partiler pazarı yetmedi anlaşılan. 
Şimdi de “İyi Parti” adıyla bir parti daha Türk milliyetçiliğinin partileri arasına katıldı. 
İyi mi? 
Soruyu “Kime göre” sorusuyla cevaplamak gerek. 
Kocaeli bölgesinin Asena’sı olarak siyaset sahnesinde adını duyuran, ardından “Şak-Tak paşalar” döneminde Çiller Hükümeti’nde içişleri bakanlığı koltuğuna oturan, bakanlığı sırasında Türkiye’nin, en kanlı “yargısız infazlar” dönemini yaşadığı Meral Akşener, bu yeni ve “iyi” partinin kurucu başkanı. Hedefi büyük. Başbakanlık kesmiyor, Cumhurbaşkanı olacak(mış). 
Görüyorsunuz, biz solcu tayfası, içinde yer alıp zulmün ve sömürünün iktidarına son verecek güçlü bir sol partinin hasretindeyiz; Türk milliyetçileri ise “partilerden parti beğen” bolluğunun tadını çıkarıyor. 
Ülkemizdeki milliyetçiliğin bir başka dalı, “Kürt milliyetçiliği” bu yazının konusu değil. (Bu cümle elbette bir başka yazının konusu olmayacak demek de değil.)

***

Bu yazı yalın bir soru ile noktalanacak: 
Acaba... 
Acaba Türk milliyetçiliğinin bayrağını taşıyan bu partiler bereketi, saflarında Türk milliyetçisi kadro ve seçmen kitlesi barındıran CHP’nin arınmasının bir “vesilesi” olabilir mi? 
Olabilecekse, bizlere Türk milliyetçisi partiler bereketinden, özellikle “İyiParti”nin siyaset sahnesine çıkmasından mutlu olmak düşmez mi?

*Bu yazı ilk kez Cumhuriyet'te yayımlanmıştır.