Dünya gazetesi yazarı Ali Ekber Ertürk, Türkiye'nin gebe düve ihtiyacını karşılaması için kurulan merkezlerin iflasın eşiğinde olduğunu yazdı. Ertürk, devletin "Düve ithalatına izin verilmeyecek, ülkenin ihtiyacını siz satacaksınız" dediği merkezlerin yatırımcılarının "Bizi en çok üzen, Faruk Çelik'in görevden ayrılmasından sonra hiç kimsenin bu projeyle ilgilenmemesi, bakanlıkta muhatap bulamıyoruz" ifadelerini kullandığını aktardı.
Ertürk'ün bugünkü yazısının bir kısmı şöyle:
Türkiye yıllardır gebe düve ihtiyacının büyük bölümünü ithal ediyor. Bu ihtiyacı yurt içinden karşılamak, et ve süt üretiminin artırılması, sektörün geleceği açısından önemliydi.
Proje ile gebe düve ithal etmek yerine, 32 ilde kurulacak damızlık merkezlerinde boş düveler tohumlanarak gebe olarak satılacaktı. Bunun için devlet yüzde 50 hibe desteği sağlıyor. Gebe düve ithal eden Türkiye, ihracat yapacaktı.
Düve merkezi kuranlara "Düve ithalatına izin verilmeyecek, ülkenin ihtiyacını siz satacaksınız" denildi. Düve merkezi kurmak büyük bir avantajdı. Bu avantajı elde edenlere "başınıza devlet kuşu kondu" denildi.
Fakat, ithalat aynen devam etti. Milyonlarca lira yatırımla kurulan düve merkezlerindeki gebe düvelere ise alıcı çıkmadı. Gebe hayvanlar doğurmaya başlayınca yavruları alınıyor, anaları ise kesime gönderiliyor.
Bugün birçok düve merkezi can çekişiyor. İflasın eşiğine gelenler var. Konuştuğumuz düve merkezi yatırımcıları özetle şunları söylüyor: "Bakanlığın ilgisizliği, yanlış politikalar hem bizim hem de devlet kaynaklarının heba olmasına neden oldu. Büyük umutlarla kurduğumuz düve merkezleri dert merkezi oldu. Süt hayvancılığından kaçış var. Yeni yatırımcı hemen hiç yok. Bu nedenle düveleri satamıyoruz. İflas noktasına geldik. Bizi en çok üzen, Faruk Çelik'in görevden ayrılmasından sonra hiç kimsenin bu projeyle ilgilenmemesi, bakanlıkta muhatap bulamıyoruz."
Projeyi uygulamaya koyan eski Tarım Bakanı Faruk Çelik ile görüştüm. O da gelinen noktadan çok rahatsız. Amaçlarının hayvancılıkta ithalatı bitirmek olduğunu söylüyor.
Özetle, bakandan bakana değişen politikalar sonucu ülkenin kaynakları heba ediliyor. Üretimi artırıcı projeler yerine ithalat destekleniyor. Hem üretici hem de tüketici kaybediyor. Sadece mutlu bir azınlık, ithalat lobisi köşeyi dönüyor.