Dünya

İtalya'da koalisyonda anlaşan popülistlerin ortak başbakan adayı bir hukuk profesörü

Esma Çakır / Roma, 22 Mayıs (DHA) İtalya’da 4 Mart’ta gerçekleştirilen ve hiçbir parti ya da ittifakın çoğunluğu elde edemediği genel seçimlerin ardından koalisyon için anlaşan popülist partiler Lig ve 5 Yıldız Hareketi, ortak başbakan adaylarını 54 yaşın

22 Mayıs 2018 12:57

Esma Çakır / Roma, 22 Mayıs (DHA) İtalya’da 4 Mart’ta gerçekleştirilen ve hiçbir parti ya da ittifakın çoğunluğu elde edemediği genel seçimlerin ardından koalisyon için anlaşan popülist partiler Lig ve 5 Yıldız Hareketi, ortak başbakan adaylarını 54 yaşındaki hukuk profesörü Giuseppe Conte olarak belirledi ve hükümet programlarını Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella’ya sundu.
Seçimlerde tek başına en çok oyu (yüzde 32.7) alan 5 Yıldız ile sağ ittifakının lideri Lig, uzun süredir yapılan konsültasyonların ardından hem ortak bir başbakan hem de ortak hükümet programı üzerinde uzlaştı.
Dün akşam Mattarella’yla görüşmesinin ardından konuşan 5 Yıldız lideri Luigi Di Maio, koalisyonun başbakan adayının 54 yaşındaki hukuk profesörü Giuseppe Conte olarak belirlendiğini duyurdu.
Floransa Üniversitesi’nde profesör olan Conte’nin siyaset geçmişi bulunmuyor.  
Luigi Di Maio, Conte’nin teknik değil politik isimlerden oluşan bir hükümetin lideri olacağını söyleyerek, onun seçilmemiş bir başbakan olacağına dair eleştirilere de, “O aslında seçimlerden önce de benim takımımdaydı, bize oy veren 11 milyon İtalyan ona da oy vermiş oldu” diyerek karşılık verdi.
5 Yıldız, 4 Mart seçimlerinden kısa süre önce, sandıktan çoğunluk elde ederek çıkmaları halinde olası bir kabine listesi açıklayan tek parti olmuş, Giuseppe Conte de Kamu Yönetimi Bakanı olarak düşünülmüştü.
Kuracakları hükümetin Avrupa ülkeleri ve kurumları tarafından endişeyle karşılanmasını da değerlendiren Di Maio, “Önce bir başlamamıza izin verin, sonra eleştirirsiniz” dedi.
Hükümetin kurulabilmesi için başbakan olarak sunulan ismin cumhurbaşkanınca onaylanması gerekiyor. Devletin zirvesinin buna onay vermesi halinde, kabine kurulup bu hafta içinde parlamentoda güvenoyuna gidilebilir.
Göçmen karşıtı ve uluslararası anlaşmalara rağmen ülkedeki “yasal” olmadığını öne sürdüğü 500 bin göçmeni sınır dışı etmekle tehdit eden aşırı sağdaki Lig lideri Matteo Salvini’nin İçişleri, Di Maio’nun ise Ekonomik Kalkınma bakanlıklarını üstlenebileceği belirtiliyor. 
Böylece sistem karşıtı olarak doğan ve 2013’te girdiği ilk seçimlerde oy patlaması yaşayan 5 Yıldız, “asla hiçbir partiyle koalisyona yaklaşmayacakları” tavrını bütünüyle değiştirmiş oluyor.
Bu arada 5 Yıldız ve Lig, 39 sayfadan oluşan “hükümet sözleşmesi” başlıklı hükümet programı, özellikle göç ve ekonomi bakımından endişeye yol açtı.
Partiler, yaklaşık 10 gün süren istişarelerin ardından cuma günü son hali verilen sözleşmeyi, cumhurbaşkanına iletmeden önce hafta sonu halkın oylamasına sundu.
5 Yıldız’ın internet ortamında oylamaya sunduğu metne, 44 bin kişinin yüzde 94’ü onay verdi.
Lig’in ise ülkenin çeşitli kentlerinde kurduğu stantlarda oy kullanan yaklaşık 215 bin kişinin yüzde 91’i de, hükümetin bu sözleşmeyle çalışmaya başlamasını uygun buldu.
Ülkedeki siyasi belirsizlik, yatırım ve tüketim büyümesi üzerinde bir engel oluşturuyordu. Bölgenin en büyük üçüncü ekonomisi konumundaki İtalya, yılın ilk çeyreğinde yüzde 0.3 büyüdü.
Müstakbel hükümetin sözleşmedeki ekonomik programı, Euro Bölgesi’nin istikrarı için bir tehlike olarak görülüyor, Avrupa kurumları ile Fransa ve Almanya gibi birliğin önde gelen ülkeleri bu programa temkinli yaklaşıyor.
Güvenilir bir hükümetin eksikliğinin, İtalya’nın, Avrupa reformları konusunda devam eden tartışmalarda etkisini yitirmesine yol açabileceği öne sürülüyor.
Uluslararası Para Fonu (IMF) Türkiye Masası eski şefi, ünlü İtalyan aekonomist Carlo Cottarelli, iki partinin ekonomik programının bütçede bir karşılığının olmadığını, bunu İtalyanlara dürüstçe anlatmaları gerektiğini söylüyor ve ülkenin yeniden euro’dan liraya geçme riskini ortaya atıyor.
TÜSİAD’ın İtalya’daki muadili olan Confindustria da, açıklanan programı gerçekleştirmek için kaynak yetersizliği olduğunu savunuyor.
Di Maio ise, haziran ayında Avrupa Birliği bütçesinin yedi yıllık programının yeniden yapılacağını ve İtalya olarak 20 milyar euro katkı sağladıkları bu bütçeden yararlanacaklarını belirtiyor.
“Tek oranlı vergi (flat tax)”, yoksullara bir süre maaş bağlanmasını öngören “vatandaşlık geliri” (reddito cittadinanza), emeklilik yasasının revize edilmesi, milyarlarca euro tutarında vergi indirimi ve sosyal güvenlik harcamalarında artış gibi konular sözleşmenin öne çıkan noktaları.
Matteo Salvini, kuracakları hükümetin ekonomi için herhangi bir risk oluşturmayacağını ve AB’nin endişelenmemesi gerektiğini, amaçlarının ülkenin büyümesini sağlamak olduğunu söylüyor.
Öte yandan, refah seviyesi düşük olan ve 5 Yıldız Hareketi’nin en çok oyu aldığı güney bölgelerini kalkındırmaya ilişkin planın olmaması da eleştiriliyor.
Hükümet sözleşmesindeki, sığınma talebinin cevabını bekleyen çok sayıda mülteciyi sınır dışı etmeyi, sığınma başvurularının, vatandaşı olduğu ya da transit geçiş yapmakta olduğu ülkelerde değerlendirilmesini öngören göç politikası da eleştirilerin hedefinde.
Ancak hem İtalya\'nın uluslararası yükümlülükleri hem de her sınır dışı işleminin yaklaşık sekiz bin euro harcama gerektirmesi nedeniyle buna imkânsız gözüyle bakılıyor. Özellikle insan hakları savunucuları ve uluslararası bazı kuruluşlar bu politikaya şiddetle karşı çıkıyor.    
İtalyan basınında yer alan tahminlerde, Lig lideri Matteo Salvini’nin öne sürdüğü gibi 500 bin göçmenin sınır dışı edilmesine başlanması halinde bunun 27 yıl sürebileceği belirtiliyor.
Avrupa Birliği (AB) Göç, İçişleri ve Vatandaşlık Komiseri Dimitris Avramopulos, popülist partilerin hükümet sözleşmesindeki göç politikasına temkinli yaklaşarak, “Umarım İtalya, göç politikasında bir değişikliğe gitmez” uyarısında bulundu.   
Matteo Salvini ise buna, “Seçimle göreve gelmemiş kişilerin, seçimle gelmişlere müdahalesi artık kabul edilemez. Şimdiye kadar bunlara çok fazla tahammül gösterdik. Bize ne kadar saldırırlarsa o kadar motive oluyoruz,” diye karşılık verirken, bazı anlaşmaların, diğer Avrupa ülkeleriyle diyalogla yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini savundu.
İtalya\'nın kamu borcu, Gayri Safi Yurtiçi Hasılanın (GYSH) yüzde 132\'sine ulaştı ve buna ilişkin bu koalisyonun bir planının olmaması da bir başka endişe kaynağı.
Son anketler, Lig partisine desteğin, Mart ayındaki seçimlerden bu yana yüzde 17’den yüzde 25’e yükseldiğini gösteriyor.
Demos’un La Repubblica gazetesi için yaptığı ankete göre; her 10 kişiden altısı 5 Yıldız ve aşırı sağdaki Lig koalisyonuna sıcak bakıyor.