Dünya

İsviçre'de kritik oylama

İsviçre, sağcı muhafazakar İsviçre Halk Partisi'nin girişimiyle gündeme gelen suç işlemiş yabancıların sınırdışı edilmeleri konusunu pazar günü gerçekleştirilecek referandumla karara bağlayacak.

26 Şubat 2016 19:28


Bir pankartın üzerinde, "Suçlu yabancıların sınırdışı edilmesine evet" yazıyor. Hemen yanındaki başka bir pankartta ise beyaz bir koyunun, siyah bir koyunu İsviçre bayrağından aşağıya doğru iteklediği resmedilmiş. İsviçre Halk Partisi (SVP) tarafından bastırılan afişlerle halkın sınırdışını kolaylaştıracak oylamaya destek vermesi amaçlanıyor.

SVP'ye göre aslında Sınırdışı Girişimi'nin yeniden oylanmasına gerek bile yok. Zira parti 2010 yılında yine aynı amaçla bir girişim başlatmıştı. Ardından bir halk oylaması yapılmış, çoğunluk suç işleyen yabancıların sınırdışı edilmeleri yönünde oy kullanmıştı.

Ancak SVP, siyasilerin yönlendirmesiyle alınan hukuki kararlarla girişimin önünün kesildiğini ileri sürüyor. Sağcı parti yeniden yapılacak oylamayla halk iradesinin uygulamaya geçirilmesini umuyor. Bir pankartta yer alan şu ifadeler dikkat çekici: "Siz, sevgili seçmen vatandaşlarımız, 'Evet' diyerek, bu alanda artık harekete geçilmesini sağlayınız."

Gerekçe ülke güvenliği

Suç işlemiş yabancıların sınırdışı edilmelerini hangi gerekçelerle savunduklarını SVP Genel Başkanı Toni Brunner şöyle açıklıyor: "Yoğun sığınmacı akını ve bu nedenle oluşan sorunlar dikkate alındığında İsviçre'deki güvenliği yeniden yeterli düzeye çıkarmak gerekiyor" diye konuşuyor. Birçok insanın korkudan evlerini terk edemez hale geldiklerini savunan Brunner, "Mesele şu; Birçok suç, örneğin tecavüz, çoğu zaman yabancılar tarafından işleniyor."

İlk girişimdeki belirsizlikler yenisinde giderildi. Pazar günü oylamaya sunulacak olan tasarıda suç işleyen bir yabancının herhangi bir itiraza mahal bırakmadan nasıl ve hangi koşullarda sınırdışı edileceği ayrıntılı olarak tanımlanıyor.

Bu bağlamda iki çeşit suç kapsamı ele alınıyor. Cinayet, ağır şekilde yaralama, insan kaçakçılığı ya da sosyal yardımların istismar edilmesi gibi suçlara karışanların derhal sınırdışı edilmeleri öngörülüyor. Bunun yanı sıra cinayet işleyenlerin sınırdışı edilmeleri yönündeki talep, girişimin en ateşli muhaliflerinden bile destek görüyor. Ancak sosyal hakları istismar edenler konusunda kafalar karışık. Zira böyle bir uygulama, İsviçre'de çalışan yabancı uzmanlar veya menajerleri de etkileyebilir. Sözkonusu kişilerin sosyal yardım alabilmek için verdikleri yanlış beyanlar da pekala bu kişilerin sınırdışı edilmelerine yol açabilir.

AB'li yabancılar da etkilenebilir

İkinci kategorideki basit yaralamalar, çevreye rahatsızlık verme veya memurları tehdit etme gibi ufak çaplı suçlar da yabancıların hızla sınırdışı edilmeleri anlamına gelebilir. Hangi sebeple olursa olursa olsun son 10 yılda hapis ya da para cezası alanlar, ikinci kategorideki suçlardan birini işlerlerse yine sınırdışı tehlikesiyle karşı karşıya kalabilecek. Mesela otobanda öndeki aracı sağdan sollayıp, yıllar sonda da canını sıkan bir polise bağırıp çağıranlar oturma izinlerini kaybedebilecekler. Bu durum memur ya da üst düzey yönetici pozisyonunda olan yabancılar için de geçerli olacak. İsviçre'de yaşayanların dörtte birinin yabancı, bunların bir çoğunun da AB ülkesi yurttaşı olduğu da göz önünde bulundurulmalı.

İsviçre İşveren Örgütleri Birliği Başkanı Heinz Karrer "Bu girişim İsviçre ekonomisine büyük zarar veriyor" sözleriyle tepki gösteriyor. Girişime eleştirel bakanlar da SVP'nin oy kaygısıyla hareket ettiğini belirterek çıkarılması düşünülen yasal düzenlemelerin caydırıcı özellik taşımadığını belirtiyorlar. Girişime karşı oluşturulan bir hareketin temsilcilerinden Stefan Egli, "Bir soyguncuyu, yakalandıktan sonra yeniden İsviçre'ye dönemeyecek olması hiç ilgilendirmiyor. Sonuçta o burda zaten soygun yapmak amacıyla kaçak bulunuyor" diye konuşuyor.

Demokrasi kaygısı

Birçok İsviçreli prensip gereği girişime yanaşmıyor. Sınırdışı işlemlerinin otomatik olarak gerçekleşmesi halinde mahkemelerin hareket alanlarının ortadan kaldırılmasına karşı çıkıyorlar. Sınırdışı girişimine karşı oluşturulan komiteden yapılan açıklamada, "Girişim topu İsviçre'nin kendi kalesine atıyor. Demokrasimizin temel değerleri, hukuk devletinin temel direkleri hedef alınıyor." Komite, ayrıca İsviçre'de yaşayan ikinci kuşak göçmen kökenliler için de benzer yaptırımların istenmesini "barbarca" bir tutum olarak tanımlıyor.

İsviçreli 120 hukuk profesörünün çağrısı da ses getiriyor. Çağrıda, "Girişimin hedefi, yabancı suçlular bağlamında yabancılar hukukuyla ilgili yargı kararlarını tamamen etkisiz hale getirmek. Böylece hukuk devleti ilkelerine dayalı icraatlar oltanın ucuna takılmış olacak. Özellikle de orantılılık prensibi tehlikeye girecek" deniliyor.

Şu sıralarda girişime karşı önemli bir karşı grup oluştu. Oluşuma hükümet, parlamento ve partilerin çoğu ile kiliseler ve ekonomi kuruluşları dahil oldular. Ancak anketlere göre başa baş bir yarış olacak. Eğer İsviçreliler girişimin önerilerine evet derlerse Avrupa'nın sınırdışı konusunda en sert yasası bu ülkede çıkmış olacak.