Gündem

İstihbarat uzmanları: Uydu sinyalleri dinlendiyse bu kanun dışı değil

Almanya'nın Türkiye'yi dinlediği iddialarını uzmanlar yorumladı. Uzmanlar, 'Bir devlet ya da hükümet görevlisinin telefonlarını sürekli dinlenmesi imkânsız' dedi

17 Ağustos 2014 12:58

İstihbarat ve dinlemeler konularında yetkin uzmanlar, Almanya’nın Türkiye’yi dinlediği iddiaları hakkında, “Uyduya çıkan bu tür sinyalleri toplama konusunda hiçbir uluslararası mevzuat bulunmadığı için her ülke bu sinyalleri takip eder. Eğer haberde bahsi geçen sinyal istihbaratı bu dinlemelerse bunda gayri kanuni bir durum yoktur. Her ülke ve her yetkili bunu bilerek konuşur zaten” dedi.

Uzmanlar, “Bir devlet ya da hükümet görevlisinin telefonlarını sürekli dinlenmesi imkânsız. Almanya ya da bölgesiyle irtibatlı birkaç konuşma yakalanmış olabilir. Haberde ‘Ortadoğu’ denildiğine göre Ortadoğu ile ilgili Türk yetkililerin de içinde bulunduğu bir ya da birkaç görüşmeyi yakalamış olabilirler” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Utku Çakırözer, Almanya’nın Türkiye’yi dinlediği iddialarını uzmanlara sordu. Cumhuriyet’te “Buna balık avlamak derler” başlığıyla yayımlanan yazı şöyle:

 

‘Buna balık avlamak derler’

 

Alman Der Spiegel dergisinde yar alan ve 2009’dan itibaren Alman istihbarat servislerinin Türkiye’ye yönelik dinleme yaptıklarına ilişkin haberler Ankara’daki devlet kurumları arasında büyük ilgi uyandırdı. Dinleme iddiasını Alman dergisinin haberinden öğrenen Başbakanlık ve Dışişleri Bakanlığı’nda haberin hem Almanca orijinali hem de İngilizce ve Türkçe çevirileri ayrıntılı olarak masaya yatırıldı.

İstihbarat ve dinlemeler konularında yetkin uzmanlar, Cumhuriyet’e Der Spiegel haberinde yer alan iddialarla ilgili şu değerlendirmeleri yaptılar:

“Bahsedilen ‘sinyal istihbaratı’ uydu üzerinden yapılan dinlemelerdir. Telefon konuşmaları belli bölgelerde özellikle kendi ülken dışındayken uyduya çıkar. Her ülke bunu yakalamak ister. İstihbarat dünyasında ‘balık avlama’ denir.”

 

‘Gayri kanuni değil’

 

“Uyduya çıkan bu tür sinyalleri toplama konusunda hiçbir uluslararası mevzuat bulunmadığı için her ülke bu sinyalleri takip eder. Eğer haberde bahsi geçen sinyal istihbaratı bu dinlemelerse bunda gayri kanuni bir durum yoktur. Her ülke ve her yetkili bunu bilerek konuşur zaten.”

“Alman istihbaratı, Almanya ya da yakınındaki ülkelerden yapılan ve uyduya çıkan konuşmaları yakalamış olabilir. Yani telefonlarının sürekli dinlenmesi söz konusu değil. Bir ya da birkaç konuşmanın havada yakalanması durumu var ortada. O haberde bahsedilen ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin ya da Clinton’un konuşmaları, çok büyük olasılıkla Almanya ya da yakınlarındaki bir bölgeden yapılan konuşmalar. Aslında bu her ülkenin istihbarat kapasitesiyle ilgili. Ama Almanların, ABD’den yapılan bir konuşmayı dinlemiş olma ihtimalleri çok zayıf.”

 

‘Türkiye’de bulgu yok’

 

“Türkiye’de yapılan bir istihbarat çalışması olduğuna dair bir bulgu hükümetin elinde yok. Bir devlet ya da hükümet görevlisinin telefonlarını sürekli dinlenmesi imkânsız. Almanya ya da bölgesiyle irtibatlı birkaç konuşma yakalanmış olabilir. Haberde ‘Ortadoğu’ denildiğine göre Ortadoğu ile ilgili Türk yetkililerin de içinde bulunduğu bir ya da birkaç görüşmeyi yakalamış olabilirler.”

 

‘Hedef Oslo görüşmeleri mi?’

 

Haberde Türkiye’ye yönelik dinlemenin 2009’dan itibaren yapıldığı şeklindeki iddia, “PKK ile yürütülen çözüm süreci” ve Türkiye ile İsrail arasında yaşanan “one minute” ve “Mavi Marmara” krizlerini akıllara getiriyor. İstihbarat uzmanları Oslo müzakerelerinin dinlenmiş olabileceği iddiaları konusunda, “Her ülke öyle bir süreci yakından bilmek ister. Ancak o dinlemeler içeride bulunanlar tarafından yapılarak sonradan dışarı servis edildi. Kapalı yerdeki toplantı ile sinyal istihbaratı birbirinden farklı şeyler. Habere konu istihbaratın Oslo ile alakalı olduğunu düşünmüyoruz” değerlendirmesini yaptılar.

 

Ankara-Tel Aviv hattı takipte

 

Başkent kulislerinde “akla daha yakın olasılık” olarak, Türkiye ile İsrail arasında 2009 Davos Zirvesi’nde “one minute” atışmasıyla başlayan ve Mavi Marmara gemisine İsrail güçlerince yapılan saldırıyla zirveye çıkan kriz sürecinde yaşananların takip edildiği iddiası dile getiriliyor. ABD’nin eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ve şu andaki Dışişleri Bakanı John Kerry o günden bu yana Türkiye ile İsrail’i barıştırmak için yoğun diplomatik çaba harcıyor.

Uzmanlara göre haberde “Türkiye’ye yönelik dinlemelerin Ortadoğu hedefli bir çalışmanın parçası” olduğu şeklindeki atıf da, Alman istihbaratının Türkiye-İsrail ilişkileri alanındaki gelişmeleri öğrenmek için dinlemeler yapma olasılığını güçlendiriyor. Kerry ve Clinon’ın Türkiye’den bazı yetkililer ile yaptıları görüşmelerin yakalanmış olabileceği de ileri sürülüyor.

 

Algı operasyonu da olabilir

 

İstihbarat ve karşılıklı dinlemeler konusunda, Edward Snowden isimli Amerikan casusunun NSA dinlemeleri ile ilgili açıklamaları sonrasında istihrabat dünyasında deprem yaşandığını anımsatan uzmanlar, haberin bir “algı operasyonu” da olabileceğine işaret ederek, “Bu haber aslında Başbakanları Angela Merkel’in 10 yıl boyunca dinlenmesi nedeniyle büyük prestij kaybına uğrayan Alman istihbaratınının kendi kamuoyuna dönük bir algı operasyonu da olabilir. ‘Bakın biz de Kerry’i, Clinton ve Türk hükümetini dinledik’ demek için bunu sızdırıyor olabilir” dediler.