Ankara Cinnah Caddesi'nde yer alan eski GAP İdaresi, şu anda Sektörel İzleme ve Değerlendirme Kurulu olarak hizmet veren binanın "Bir nedenle istenmeyen bürokratların, hiçbir iş yapmamak üzere görevlendirildiği merkez" olarak kullanıldığı iddiasında bulunan Cumhuriyet yazarı Çiğdem Toker, binanın, "Birbirine benzemez pek çok kurumdan buraya gönderilen bürokratların arasında adı Cinnah Toplama Kampı" diye anıldığını öne sürdü. Toker, "kampta" görevlendirilen bürokrat sayısının 400’e yaklaştığını, yeni gelenlerin, kat kat, oda oda dolaşarak, fazla masa-sandalye aradığı, dahili telefonların olmaması nedeniyle, çay siparişlerinin cep telefonuyla verildiği bir bürokrasi manzarası" oluştuğunu belirtti.
Toker'in Cumhuriyet'te "Cinnah Toplama Kampı’nda bir başmüfettiş" başlığıyla (21 Eylül 2015) yayımlanan yazısı şöyle:
Ali Babacan’ın yeniden aday gösterilmesi, ekonominin geleceği bakımından iyiye işaret diye yorumlandı. Yorum sahiplerinin bir bildiği vardır. Bürokrasiye epeydir, liyakat ile yasaların değil, biat ile korkunun hâkim olduğu; Hazine’den sorumlu bakanın, bir yıldan fazladır “asaleten” Hazine Müsteşarı atayamadığı bir ekonomi bürokrasisinden söz ediyoruz.
Düşünün ki, Ankara’da bir kamu binası, bir nedenle istenmeyen bürokratların, hiçbir iş yapmamak üzere görevlendirildiği merkez olarak kullanılıyor.
Cinnah Caddesi Willy Brandt Sokak’taki eski GAP İdaresi, şu anda “Sektörel İzleme ve Değerlendirme Kurulu” olarak hizmet veriyor.
Bu, onun resmi adı.
Birbirine benzemez pek çok kurumdan buraya gönderilen bürokratların arasında adı “Cinnah Toplama Kampı” diye anılıyor.
Aslında haber yeni sayılmaz. Bu kurulun torba kanunla kurulacağını, hoşa gitmeyen bürokratların burada görevlendirileceğini geçen eylülde yazdık.
O dönem “paralel yapıyı tasfiye” amaçlı değerlendirilen düzenleme; iktidara; üst kurullar başta olmak üzere pek çok kurumda, müfettiş, denetçi, kontrolör, Dışişleri meslek memurlu, Hazine uzmanı, TBMM yasama uzmanı gibi kamu görevlilerini, asli işinden koparma yetkisi veriyordu. Başbakan’a danışmanlık yapma tanımı altında toplam kadro sayısı da 402 olarak belirlenmişti.
***
Son durum şu: Bina, kapasitesini doldurmuş. Mayıstan bu yana görevlendirilen bürokrat sayısı 400’e yaklaşmış.
Yeni gelenlerin, kat kat, oda oda dolaşarak, fazla masa-sandalye aradığı, dahili telefonların olmaması nedeniyle, çay siparişlerinin cep telefonuyla verildiği bir bürokrasi manzarası.
“Cep telefonuyla çay siparişi” bilgisi, bir dava dilekçesinden.
Başta PKK’nin uyuşturucu kaçakçılığı kapsamında 44 kg. saf eroinin yakalanarak el konulması olmak üzere, tarihi eser, rüşvet, ticari eşya kaçakçılığı gibi pek çok kritik soruşturma dosyasında imzası bulunan bir başmüfettişin açtığı davadan.
2 Eylül itibarıyla SPK’den, BDDK’den, Dışişleri’nden, bu binaya ve kurula “görevlendirilen” sayısız bürokrat arasında Gümrük Başmüfettişi İlter Kuşoğlu da yerini aldı. Gürbulak Sınır Kapısı’nda devlet otoritesinden söz edilemeyeceğini kayda geçirdikten sonra ödülden ödül beğenen(!) Kuşoğlu, daha önce Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın kendisi hakkında devlet memurluğundan çıkarılmasına yönelik işlemleri nedeniyle suç duyurusunda bulunmuştu.
Kuşoğlu’nun bir kariyer mesleği olan Gümrük Başmüfettişliği’nden alınarak Kurul’a raportör olarak görevlendirme yazısı, oğlu ameliyattayken geliyor. Ankara Nöbetçi İdare Mahkemesi’nde açılan davadan:
Otoparkta tebligat
“Bakanlığın talimatı olduğunun söylenmesi üzerine de oğlu uyanmadan yazıyı tebellüğ ederek geri dönme düşüncesinde olan müvekkilimiz, bakanlığı arayarak yazının bulunduğu birime haber vermelerini söyleyerek hastaneden ayrılmıştır. Hareket halinde iken bakanlıktan aranan müvekkilimize bu kez yazının henüz hazır olmadığı, saat: 17.00’den sonra intikal edeceğinin bildirilmesi üzerine bakanlık binasına yakın bir noktadan geri dönülerek hastaneye geçilmiştir.
Oğlunun tam olarak uyanamadığı bir durumda saat: 17.3018.00 arasında tekraren bakanlık binasına geçen müvekkilimize, Sektörel İzleme ve Değerlendirme Birimi’ne raportör olarak atandığına ilişkin yazı bakanlığın otoparkında tebliğ edilmiştir.”
PKK’nin uyuşturucu kaçakçılığını belgeleyen kıdemli bir başmüfettişin görevinden alındığı sırada, 5 bin yeni korucu alınacağının açıklandığı ülkeye Türkiye deniyor.