Dünya

İşte zirvenin bilançosu

Türkiye’nin ev sahipliği yaptığı BM İnsani Zirvesi taahhüt, tartışma ve sitemlerle sona erdi. Peki asıl sahada çalışan, acil yardıma muhtaç durumdakilere doğrudan yardım ulaştıranlar zirveyi nasıl değerlendiriyor?

25 Mayıs 2016 12:42


Türkiye'nin ev sahipliği yaptığı BM İnsani Zirvesi taahhüt ve sitemlerle sona erdi. Zirveye G7 ülkeleri başta olmak üzere zengin ülkelerden Almanya dışında üst düzey katılım olmaması yoğun eleştirilere neden oldu. Peki, zirveden ne sonuç çıktı?

Acil yardıma muhtaç insanlarla direkt temas halinde bulunan uluslararası yardım kuruluşları, zirve sonrasında hayal kırıklıklarının yanında olumlu noktalara da dikkat çekti. İşte katılımcıların gözünden zirvenin bilançosu:

Till Wahnbaeck, Dünya Açlık Yardımı Genel Sekreteri:

“Zirvede düşünce şablonlarında değişimin başlamasına tanık olduk. Sürekli kriz modundan çıkıp, tedbir önlemlerine daha fazla yatırım yapmalı ve bunun için özel sektör gibi yeni aktörleri sürece dahil etmeliyiz. İş dünyasından zirveye katılımın yoğun olması iyi bir işaret. Ancak Paris'teki İklim Zirvesi ile karşılaştırıldığında BM İnsani Zirvesi somut sonuçları olan bir nihai nokta olmaktan ziyade, bir başlangıç.“

Cornelia Füllkrug-Weitzel, Diakonie Afet Yardımı Başkanı:

“Hükümetlerin siyasi çıkarları, şimdiye kadar Suriye'ye etkili ve adil yardım yapılmasını engelledi. Zirvede bu konu yeterince gündeme gelmedi, sorgulanmadı… İnsani yardım, siyasi çözümlerin yerini tutamaz, tutmamalı da. İnsani yardım, insani devletler hukuku ve ilkelerine yönelik ağır ihlalleri ve sivil halka yönelik aşırı şiddeti sona erdiremez. Bunun için gerekli siyasi çözümlere ise zirvede yetrince yer verilmedi… Diğer yandan yerel yardım kuruluşlarının güçlendirilmesi olumlu bir gelişme. İnsani yardımların finansmanına yönelik yuvarlak masa toplantısında, nakit para transferinin geliştirilmesi, yerel aktörlerin mali araçlara erişiminin kolaylaştırılması ve proje bazlı olmayan kaynakların artırılması yönünde açıkça görüş bildirildi.“

Jan Egeland, Norveç Mülteciler Konseyi Genel Sekreteri:

“Kriz bölgelerinde kendilerine erişilemeyen acil yardıma muhtaç kişiler konusuna daha güçlü bir şekilde odaklanılmalı. Tabii ki daha fazla paraya ve daha iyi bir organizasyona ihtiyacımız var. Ama diğer yandan yardımların ulaştırılamadığı, acil durumdaki milyonlarca insan var. Örneğin Irak'ın Felluce kentinde 50 bin kişiye yardım ulaştırılamıyor. Bu kişiler iki ateş arasında kalma tehlikesiyle karşı karşıya.“

Emma Sinclair-Webb, İnsan Hakları İzleme Örgütü:

“Türkiye sığınmacıların kabulü konusunda AB'den çok daha fazlasını yaptı. Bunu görüp takdir etmek zorundayız. Ancak şu an Suriye sınırı etkili bir şekilde kapatılmış durumda… Türkiye'nin içinde ise Güneydoğu'daki durumdan büyük endişe duyuyoruz. Türkiye BM zirvesine ev sahipliği yapıyor, ama ülkenin güneydoğusundan kitlesel göç yaşanıyor.. Sağlık Bakanlığı verilerine göre hesapladığımızda en az 500 bin kişi yer değiştirdi. AB de, uluslararası toplum da bunu büyük ölçüde görmezden geldi.“

Wolfgang Jamann, Care International Genel Sekreteri:

“Kadın-erkek eşitliği ve kriz bölgelerindeki kadınlar konusunda hareketlenme görüyoruz. Somut sonuçlar da var. ABD ilk kez kadınlara yönelik şiddetle mücadele için 10 milyon dolarlık kaynak taahhüt etti. Kadınlara yönelik ayrımcılıkta büyük sorunlar yaşayan Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeler dahil olmak üzere, bu konuda mümkün olduğunca somut konuşulmaya çalışıldı… Konuya ilginin arttığını görüyorum. Şimdi tabii ki somut eylemlere geçilmesi gerekiyor. Ama kadınlar konusu artık tali bir konu değil.“

Simon Adams, Koruma Sorumluluğu Küresel Merkezi:

“Okul ve hastanelere yönelik saldırılar artık normal hale geldi. Hükümetler buna göz yumamaz. Zirve bu nedenle önemliydi… BM düzleminde çok uzun süre battaniye ve sargı bezleri üzerine konuşuldu. Şimdi ise çatışmaların önlenmesi ve erken uyarı sistemi gündemde… Sonuçta yardıma muhtaç kişilerin yüzde 80'i silahlı çatışma mağduru. Çatışmaları önlemek ve sona erdirmek için daha fazla paraya ve siyasi iradeye ihtiyaç var… Ayrıca çatışma taraflarından mahkeme önünde hesap sorulabilmesi ve halkın korunması için daha fazlasına ihtiyacımız var. Zirve bu konuda bir başlangıç.“