Gündem

İstanbul'dan Selanik'e göç eden Niko: İki dilliyiz, iki kültürlüyüz

Gurbet GÖKÇE-Enver ALAS-Can EROK/SELANİK (Yunanistan), (DHA)- TÜRKİYE'den yıllar önce göç ederek, Yunanistan'ın Selanik kentine yerleşenler, kültürlerini ve geleneklerini yaşatıyor

22 Ağustos 2018 15:02

Gurbet GÖKÇE-Enver ALAS-Can EROK/SELANİK (Yunanistan), (DHA)- TÜRKİYE\'den yıllar önce göç ederek, Yunanistan\'ın Selanik kentine yerleşenler, kültürlerini ve geleneklerini yaşatıyor. İstanbul\'dan 1972 yılında göç eden Niko Theodosiadis Uludağ (63), \"Biz iki dilliyiz, iki kültürlüyüz. Arkadaşlarımızla buluştuğumuzda Türkçe konuşuruz. Biz böyle büyüdük, çocuklarımızı da böyle büyütüyoruz. Evin içinde zaman zaman Türkçe konuştuğumuz için çocuklarımızın kulakları da alışıyor. Biz Türkiye\'yi asla unutamayız. Orada yaşadıklarımız var. Gençliğimiz Türkiye\'de geçti. Şimdi Selanik\'teyiz fakat çifte vatandaş gibiyiz. Daima içimizde bir özlem var. Özlem duyduğumuzda arabaya biner Türkiye\'ye gideriz\" dedi.
Türkiye\'nin başta İstanbul olmak üzere çeşitli kentlerinden yıllar önce Yunanistan\'ın Selanik kentine göç edenler, anavatan özlemiyle yaşamlarını sürdürüyor. İlk göç edenlerin çocukları ve torunları, Selanik\'te kurdukları dernek ve vakıflarda bir araya gelip, geçmişi yâd ediyor. Türkiye\'den Selanik\'e göç edenlerden biri de Niko Theodosiadis Uludağ. Niko Theodosiadis Uludağ, ailesiyle 1911 yılında Kapadokya\'dan İstanbul\'a taşındığını, ardından 1972 yılında Selanik\'e göç ettiğini söyledi. Selanik\'te kardeşi Kimis Theodosiadis Uludağ ile birlikte kurdukları şirkette meşrubat ticaretiyle uğraşan Niko Theodosiadis Uludağ, İstanbul Osmanbey\'de büyüdüğünü ve ailesinin işyerinin de Karaköy\'de olduğunu anlattı.
Niko Theodosiadis Uludağ, ailesinin Türkiye\'de ünlü bir gazoz firmasının kurucusu olduğunu belirterek, kendisinin de işi dedeleri ve babasından devraldığını söyledi. Uludağ, \"İlk önce dedemin babası bu işi yaptı, dedeme devretti. Dedem de 3\'üncü nesil olarak babamı yanına aldı ve ona öğretti. Şimdi ise 4\'üncü nesil olarak kardeşimle biz bu mesleği devam ettiriyoruz. Bütün nesiller, ilk önce başka bir yerde çalıştıktan sonra kendi işimize geçiş yaptık. Anadolu ne diyor; \'Önce yabancı tokat yemelisin sonra kendi işine girmelisin.\' Biz böyle yetiştik.  Bizim çocuklarımız 5\'inci nesil olarak bu işi devam ettirmeye hazırlanıyorlar\" dedi.
\'OSMANBEY\'DE BÜYÜDÜM, ARKADAŞLARIMLA HİÇ KOPMADIK\'
Uludağ, Selanik\'te evlendiğini ve bir kızı olduğunu belirterek, \"Onunla da birçok kez gittik ve o da Türkiye\'yi çok seviyor. İstanbul\'da büyüdüğüm arkadaşlarımla hiç kopmadık. İstanbul\'a gidince onları görüyorum. Hem Büyükada\'daki hem Osmanbey\'deki evlerimizi ziyaret ediyorum. Biz, çocukluğumuzda gerçekten çok iyi büyüdük. Büyüklerimiz problemleri bize yansıtmıyordu, bizleri problemlerin dışında tutuyorlardı. Büyükler, \'gidip-gitmemek\' arasındaydı çünkü 1955\'lerden itibaren hep bir korku vardı. Ama biz çocuklar olarak çok iyi yaşadık, okullarımıza gittik\" diye konuştu.
\'ONLAR BİZİ KARDEŞ GİBİ KARŞILADI, BİZ DE ONLARI KARŞILADIK\'
Selanik\'te Kapadokyalılar Derneği\'ni kurduklarını söyleyen Niko Theodosiadis Uludağ, bölgeye düzenledikleri geziyle ön yargıları yıktıklarını belirtti. Uludağ, şöyle dedi:
\"Dernek olarak Kapadokya\'ya, vatanımıza bir haftalığına bir tur yapmak istedik ve bir otobüs kiraladık. Büyükler gitmek istiyordu ancak gençler ise \'başımız belaya girer\' düşüncesiyle istemiyordu. Ama biz kesinlikle gitmek istiyorduk ve yola çıktık. Gittikten sonra gördüklerimizle birlikte her şey değişti. Kapadokya\'da bizi çok iyi karşıladılar. Ben İstanbul\'da büyüdüğüm için Türkiye\'yi çok iyi tanıyordum. Benim için herhangi bir sorun yoktu ama diğer arkadaşlarımızın içinde bir ürkeklik vardı. Onlar da gördükten sonra o ürkeklik gitti. Baktılar ki örf ve adetler aynı, kardeş gibi konuşuyoruz. Hatta 5-10 dakika içinde herkes kardeş gibi oldu. Bizim ziyaretimizin ardından Ürgüp Belediye Başkanı da bir sonraki yıl kendilerinin Selanik\'e geleceğinin sözünü verdi. Bu kez de Türkiye\'dekiler buraya gelmek istemiyordu. Daha sonra gelenler de burada gördüklerinden ve yaşadıklarından sonra onların da aynı şekilde düşünceleri değişti. Onlar bizi kardeş gibi karşıladı, biz de onları kardeş gibi karşıladık. Artık karşılıklı her sene gidip geliyoruz. Karşılamalar gerçekten çok iyiydi ve bu kafalardaki düşünceleri tamamen değiştirdi.\"
\'BİZ İKİ DİLLİYİZ, İKİ KÜLTÜRLÜYÜZ\'
Niko Theodosiadis Uludağ\'ın Selanik\'teki iş yerinde çalışma masasının üzerinde torunlarının yazdığı Yunanca ve Türkçe, \'Dede günaydın\' yazılı not dikkat çekiyor. Uludağ, \"Biz iki dilliyiz, iki kültürlüyüz. Arkadaşlarımızla buluştuğumuzda Türkçe konuşuruz. Biz böyle büyüdük, çocuklarımızı da böyle büyütüyoruz. Evin içinde zaman zaman Türkçe konuştuğumuz için çocuklarımızın kulakları da alışıyor. Biz Türkiye\'yi asla unutamayız. Orada yaşadıklarımız var. Gençliğimiz Türkiye\'de geçti. Şimdi Selanik\'teyiz fakat çifte vatandaş gibiyiz. Daima içimizde bir özlem var. Özlem duyduğumuzda arabaya biner Türkiye\'ye gideriz\" diye konuştu.
Ağabeyi ile birlikte ticaret yapan Kimis Theodosiadis Uludağ (58) da İstanbul\'da doğduğunu ve okula Galata Rum İlkokulu\'nda başladığını söyledi. Kimis Theodosiadis Uludağ, \"Okulu bitirdikten sonra 1972 yılında ailemle Selanik\'e geldik. İstanbul\'a senede bir iki defa gidiyorum. İstanbul\'da kaldığımız evin bulunduğu yere yeni binalar yapılmış ama Büyükada\'daki evimiz olduğu gibi duruyor. Her gittiğimizde oradaki arkadaşlarımızla buluşuyoruz. Feriköy Mezarlığı\'ndaki büyüklerimizin mezarlarını ziyaret ediyoruz. Ağabeyimle birlikte çocukluğumuz Osmanbey\'de ve Karaköy\'de geçti. Okul çıkışları hep babamın iş yerine giderdik\" dedi.
NEVŞEHİR\'İ SELANİK\'TE KURDULAR
Selanik\'e Nevşehir, Ürgüp ve Kapadokya\'dan göç edenler, burada Türkçe Nevşehir anlamına gelen Neapolis\'i kurdular. Neapolis\'in Belediye Başkanlığı\'nı ise dedeleri Niğde\'den göç eden Simos Danilidis yapıyor. Selanik\'in 100 bin nüfuslu ilçesinin Belediye Başkanı Simos Danilidis, \"Genellikle Nevşehir Kapadokya bölgesinden gelen mübadillerin yerleştiği bir şehir burası. Ben ve ailem de mübadildir. Bizim köyümüz Niğde\'ye bağlı eski ismiyle Andaval bugün ise Aktaş\'tır. Dedelerim, ninelerim bu köyde vaftiz oldu. Dedem,  Andaval\'ın muhtarıydı. Babamla birlikte Niğde\'deki köyümüze gittik ve oradaki evimizi bulduk. Ziyaretten çok memnunduk. Babam, bugün cami olarak kullanılan vaftiz olduğu kiliseyi gördü. Ziyaretimizde caminin imamı ile ilçe belediye başkanı bize çok da yardımcı oldular\" diye konuştu.
Neapolis Belediye Başkanı Danidilis, 1924 yılında Yunanistan\'a geldiklerini anlatarak, \"Bizim mübadiller önce Antalya\'ya gitti, oradan da gemilerle Yunanistan\'ın Pire Limanı\'na vardık. Sonra Pire\'den Selanik\'e ve oradan bu kez Halkidiki\'ye gelmişiz. Burada bir köye bırakıldık ve kalacak bir yerimiz yoktu. Bize küçük bir tarla verdiler. Niğde\'den gelirken yanımızda köyümüzdeki kilisede bulunan bir ikona vardı; onu yanımızda getirdik. Burada inşa ettiğimiz kiliseye koyduk\" dedi.
Başkan Simon Danilidis, çok az Türkçe kelime bildiğini belirterek, çocukluğunda, babası ve dedesi başta olmak üzere aile büyüklerinin ev içinde zaman zaman şahit olduğu Türkçe konuşmalar sırasında bu sözcükleri öğrendiğini söyledi. Danilidis, Türkiye\'den gelecek misafirleri de kapılarının açık olduğunu belirtti.
\'BURADA ANADOLU HAVASI VAR\'
Selanik\'e Ürgüp\'ten en son 2014 yılında dil öğrenmek için gelen iş adamı Mehmet Çalışkan, yerleşti. Çalışkan, turizm işiyle ilgilendiğini belirterek, şunları anlattı:
\"Selanik güzel bir şehir. Burayı çok sevdim. Yaşamak için kolay bir şehir, insanları cana yakın. Burada biraz da Anadolu havası da var. Burada yaşayan Anadolu\'dan gelmiş mübadiller ile Ürgüp Belediye Başkan Yardımcılığım döneminde tanışmıştım. Ürgüp ve Larissa\'yı kardeş şehir yapmıştık. O dönemde tanıştığım birçok Yunan arkadaşım vardı. Bu arkadaşlıklarımız gelişti ve ilerledi. Daha sonra turizmle uğraştım. Birçok arkadaşı Türkiye\'ye getirdim, Türkiye\'den buraya da turlar düzenledik. Ancak son yıllarda işler düşünce Selanik\'e taşındım. Dünyada en yakın arkadaşlık kurabilecek toplumlardan birisi Türkler ve Yunanlardır. Buradakiler genel olarak Türk kültürünü bilir. Çünkü çok fazla göç etmiş insan var. Yemekte, içmekte, folklorda kültürlerimizde ortak noktalar çok fazla. Yani burada yabancılık çekmezsiniz.\"

FOTOĞRAFLI