Gündem

İstanbul'daki Nantaba Violet cinayeti ve şiddetin hedefi göçmen kadınlar

31 Ağustos'ta İstanbul'daki evinde saldırıya uğrayan Ugandalı göçmen kadın Nantaba Violet'in öldürülmesi ve kız kardeşi Babirya Beatrice'in yaralanmasıyla ilgili ayrıntılar açıklık kazanıyor

07 Eylül 2016 22:35

31 Ağustos'ta Aksaray'daki evinde saldırıya uğrayan Ugandalı göçmen kadın Nantaba Violet'in öldürülüşü ve kız kardeşi Beatrice Babirya'in yaralanışıyla ilgili ayrıntılar açıklık kazanıyor.

Ugandalı kadınların evine gelen iki erkek, kadınlardan birini öldürmüş, diğerini de yaralamıştı.

Yaralı olarak kurtulan Beatrice Babirye, hastanede tedavisi sürerken, İstanbul Yabancılar Şube polisi tarafından göz altına alındı ve halen gözaltında tutuluyor.

Beatrice Babirye'nin arkadaşları, Ugandalı kadının tedavisi bitmeden ve kızkardeşinin ölümünün yarattığı travmayı atlatamadan gözaltına alınmasına ve iki gündür yabancılar şubesinde alıkonmasına tepki gösteriyor.

İki kızkardeş, ülkelerinde iş bulamadıkları için, bu yıl Nisan ayında Türkiye'ye gitmiş.

Babirye'nin, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na şikayetçi sıfatıyla verdiği ifadeye göre, İstanbul'da hayat kadını olarak çalışan iki kızkardeşe müşteri olarak gelen iki erkek, kadınları önce ilişkiye zorladı sonra birini öldürüp diğerini yaralayarak evden ayrıldı.

Beatrice, kendine geldiğinde kızkardeşinin cansız bendenini yan odada bulduğunu aktardı.

İki şüpheli Babirye tarafından teşhis edildikten sonra gözaltına alındı.

Ugandalı kadın işçi Jesca Nankabirwa da Eylül 2014'te İstanbul'da öldürülmüştü.

Kadın örgütlerinin davayı sahiplenmesi üzerine, sanık hakkında işlem yapılmış ve olayın faili Enver Dursun 25 yıla mahkum olmuştu.

İki yıl sonra bir Ugandalı kadının daha öldürülmesi kadın dayanışma gruplarını harekete geçirdi.

Göçmen Kadınlarla Dayanışma Ağı'ndan kadınlar, göçmen kadınlara yönelik şiddet ve tecavüzün yaygın olduğunu, ayrıca kadınların Türkiye'de yasal statüye sahip olmamaları nedeniyle yaşadıkları cinsel ve fiziksel şiddete karşı sessiz kaldıklarını, şikayetçi olamadıklarını aktarıyor.

Göçmen Kadınlarla Dayanışma Ağı'ndan Yrd. Doç. Dr. Emel Coşkun Ugandalı göçmen kadınlar üzerine çalışmalar yapıyor.

Çoşkun'un bulgularına göre, Ugandalı göçmenler son dönem Türkiye'nin aldığı dış göçte önemli yer tutuyor.

Konsolosluk verileri, vize alan Ugandalıların yüzde 70'inin kadın olduğunu, kadınların da yüzde 90'ının iş vizesi için başvurduklarını gösteriyor.

Çoşkun'un çalışması bu izni alabilenlerin sayısının çok az olduğuna işaret ediyor.

Çoşkun, Ugandalı kadınların Türkiye'ye birkaç yıl çalışıp para biriktirmek üzere geldiğini ve Uganda'nın uzaklığı ile vize masraflarının fazlalığından dolayı bu gelişlerin genellikle tek giriş, kağıtsız kalış ve ceza ödeyerek çıkış şeklinde olduğunu söylüyor.

"Bu durumda çalışma izni olmayan çok sayıda kadın, aracılar vasıtasıyla buldukları işlerde, insanlık dışı koşullarda çalışıyor" diyen Çoşkun, bu kadınların yasal statüleri olmadığı için, çalışma alanlarında ve günlük hayatta sistematik cinsel ve fiziksel şiddete uğradıklarına işaret ediyor.