Türkiye Deprem Vakfı Başkanı ve Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Erdik İstanbul’da önümüzdeki 30 yıl içinde gerçekleşme ihtimali yüzde 65 olarak belirtilen olası İstanbul depremine dair senaryoları bir makalede topladı. İstanbul’da ortalama her 50 yılda bir orta şiddette deprem meydana geldiği hatırlatılan makalede “1894 depreminden sonra Ana Marmara Fayında aletsel büyüklüğü (Mw) 7 üstünde bir deprem gözlenmemiş olması durumu dikkate alınırsa, bu fayda deprem olma ihtimalinin çok arttığı anlaşılabilir” değerlendirmesinde bulunuldu.
Mustafa Erdik’in makalesinden öne çıkan başlıklar şöyle:
- Belli bir şiddet seviyesine maruz kalan bir bina gurubu (yapı cinsi, inşa tarihi, kat adedi vb. verileri ile sınıflandırılmış) için oluşması beklenen deprem hasarı kırılganlık ilişkileri ile belirlenmektedir. Ülkemizde oluşan depremlerden, özellikle 1999 Kocaeli depreminden, elde edilen bilgiler kapsamında geliştirilmiş kırılganlık ilişkileri VII, VIII ve IX şiddetinde 4-7 katlı betonarme binaların, sırasıyla, ortalama %3, %10 ve %30 kadarının tamir (restore) edilemeyecek ölçüde hasar göreceğini göstermektedir.
- ‘’İstanbul Depremi’’ sonrası %50 ihtimalle 6,000 civarında ve %16 aşılma ihtimali ile 40,000 civarında binanın çok ağır hasar (ve toptan göçme) görebilir.
- Bu depremde oluşabilecek, sadece bina hasarı kaynaklı, mali kayıp %50 aşılma ihtimali ile 37 Milyar TL olarak tahmin edilmiştir. %16 aşılma ihtimali için ise bu kayıp 102 Milyar TL tutarına ulaşmaktadır.
- Hafif Hasar tanımı dışındaki binaların deprem riskine sahip oldukları var sayılırsa, İstanbul’daki binaların yaklaşık %14’ünün (150,000 bina veya yaklaşık 550,000 hane) deprem riskli olarak tanımlanması gerekecektir.
- Bina hasarlarının daha çok nüfusun yoğun olduğu şehrin güneybatı kısmında yer alan Eminönü, Fatih, Zeytinburnu, Bakırköy, Bahçelievler, Küçükçekmece’nin güneyi ve Avcılar’da yoğunlaşacağı tahmin edilmektedir. Kısmen daha az hasar alacak bölgeler ise Kadıköy, Maltepe ve Kartal gibi Asya yakasının güneyinde yer alan ilçelerdir. Ana Marmara Fayına göreceli olarak daha uzakta yer almalarına karşın, bina yoğunluğu ve hasar görebilirlik koşulları nedeniyle Beyoğlu, Eyüp ve Bayrampaşa ilçelerinin de yüksek oranda hasar görmeleri beklenmektedir.
- İstanbul’da yeterli deprem performansına sahip olmayan, ve özellikle eğitim ve sağlık hizmeti veren, 1,304 kamu binasının deprem etkisine karşı performansları, İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi (İSMEP) kapsamında, başarılı bir şekilde iyileştirilmiştir.
- Hâlihazırda, deprem etkilerine karşı performanslarının iyileştirilmesi gereken çok sayıda sağlık tesisinin varlığı bilinmektedir. İstanbul’da İSMEP projesi kapsamında deprem yalıtım teknolojisi kullanılarak halen inşası devam eden Okmeydanı, Göztepe ve Kartal hastane kompleksleri ve inşaatı yakında başlayacak olan İkitelli Şehir Hastanesi “İstanbul Depremi” sırası ve sonrasında işlevlerine devam edecek şekilde tasarlanmış bulunmaktadır.
- Karayolları Genel Müdürlüğü ve ilgili Bölge Müdürlükleri tarafından İstanbul'daki tüm otoyol köprü ve viyadüklerinin deprem performansları inceletilmiş, gerekli bulunanların güçlendirme projeleri hazırlanmış bulunmaktadır. Asma köprüler, yaklaşım viyadükleri, Haliç köprüleri ve Mecidiyeköy Viyadüğü başta olmak üzere çok sayıda yetersiz deprem performansına haiz köprü ve viyadük ile ilgili deprem performansı iyileştirme uygulamaları tamamlanmış bulunmaktadır.
- Kentsel dönüşüm yasası kapsamında İstanbul'da 2014 yılında toplam 17 bin 830 adet binada (68 bin 424 adedi konut, 9 bin 813 adedi dükkân olmak üzere toplam 78 bin 237 adet bağımsız birim) riskli yapı tespiti yapılmıştır. Bu sayı, İstanbul’daki riskli bina stokunun küçük bir oranını yansıtmaktadır.
- Kentsel dönüşüm çerçevesinde yeni binalar daha iyi sağlık koşulları ile deprem güvenli olsalar da, uygulamalar, çoğunlukla spekülatif, yüksek ve kısa vadeli gayrimenkul kâr motivasyonları ile nispeten zengin bölgelerde geliştirildi. Kentsel dönüşüm uygulamalarında dikey mimariden yatay mimariye geçisin örnekleri oluşturulmalı.
- İstanbul’da sigortalanabilir hane sayısı 3,700,000 adettir ve bu hanelerin %55’i sigortalanmıştır. DASK’nun toplam hasar ödeme kapasitesi (5 Milyar TL sigorta havuzu ve 2.75 Milyar Euro reinsürans olmak üzere) yaklaşık 16 Milyar TL tutarındadır.
.- İstanbul ile benzer deprem tehlikesi ihtimalini paylaşan San Francisco ve Tokyo kentlerinde deprem sigortası alma oranının sırası ile %10 ve %30 olduğu göz önüne alınacak olursa DASK’nun sağladığı başarı anlaşılabilir.
Konuya ilişkin herkesebilimteknoloji.com'da yayımlanan makalenin tamamına ulaşmak için tıklayın...