Dünya

'İsrail üzerindeki baskı artıyor'

İsrail, Filistin topraklarındaki genişleme ve yeni yerleşim birimleri kurma politikası yüzünden sürekli eleştiriliyor. Uzman Maren Koss yerleşim politikasının iki devletli çözüm ihtimalini de zayıflattığını belirtiyor.

08 Haziran 2014 19:13


Yeni yerleşimler kurma kararının Filistin birlik hükümetine tepki amacını taşıdığını belirten Hamburg'daki GİGA Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü uzmanlarından Maren Koss, ortak hükümette teknokrat bakanların yer almasına rağmen, İsrail'in, Hamas ile işbirliği yapılmasını teröre taviz vermek olarak algıladığını ifade ediyor. Yerleşim projelerinin Filistinliler açısından provokasyon anlamına gelmesi bakımından muhtemel barış görüşmelerini de tehlikeye soktuğunu belirten Ortadoğu uzmanı İsrail'in yerleşim politikasıyla neyi amaçladığı şeklindeki sorumuzu şöyle yanıtladı: “Yerleşim projeleri İsrail hükümet ortakları arasında da tartışılan bir konu. Adalet Bakanı Livni kararı diplomatik bir hata olarak değerlendiriyor. Ancak İsrail'in siyasi ve dini nedenli stratejik amaçları da var. Yerleşim birimleri Batı Şeria'yı adeta yamalı bohçaya çevirdiği için iki devletli çözüme ulaşılması daha da zorlaşıyor. Koalisyonda yer almayan aşırı dinci partiler gibi hükümetin milliyetçi kanadı da İsrail yüzölçümünün yeni yerleşim birimleriyle genişletilmesini istiyor.”

'İki devletli çözüm şansını azaltıyor'

Aynı zamanda siyaset bilimci ve İslam ilahiyatı uzmanı da olan Maren Koss, İsrail yönetiminin barış için Filistinlilere taviz vermeye gerek görmediğini ve milliyetçi kanadın lideri Naftali Bennett'in Batı Şeria'nın ilhak edilmesi için koalisyon ortağı Netanyahu'ya baskı yaptığını dile getirdi. Koss DW'ye verdiği mülakatta imar bakanının yerleşimci kanattan geldiği İsrail hükümetinin barış görüşmeleri için Filistin'e taviz vermesi durumunda koalisyonun dağılacağını belirtti. İsrail'in Filistin topraklarındaki varlığını arttırma girişimleri karşısında iki devletli çözüm şansının azaldığını belirten Maren Koss sözlerini şöyle sürdürdü: “Batı Şeria'nın sürekli bölünüp küçültülmesi iki devletli çözüme varılmasını zorlaştırıyor. Bu topraklarda ya Filistinlilerin, ya Filistinliler ile birlikte yerleşimcilerin ya da sadece İsraillilerin sözünün geçtiği yerler var. İsrail denetimi altındaki bölgeler en geniş olanı. Ayrıca İsrail, Filistin özerk bölgesi üzerinde de söz sahibi. Dilediği gibi polis operasyonları düzenleyebiliyor. Pratikte bölgeye tek bir devlet görünümü kazandırmış olan İsrail'in iki devletli çözüm formülüne ilgi göstereceğini sanmıyorum. Aksi takdirde Batı Şeria'daki bütün yerleşim birimlerinin kaldırılması gerekecek. Bazı yerleşimciler daha dar bölgeleriyle yetinmeye hatta hükümetin tazmin etmesi şartıyla yerleşim yerlerini terk etmeye hazır olduklarını söylüyorlar. Tabii aralarında bütün bölgeyi İsrail toprağı olarak gören radikaller de var. Bu bakımdan yerleşimciler de bölünmüş durumdalar.”

'Baskı artıyor'

Hamburg'lu siyaset bilimci Maren Koss İsrail'in dış dünyadaki imajıyla ilgili olarak da mikrofonlarımıza şunları söyledi: “İsrail üzerindeki baskı artıyor. ABD gibi Almanya da şimdiye kadar görülmeyen sertlikte yerleşim politikasını eleştiriyor. Filistinlilerin birlik hükümeti kurmasıyla İsrail üzerindeki baskı daha da artmış oldu. ABD ve Avrupa Birliği, Gazze Şeridi'nde seçimi kazandığı için Hamas ile bütün ilişkileri kestikleri 2006 yılındaki hataya yeniden düşmek istemiyor. Washington ve Brüksel'e göre birlik hükümeti Hamas'ın yer almadığı teknokrat bakanlardan oluşuyor. İsrail'in itirazlarına rağmen Filistin bölgelerine yapılan yardımlar sürecek. AB yerleşim bölgelerinde üretilen malları boykot ediyor ve gümrük muafiyeti de tanımıyor. Boykot yerleşimcilere zarar verdiğinden hükümet üzerindeki baskı içte de artıyor.”