Dünya

İsrail'in önde gelen gazetesi Haaretz, Türkiye ile PKK arasındaki süreci analiz etti: Suriye'de güç dinamiklerini değiştirip İsrail'e tehdit olabilir

04 Mart 2025 10:52

T24 Dış Haberler

İsrail'in önde gelen ana akım yayın organı Haaretz, Abdullah Öcalan'ın silah bırakma ve örgütü feshetme çağrısı sonrası PKK'nın aldığı ateşkes kararının Suriye'deki dengeleri değiştirebileceğini ve İsrail'in Güney Suriye'deki varlığına tehdit oluşturabileceğini yazdı. Öcalan, 27 Şubat'ta aylardır beklenen tarihî çağrıyı yaparak PKK'nın kendini feshetmesi ve tüm grupların silahları bırakması gerektiğini açıklamıştı. Öcalan'ın çağrısında "Sayın Devlet Bahçeli'nin yaptığı çağrı, Sayın Cumhurbaşkanı'nın ortaya koyduğu iradeyle diğer siyasi partilerin malum çağrıya dönük olumlu yaklaşımlarıyla oluşan bu iklimde silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihî sorumluluğunu üstleniyorum" ifadeleri yer almıştı. Öcalan'ın bu çağrısının ardından 1 Mart'ta açıklama yapan PKK Yürütme Komitesi, "Biz PKK olarak söz konusu çağrının içeriğine olduğu gibi katılıyoruz ve kendi cephemizden çağrının gereklerine uyacağımızı ve uygulayacağımızı belirtiyoruz." demiş ve Öcalan'ın serbest bırakılmasını da istemişti. 

TIKLAYIN | Öcalan'dan tarihî çağrı: Tüm gruplar silahları bırakmalı, PKK kendini feshetmeli!

TIKLAYIN | PKK, ateşkes ilan etti, Öcalan'ın serbest bırakılmasını istedi: Çağrının içeriğine olduğu gibi katılıyoruz

"İsrail'in Suriye'nin güneyindeki varlığına meydan okuyabilir"

Haaretz'de Zvi Bar'el imzasıyla yayımlanan analizde Öcalan'ın silah bırakma ve örgütü feshetme çağrısının "Suriye'deki güç dengesinde dramatik bir değişimin itici gücü" haline gelebileceği ifade edildi. Çağrının, Türkiye'nin bölgesel konumunu etkileyebileceğinin yazıldığı analizde, "Aynı zamanda Amerikan güçlerinin Suriye topraklarından çekilmesini teşvik ederek İsrail'in Suriye'nin güneyindeki bölgelerde devam eden varlığına meydan okuyabilir" denildi. 

"Bu sefer çok daha radikal"

Türkiye ile PKK arasında benzer bir sürecin 2013'te de yaşandığının hatırlatıldığı analizde, Öcalan'ın son çağrısının ve devam eden sürecin "çok daha radikal" olduğu iddia edildi. "Örgütten silahlarını bırakması ve varlığını sona erdirmesi isteniyor" denilen analizde, "Örgüt liderliğinin (...) Öcalan'ın açıklamasını (şimdilik kısmen) benimsemesi ve derhal ateşkes ilan etmesi, kırk yılı aşkın bir süredir faaliyet gösteren örgütsel yapıyı dağıtma ya da silahsızlanma konusunda istekli olunduğunu göstermese de değişken engellerle dolu siyasi müzakerelere başlamadan önce atılması gereken bir ilk adım" ifadelerine yer verildi. 

"7 Ekim'den sonraki gelişmeler, Türkiye ile Kürtler arasında anlaşmaya varılması için aciliyet yarattı"

Analizde sürecin başarıya ulaşıp ulaşmayacağını söylemek için henüz çok erken olduğu savunuldu. Ayrıca Suriye'de Beşar Esad yönetiminin devrilmesi ve Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) liderliğinde yeni bir yönetim kurulması gibi 7 Ekim'de Hamas'ın İsrail'e olan saldırısının ardından yaşanan bölgesel gelişmelerin, "Türkiye ile Kürtler arasında başarı şansı daha yüksek bir anlaşmaya varılması için yeni bir aciliyet yarattığını" ifade eden yazar, Türkiye için meselenin "Suriye'yi yeniden inşa etme projesinin önde gelen ortağı olmak" olmadığını iddia etti. Haaretz analizine göre "Erdoğan, İran'ın Suriye'den çekilmesinden sonra güney komşusunu bölgesel stratejik nüfuz alanının ayrılmaz bir parçası olarak görüyor"

"Türkiye, Kürtlerle uzlaşırsa ekstra bir avantaj elde edebilir"

Türkiye'nin, "Suriye'deki diplomatik ve askerî kazanımların meyvelerini toplamak için" Suriye'de faaliyet gösteren "düzinelerce milisin ulusal ordu ile birleşik bir ülke kurmasına yardım etmesi gerekeceğinden" bahsedilen analizde, "Suudi Arabistan gibi diğer Arap devletleriyle birlikte kendisini Suriye'nin yanında konumlandıran Türkiye, Suriye'nin İsrail işgalinden kurtarılması çağrısında bulunuyor." ifadesine yer verildi. 

"Türkiye ile PKK arasındaki uzlaşmanın en büyük önemi, Suriye yönetimi ile Suriye Kürtleri arasındaki karmaşık ilişkiler ağını çözecek olması" denilen analizde "Türkiye, Kürtlerle uzlaşırsa ekstra bir avantaj elde edebilir ve bu da Avrupa Birliği nezdinde itibar kazanmasını sağlar. Bu, İsrail'in taktiksel avantajlar için çabaladığı, Türkiye'nin ise uzun vadeli stratejik avantajlar hedeflediği yeni bir oyun alanı." denildi.