Dünya

İsrail-Filistin sorunu: Şiddet 'benzeri görülmemiş' bir seviyeye nasıl tırmandı?

Nablus yakınlarındaki ölümler, İsrail güçlerinin Nablus kentinde 11 Filistinli'nin ölümüne yol açan baskınından günler sonra geldi

27 Şubat 2023 15:57

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) İsrail ve Filistin Direktörü Omar Şakir, BBC'ye yaptığı açıklamada son dönemde İsrail ve Filistin arasında şiddetin 'daha önce benzeri görülmemiş seviyelere' tırmandığını açıkladı.

Ocak ayından bu yana 60'tan fazla Filistinli İsrail güçleri tarafından öldürüldü.

İsrail tarafındaysa 13 kişi yaşamını yitirdi.

İsrail ve Filistin yönetimi şiddetin daha fazla tırmanmasını önlemek üzere Pazar günü Ürdün'de bir araya geldi. Görüşmelere Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Mısır'dan görevliler de katıldı.

Toplantıda güven artırıcı adımların desteklenmesi ve "adil ve kalıcı bir barış için çalışılması" kararlaştırıldı.

Görüşmeler devam ederken, işgali altındaki Batı Şeria'da Nablus yakınlarındaki Hawara köyünde iki İsrailli yerleşimci kardeş bir Filistinli tarafından öldürüldü. İsrail öldürülenlerden birinin asker olduğunu doğruladı.

İsrail ordusu, silahlı kişiyi takip ettiğini ve Batı Şeria'ya iki tabur daha asker konuşlandırdığını açıkladı.

Bundan saatler sonra, çok sayıda İsrailli yerleşimci, aynı köye girdi ve taş atmaya, ağaçları ve arabaları yakmaya başladı.

Filistin Kızılayı yüzlerce kişinin yaralandığını söyledi.

Filistin kaynaklarına göre en az 15 ev ve çok sayıda araba yakıldı. Birkaç aile evlerinden tahliye edilmek zorunda kaldı.

Diğer yandan Filistinli sağlık yetkilileri, İsrailli yerleşimciler ve askerlerin Batı Şeria yakınlarındaki Za'tara'da girdikleri bir köyde bir Filistinliyi öldürdüğünü açıkladı.

Şiddet nasıl tırmandı?

İşgal altındaki Batı Şeria'da iki İsrailli'nin öldürülmesinden sonra İsrail güvenlik önlemlerini artırdı.

Nablus yakınlarındaki ölümler, İsrail güçlerinin Nablus kentinde 11 Filistinli'nin ölümüne yol açan baskınından günler sonra geldi.

İsrail Ocak ayı sonunda da, Cenin mülteci kampı'nda 10 kişinin ölümüne neden olan bir baskın düzenlemişti.

Baskınlar 2005'ten bu yana görülen Filistin'e yönelik en ölümcül İsrail saldırıları olarak kayıtlara geçti.

İsrail Ordusu, her iki olayda da, amacın "yerleşimcileri veya askerleri hedef alan silahlı saldırılar gerçekleştiren ve yeni saldırılar planlayan kişileri tutuklamak" olduğunu söyledi.

Geçen ay, işgal altındaki Doğu Kudüs'teki bir Yahudi yerleşimindeki sinagogun önünde düzenlenen silahlı saldırıda altı İsrailli ve bir Ukrayna vatandaşı ölmüştü. Bu da 2008'den bu yana gerçekleşen silahlı saldırılar arasında en ölümcül olanıydı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün İsrail ve Filistin direktörü Omar Şakir BBC'ye yaptığı açıklamada durumun iç karartıcı olduğunu söyledi:

"Birçok yönden benzeri görülmemiş düzeyde şiddet ve baskı görüyoruz ve bu gerçekten İsrail ve Filistin'in durumu konusunda bir şeyler anlatıyor.

"Bu yıl şimdiye kadar altmıştan fazla Filistinli'nin öldürüldüğünü gördük, bu da geçen yıl Batı Şeria'da yaşanan rekor düzeydeki Filistinli ölümlerinin geride bırakılacağını gösteriyor.

"İsrailli sivillerin Filistinliler tarafından öldürüldüğünü gördük ve dün gece bir başka yerleşimci şiddeti saldırısına tanık olduk.

"Gittikçe tırmanan ve daha da yoğunlaşan ve gerçekten çirkin, korkunç hale gelen, on yıllardır süren günlük yapısal şiddet durumundan bahsediyoruz.

Bu, sadece temel meselelere bakılarak çözülmesi gereken korkunç bir durum. Temel meseleyse İsrail'in Filistin'e uyguladığı apartheid rejimidir."

İsrail ve Filistin yönetimi arasındaki uzlaşı neleri ön görüyor?

Ölümcül şiddet olaylarındaki artıştan sonra İsrail, Filistin yönetimi ve diğer taraflar arasında Pazar günü Kızıldeniz'in tatil beldesi Akabe'de bir zirve düzenlendi.

Yıllar sonra ilk kez İsrail ve Filistin güvenlik şeflerini bir araya getiren toplantıya ABD Başkanı Joe Biden'ın Ortadoğu Başdanışmanı Brett McGurk da katıldı.

Zirve bildirisinin ilk maddesinde: "İki taraf [Filistin ve İsrail], daha önce imzaladıkları tüm anlaşmalara olan bağlılıklarını; adil ve kalıcı bir barış için çalışacaklarını teyit ettiler.

"Sahada gerilimi azaltma ve daha fazla şiddeti önleme taahhüdünün gerekliliğini yeniden doğruladılar."

Açıklamada ayrıca her iki tarafın da on yıllardır süren çatışmada "adil ve kalıcı bir barış" anlaşmasına varma çabalarını yeniden canlandıracağı ve İsrail'in önümüzdeki dört ay boyunca Batı Şeria'daki yerleşim inşaatlarını durdurma taahhüdü verdiği belirtildi.

Taraflar önümüzdeki ay Mısır'ın Şarm el-Şeyh kentinde yeni müzakereler düzenleme konusunda da anlaştılar.

'Yerleşim yerlerinde bir gün bile olsa duraksama olmayacak'

İsrail, Filistin'in hak iddia ettiği topraklarda 140 yerleşim yeri inşa etti.

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, her iki tarafın taahhütlerini "memnuniyetle karşıladığını" söyledi ve "hem İsrailliler hem de Filistinliler için istikrarlı ve müreffeh bir gelecek inşa etmek için" önümüzdeki aylarda daha fazla çalışmaya ihtiyaç olduğunu ekledi.

Ancak Benjamin Netanyahu'nun iktidar koalisyonundaki aşırı sağcı grubunun lideri ve İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, "Yerleşim yerlerinde bir gün bile olsa inşaat ve imarda duraksama olmayacağını" söyledi.

Smotrich İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF) sınırlama olmaksızın "terörle mücadele için hareket etmeye devam edeceğini" de sözlerine ekledi.

Gazze Şeridi'ni kontrol eden Hamas, Filistin Otoritesinin (PA) "değersiz" olarak nitelendirdiği görüşmelere katılmasını kınadı.

İsrail bundan iki hafta önce Filistin'deki yerleşim yerlerinde izinsiz inşa ettiği dokuz karakolu yasallaştırdığını duyurmuş ve mevcut yerleşim yerlerinde yaklaşık 10 bin yeni konutun inşa edilmesini onaylamıştı.

Bunun ardından ABD İsrailli ve Filistinli yetkililerle basına kapalı görüşmeler yaptı.

Görüşmelerden sonra İsrail, geçen hafta işgal altındaki Batı Şeria'da yeni yerleşim birimleri inşa etmeyi "önümüzdeki aylarda" durduracağını açıkladı.

Ancak planların iptal edilmesi beklenmiyor.

Önümüzdeki aylarda şiddet olaylarının artacağı yönünde genel bir endişe var.

Mart sonunda başlayacak olan Ramazan ayı, Nisan ayındaki Yahudi bayramı Fısıh ile çakışıyor. Bu da başta Doğu Kudüs'tekiler olmak üzere ihtilaflı kutsal mekanlarda çatışma potansiyelini artırabilir.