Gündem

İspanya'da 2000 yıllık zeytin ağaçları

İspanya'nın Castellon bölgesinde zeytinyağı üretiminde kullanılan bazı zeytin ağaçları Roma İmparatorluğu döneminden kalma, 2000 yıllık ağaçlar.

01 Mayıs 2017 20:30

İspanya'nın Castellon bölgesinde zeytinyağı üretiminde kullanılan bazı zeytin ağaçları Roma İmparatorluğu döneminden kalma, 2000 yıllık ağaçlar.

İspanya'nın Castellon bölgesinde Roma İmparatorluğu'nun izlerine her yerde rastlanabilir.

Roma döneminde İber Yarımadası'nı bir uçtan öbür uca geçen Via Augusta yolu bugün de köprüleri, kemerleri, villaları birbirine bağlıyor. Ama burada en muhteşem şey bu tarihi kalıntılardan ziyade 2000 yıllık zeytin ağaçları.

Valencia'nın kuzeyinde Maestrat bölgesinde 1500-2000 yıllık zeytin ağaçları var ve hala zeytin üretiyorlar.

"Bin yaşını aşkın 150 zeytin ağacımız var, bunların 13'ü 2000 yıllık" diye anlatıyor Jose Verge. Verge karısıyla birlikte Oleomile adlı zeytinyağı fabrikasını işletiyor. "Atalarım 20 kuşaktır zeytinyağı üretiyor. 1237'lerden kalma kayıtlar var" diyor.

Verge bin yaşını aşkın ağaçlardan topladığı zeytinleri ayırıp özel üretim yapıyor.

Bin yaşını geçmiş ağaçlar devlet koruması altında . Ağacın gövdesini sallayarak zeytin toplayan makinelerin bu ağaçlarda kullanılması yasak. Onun yerine elde tutularak ufak dalları sallayan aletler kullanılıyor. "İki kişi iki saatte iki-üç ağaçtaki zeytinleri topluyor" diyor Verge.

Saf sızma yağ için zeytinler toplandıkları gün sıkılıyor. "Bazı uzmanlar bin yılı aşkın ayakta olan ağaçlardan elde edilen yağın daha tatlı olduğunu söylüyor; çünkü bu ağaçların gövdesinden su geçişi daha zor oluyor" diyor Verge.

Akdeniz'e özgü zeytin ağacının (Latince adı olivio silvestre) kökeni Taş Devrine kadar gidiyor. Ancak zeytin ve yağı için ağaç yetiştirilmesi Milattan Önce 3700-3500 yıllarına dayanıyor.

İber Yarımadası'na zeytin ağacını MÖ 11. yüzyılda Fenikeliler getirmiş. Günümüz Lübnan, Suriye ve İsrail topraklarında yaşayan Fenikeliler bugün İspanya ve Portekiz'in bulunduğu İber Yarımadası'nda yaşayan insanlara zeytinyağı satıyordu. Zeytin ağacının bakımı ve yetiştirilmesi konusunda bilginin de bölge halkına onlar tarafından aktarıldığı sanılıyor.

MÖ 2-4. yüzyıllar arasında yarımada Roma İmparatorluğu'nun hakimiyetine girdi. Andalucia'daki Baetica 'da zeytinyağı üretimi hızla arttı ve civar bölgelere ihraç eder hale geldi. Fakat Castellon'da üretilen zeytinyağı sadece o bölgede tüketiliyordu; zira zeytinyağı taşıma ve depolamada kullanılan amfora kalıntılarına rastlanmamıştı kazılarda.

Zeytinyağı, mutfağın yanı sıra parfüm ve ilaç yapımında, ayrıca aydınlatma amacıyla da kullanılıyordu.

Eski bir atasözüne göre, "İnsan vücuduna yarayan iki sıvı vardır: içinize şarap, dışınıza zeytinyağı."

O zamanlar Akdeniz'de zeytinyağı ve zeytin ağacı kültürel bir değer olarak çok önemliydi. Ağaçların önemi bugün de azalmış değil. Örneğin bin yılı geçkin zeytin ağaçları konusunda bölgedeki çiftçiler arasında bilinçlendirme çalışmaları yapan bir kooperatifin kurucusu Ramon Mampel Della "Zeytin ağaçlarım benim özgürlüğümdür" diyor.

2000'li yıllarda Castellon'un yaşlı zeytin ağaçları hızla azalmaya başladı. Andalucia'da üretilen zeytinyağı ile rekabet edemeyen çiftçiler ayakta kalmak için tek tek ağaçlarını satıyordu. Dünyanın her tarafından zenginler binlerce Euro ödeyerek ağaçları söktürüp kendi bahçelerine dekor olarak götürüyordu.

"Bu şekilde 3000 ağaç kaybettik" diyor Mampel. "İlk satılan ağacın çevresi 9 metreydi. 2000 yılı aşkın bir ağaçtı belki."

Clot d'en Simo Kooperatifi, yaşlı ağaç sahiplerini ağaçlarını korumaya teşvik için çalışmalar başlattı. Bu ağaçlardan özel zeytinyağı üretimi yapıldı, sergiler açıldı ve ağaçları koruma altına alan yasalar çıkarılması yönünde kampanyalar yürütüldü.

2006'da bu çalışmalar meyvesini verdi ve 350 yıldan yaşlı ağaçların satılması yasaklandı. Bugün Castellon'da 5-6 bin civarında bin yılı aşkın yaşlı ağaç bulunuyor.

Bu ağaçlara saygı duymayı öğretmek amacıyla bölge kontrollü turizme de açıldı. Bu ağaçlardan üretilen özel zeytinyağı normal fiyatın oldukça üzerinde. Yarım litresi 100 Euro'ya kadar alıcı buluyor.

Mampel bu işi şöyle tanımlıyor: "Zeytinyağını hediye ediyor, ama aktarılan kültür, tarih, miras ve duygular için para alıyoruz."