Gündem

İsmet Berkan'dan 1,5 yıl sonra gelen Kabataş özrü: Hatalıyım, üzgünüm ve özür diliyorum

Hürriyet Okur Temsilcisi, dün İsmet Berkan'a 'özür dile' çağrısı yapmıştı

24 Mart 2015 09:57

Hürriyet Gazetesi Okur Temsilcisi Faruk Bildirici'nin, Gezi Parkı protestoları sırasında Kabataş’ta başörtülü bir kadının "belden yukarıları çıplak, ellerinde deri eldivenler, başlarında siyah bandanalar bulunan 80-100 kişilik bir grup tarafından taciz edildiği" iddialarını o dönem savunan isimler arasında yer alan Hürriyet yazarı İsmet Berkan’ı özür dilemeye davet etmesinin ardından Berkan'dan bugün bir özür yazısı geldi. "Gazetecinin görevi, önündeki tanık beyanları veya kanıtlar ne diyor olursa olsun şüpheciliğini korumak, araştırmaya soruşturmaya devam etmek ve hakikate ulaşmaya çalışmaktır" diyen İsmet Berkan,"Lafı dolandırmadan söylüyorum. Üzgünüm. Ve özür diliyorum" dedi. 

İsmet Berkan, T24’ten Hazal Özvarış'a verdiği söyleşide (24 Haziran 2014) Kabataş tweetlerinin hata olduğunu kabul ederek, “Benim hıyarlığım, atmamalıydım o tweetleri.  Kendimi savunmak da istemiyorum. Hata yaptığımın farkına vardım. Teyit etmeden böyle bir şey dememeliydim. Benim Twitter’ı yanlış anlamamdan da kaynaklanan bir şeydi” diye konuşmuştu.

İsmet Berkan, suskunluğunun kibir olarak algılandığını ifade ederken, kendisini samimiyetle takip eden okurlarını hayal kırıklığına uğrattığını dile getirdi. 

Berkan'ın Hürriyet'te "Lafı dolandırmadan söyleyeyim 'Kabataş' başlığıyla yayımlanan (24 Mart 2015) yazısı şöyle:

'Kabataş yalanı' meselesinden söz ediyorum.
Bundan bir yıl önce, tam olarak 14 Şubat 2014'te Hürriyet'te çıkan yazımda da söylemeye çalıştım; vahim bir gazetecilik hatası yapmış, bir haberi yayınlamak-duyurmak için yeterli kontrol sürecini uygulamamıştım.

O zaman da öyleydi, bugün de: Bir bahane arıyor, bahanelerin arkasına sığınmaya teşebbüs ediyor veya 'ama'lı, 'fakat'lı cümleler kuruyor değilim; hatamın farkındayım.

Yapacağım herhangi bir açıklamanın konuyu daha da büyüteceğini düşünüp uzun bir süre sustum.

Yanılmışım.

Suskunluğum kibir gibi algılandı, bunca yıldır beni okuyan, yazdıklarımı samimiyetle takip edenler hayal kırıklığına uğradılar. Okumayanlar da.

Lafı dolandırmadan söyleyeyim: Birçok kişinin güvenini sarstığım ve onları hayal kırıklığına uğrattığım için çok üzgünüm.
Bu satırları okuyanlar da lafı dolandırmadan anlasınlar; "Aslında şunu diyor", "Yok canım böyle demek istiyor", "Öyle değil böyle" falan yok.

Üzgünüm.
Ve özür diliyorum.