Hürriyet gazetesi yazarı İsmet Berkan, dün sabah (20 Haziran 2013) Bebek sahilinde köpeğiyle yürüyüş yaparken, kendi köpeğine saldıran başka bir köpeğin ölümüne neden oldu.
Sosyal medyada “#ismetberkanhesapver” hashtag’iyle tepkiler dile getirilirken, Berkan bugün hurriyet.com.tr’de iddialara yanıt verdi.
Berkan, sosyal medya üzerinden aldığı tepkilere yanıt vererek, “Araba çarptıktan sonra korkup paniğe kapıldığım ve Fındık'ın başına gitmediğim için hayatım boyunca kendimi affetmeyeceğim. Bunun hiçbir telafisi olmadığını da biliyorum. On yıl önce ölmüş anneme küfür eden, beni tekmeleyerek öldürmek istediğini açık açık yazan, evime gelip çocuklarımı benim gözümün önünde tekmeleyeceğini söyleyenler de umarım bir gün kendilerini affederler” dedi.
İsmet Berkan’ın dün yaşananlarla ilgili Hürriyet’teki köşesinde yaptığı açıklama:
Güne sosyal medyada #ismetberkanhesapver diye bir başlık olduğunu görerek, binlerce insanın türlü çeşitli biçimlerde ölmenizi dilemesini okuyarak başlamak... Tam olarak durumum bu.
Önce ne olduğunu kendi açımdan anlatayım.
20 Haziran Perşembe sabahı saat 06.40 civarı, 13 yıldan beri her sabah yaptığım gibi köpeğimle birlikte yürüyüş yapıyordum. Bebek'ten Arnavutköy'e doğru giderken, şimdi bir lokantaya dönüşen eski benzin istasyonunun hizasında beş-altı köpeğin havladığını fark ettim.
Bu yolda sürekli köpeğimle yürüdüğüm için hemen hemen bütün sokak köpeklerini de tanıyoruz. Onlar da benim köpeğimi tanıyor. Zaman zaman havlayanlar olsa da biz her seferinde yürüyüp geçiyoruz. Beni ve köpeğimi tanımayan köpeklerden zaman zaman saldıranlar da olabiliyor. O zaman da onu korkutuyorum, bir daha da aynı sorun çıkmıyor.
Perşembe sabahı da yolun karşısında havlayanları çok önemsemedim, içlerinden birinin hızla yolu geçip yanımıza gelmesini de önemsemedim. Ama ne zaman ki o köpek benim köpeğime saldırdı, kalçasını ısırmaya kalktı, o zaman o köpeği korkutmak için üstüne yürüdüm. Yakınına bile varamamıştım, beni görünce kaçtı ve karşıya koştu.
Ben ona bakarken yoldan bir çarpışma sesi geldi. Ölen Fındık bize saldırmamıştı ama diğer köpekle birlikte karşıya geçmiş olmalıydı, diğer köpek korkup kaçınca o da kaçmak istemiş, o sırada oradan geçen bir arabanın altında kalmıştı.
Dönüp yola baktığımda Fındık o an hareket etmiyordu. Öldüğünü düşündüm. Başımdan aşağı kaynar sular döküldü.
Tam o sırada, yola fırlayan birilerinin bana küfretmekte ve üstüme yürümekte olduğunu gördüm. Korktum. Cidden korktum. Belki yersiz bir korkuydu ama panik halinde yürüdüm, uzaklaştım.
Biraz ileride nefes nefese bir genç adam beni yakaladı. Aslında bana bir tane patlatmak içim koştuğunu söyledi. Onunla tatsız ve yersiz bir sohbetim oldu. Daha sakin, daha aklıbaşında konuşabilirdim. Genç adam bana kendi annesinin ve ablasının şu an Fındık'la ilgilendiğini söyledi, haklı olarak beni duyarsızlıkla suçladı. Öldü sandığım Fındık'ın ölmediğini öğrenince daha da beter oldum.
Olayın benim açımdan oluş biçimi böyle. Ama gelin görün ki, Fındık'ı tekmeleyerek yola kovaladığımdan tutun da beni ben olarak teşhis edebilecek ve köpek kovaladığımı fark edecek kadar kaldırımda olup biteni net biçimde gören ama o köpek yola fırladığında bırakın fren yapmayı tamponunu orada bırakıp gidecek sürücü hikayelerine kadar masallar, haber adı altında elden ele dolaşıyor.
Araba çarptıktan sonra korkup paniğe kapıldığım ve Fındık'ın başına gitmediğim için hayatım boyunca kendimi affetmeyeceğim. Bunun hiçbir telafisi olmadığını da biliyorum.
On yıl önce ölmüş anneme küfür eden, beni tekmeleyerek öldürmek istediğini açık açık yazan, evime gelip çocuklarımı benim gözümün önünde tekmeleyeceğini söyleyenler de umarım bir gün kendilerini affederler.