Gündem

İsmailağa soruşturmasının savcıları karşı karşıya

İsmailağa soruşturmasını açan Savcı Cihaner ve Soruşturmayı Cihaner'den alan Savcı Şanal açıklama yaptı.

04 Aralık 2009 02:00
İsmailağa soruşturmasını açan Savcı Cihaner ve Soruşturmayı Cihaner'den alan Savcı Şanal açıklama yaptı.

'İsmailağa soruşturması'yla başlayıp üç askerin tutuklanmasıyla süren krizin iki tarafı; Erzincan Başsavcısı Cihaner: Hayati tehlike bile gündemde dedi. Erzurum Savcısı Şanal ise "Tutuklanan askerler, İrtica Eylem Planı'nı uyguluyordu" açıklamasını yaptı.

Erzincan’da İsmailağa ve Fethullah Gülen cemaatleri hakkında başlattığı iki soruşturma sonrası hakkında üç idari soruşturma açılan Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner ile Cihaner’in açtığı İsmailağa soruşturmasını, yetkinin kendisinde olduğu savıyla alan ve soruşturmada görevli üç istihbaratçı jandarma görevlisine tutuklama isteyen Erzurum Ağır Ceza Savcısı Osman Şanal, Radikal gazetesine konuştu Şanal, üç jandarmanın Dursun Çiçek’in imzasını taşıdığı belirtilen ‘İrticayla Mücadele Eylem Planı’nı Fethullah Gülen grubunu hedef alarak uyguladıkları ve dolayısıyla Ergenekon’a üye oldukları iddiasıyla tutukladığını açıkladı. 

Erzincan Başsavcısı  Cihaner ise üç istihbaratçı jandarmadan ikisinin İsmailağa’da görev aldığını, Gülen soruşturmasını ise iddia edilenin aksine jandarma değil, polisle yürüttüğünü söyledi.

Cihaner: Gülen soruşturmasını polisle yaptım

Mağdurum: Suç iddiasının mağduru olarak açıklamayı yapıyorum. Yürüttüğüm soruşturmaların başından beri cunta iddialarıyla bağlantılı akıl dışı iddialar yayınlanıyor. Soruşturmayı ben resen başlattım. Bir ihbar dilekçesi yok. 2007’de ne misilleme yapılacak bir Ergenekon ne de darbe planı vardı. Olsa da ne benim hukukçu geçmişim bu tarz bir manipülasyona izin verir ne de bir güçten etkilenirim.

Cebir yok derken: İsmailağa’da Erzurum’la olan görev uyuşmazlığımın kökeni şu: Cebir kullanmayan bu tip örgütlenmelere karşı TCK’nın 220. maddesi geçerlidir. Ben bir yandan bunu iddia edip Erzurum’daki savcılığın yazılarına direnirken; bir yandan el altında yapılanmayı silahlı gibi göstereceğim. Bu olacak şey değil!

Kararları ben aldım: Bu soruşturmadaki kararlar benim tarafımdan alındı. Jandarma, ‘Biz bunu başlatalım, şurada şunu yapalım’ demedi. En fazla öneri düzeyindedir.

Gülen'de polis görevli: Fethullah Gülen soruşturmasında jandarmaya verdiğim görev yoktur. Polisle yürütüyorum o soruşturmayı. Jandarmaya verilmiş bir görev yoktur ki delil uydursun.

Bakanı dinlemedim: Bakanı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nı dinlemiş, deniyor. Böyle bir dinleme yok. Bakan’ı nasıl soruşturulacağı açıktır; ki iyi bir hukukçuyum, bilirim. Birtakım konuşmalara rastlanmıştır ama korunması olup doğrudan dinlenilen kimse yok. Bunu söylemek için idiot (aptal) olmak gerekir.

Askerler istihbarattta görevli: İsmailağa soruşturmasında bu arkadaşlar istihbaratta görevliydi. Ancak dinlemeleri yapan onlar değildi. Zaten dinleme TİB üzerinden oluyor. Bunlar işin mutfağında görev aldılar. İstihbarat babında katkıları olmuştur.

Hayati tehlike: Dediğim gibi, bir başsavcı olarak değil, mağdur olarak söylüyorum. Adalet Bakanlığı müfettişlerinin dört -beş aylık soruşturmalarından tutun, hiç dayanağı olmayan yayınlara kadar... Bu soruşturmaya başladığım andan itibaren hayati tehlike dahil her şeyin gündemde olduğunu düşünüyorum.

Bedel ödüyorum: Bu bir bedel. Yaptığım soruşturmaların bedelidir. Bugüne kadar her görev yaptığım yerde en ağır suçlarla mücadele etmişimdir. Bu tarz, basın ve bazı bürokratik mekanizmalar kullanılarak yapılan saldırıyı ilk kez görüyorum. Faili meçhullerle ilgili soruşturma sürecinde bile bunu yaşamamıştım.

Şanal: Nereden biliyorsun kardeşim!

İsmailağa'yı kollamadım: Sizin haberinizde ‘Radikal’de 1 Aralık’ta yayınlanan ‘Gel de çık işin içinden’ başlıklı manşet) kullandığınız “Osman Şanal dosyayı Erzincan’dan zorla aldı” ifadesine itirazım var. Sanki İsmailağa Cemaati’ni koruyup kolluyormuşum gibi bir durum yaratmışsınız. İsmailağa ile ilgili davayı açan savcı benim. Öyle olsa bu olmazdı. CMK 250 ile yetkili mahkemede bu dava derdest durumda. Öyle bir ifade kullanmışsınız ki suçlar azaltıldı, sanıkları azaltıldı demişsiniz. İsmailağa’yla ilgili 200’ün üzerinde şüpheli vardı. Ben sanıkların sayısıyla ilgilenmem. Hakkında delil olan sanık sayısıyla ilgilenirim. İsterse bin olsun sanık sayısı. Onlar hakkında takipsizlik vermek de savcının gö-revi. Onları haksızca suçlamak, insan haklarına aykırıdır. Hakkında delil olmadığını düşündüğüm kişilerle ilgili takipsizlik kararı verdim. Verdiğim karara itiraza eden olmadı. 

İhbar edenleri araştırdım, bulamadım: (İsmailağa’nın silahlı örgüt olduğu yönünde gelen, dosyanın Erzurum’a taşınması için bizzat cemaat tarafından gönderildiği iddia edilen ihbar mektubuyla ilgili) Ben bilemem nereden geldiğini. Elime gelen delileri kullanmak zorundayım. İhbarı yapanları bulamadım. Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner diyor ki ‘Cemaat’ yaptı. Nereden biliyorsun kardeşim! Senin yanında mıydı yaparken! Benim görevim, somut bilgiler içeren ihbar mektubu olduğunda görevimi yapmak.

Dava 309'dan açıldı: Ben bu davayı 309. maddeden açtım. Bu madde, silahlı örgütü düzenleyen 314. maddeyi de içerir. 309. maddeden dava açıldığında ayrıca silahlı örgüt kurmaktan cezalandırılması istenmez. Çünkü maddenin içinde zaten vardır.

Jandarmalar Eylem Planı'nddan tutuklandı: Erzincan Jandarma İstihbarat’ta görevli olan üç jandarma, İrticayla Mücadele Eylem Planı’nı Fethullah Gülen Cemaati için uyguladıkları için ve dolayısıyla Ergenekon terör örgütüne üye olmaktan tutuklandılar. Soruşturmanın merkezinde, Fethullah Gülen Cemaati var. Yani üç jandarma, Gülen Cemaati’ne yönelik yapmayı düşündükleri davranışları yüzünden tutuklandı.

İsmailağa ile ilgilisi var mı: (Askerlerin İsmailağa soruşturması kapsamında yaptığı davranışlar da suçlamalar arasında mı?) Yorum yok. O konuda bir şey söylersem dosya içeriğine girmiş oluruz.

Gizli tanık: Gizli tanık sayısı ikiden çok ve başka suçlamalar da var.

Çiçek'le birleşebilir: Dosyayı kısmen, Ergenekon’u soruşturan İstanbul Başsavcılığı’na gönderdim. Orada, Dursun Çiçek’le ilgili soruşturmayla birleşip birleşmeyeceğini zaman gösterecek. Muhtemelen birleştirilecek. Bu soruşturmayı ihbarlar doğrultusunda resen başlattım.

Cihaner de soruşturuluyor mu: (Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner’in bu planda yeri var mı? Cihaner de soruşturuluyor mu?) Yorum yok. O konuda bir şey söyleyemem.

Erzincan soruşturdu Erzurum dosyayı istedi

Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner, İsmailağa Cemaati soruşturmasını 2 Kasım 2007’de başlatmıştı. İddiaya göre, cemaate bağlı Medine Vakfı’nın kentteki ve bazı ilçelerdeki evlerinde çocuklara yatılı dini eğitim veriliyordu. Başsavcılık, 16 kentte operasyon yapmaya hazırlanırken, Özel Yetkili Erzurum Başsavcılığı devreye girdi. Bunun nedeni şuydu:

Erzurum Özel Yetkili Savcılığa imzasız bir mektup gelmiş ve bu mektupta İsmailağa cemaatinin silahlı bir örgüt olduğu öne sürülmüştü. Erzurum Özel Yetkili Ağır Ceza Savcısı Osman Şanal da bu durumda dosyanın kendi yetkisi alanına girdiğini savunup, dosyayı istemişti. Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner ise grubun ‘silahlı’ olmadığını öne sürüp, soruşturmayı kendisinin yürüteceğini belirtmişti.

İhbar bir oyun mu?

Bu arada şöyle bir iddiadan söz edilmişti: “İhbar mektubu muhtemelen dosyanın Erzurum’a gönderilmesini isteyen şüphelilerce gönderildi.” Bunun gerekçesi ise şüphelilerden Mehmet Turan’ın, daha dosya Erzurum Özel Yetkili Savcılığı’nca istenmemişken, 10 Mart 2009’da yaptığı görüşmede “Dosya Erzurum’a gidiyor” demesiydi.

Cihaner’in soruşturmasında, aralarında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Yenişafak gazetesi sahibi Ahmet Albayrak, kamuoyunda Cüppeli Ahmet Hoca diye bilinen Ahmet Mahmut Ünlü gibi isimlerin yer aldığı 235 şüpheli vardı. Dosyanın Erzurum’a gitmesinin ardından 13 şüpheli hakkında dava açıldı.

Bu arada Cihaner, bu yılın başında da Fethullah Gülen cemaatiyle ilgili bir soruşturma daha başlattı. Bu soruşturma sürerken de bir ihbar mektubu gelip bu grubun da ‘silahlı’ olduğu öne sürüldü. Bunun üzerine Erzurum savcılığı yine dosyayı istedi. Erzincan Başsavcısı Cihaner dosyayı vermedi. Ayrıca Gülen grubuyla ilgili olarak bankalara, MİT’e, Hava Kuvvetleri Komutanlığı ile İstanbul ve Ankara savcılıklarına yazı yazarak bilgi istedi.

Basının hedefinde

Bu arada Cihaner bu soruşturmaları nedeniyle hedefte yer aldı. Bazı gazeteler ‘İrticayla Mücade Eylem Planı’nın Erzincan’da bu şekilde yürürlüğü konulduğunu öne sürdü.

‘İkram Çamur’dan ihbar gelmiş

Başsavcı Cihaner, “Bedel ödüyorum” diyor.
İsmailağa ve Fethullah Gülen cemaatlerini soruşturan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner hakkında ‘görevi kötüye kullanmak, imar kirliliğine neden olmak ve resmi belgede sahtecilik’ten dava açıldı. İddianameye göre, Erzurum Başsavcılığı, İsmailağa’da olduğu gibi, Gülen soruşturmasını da Cihaner’den almak istedi. Ve yine İsmailağa’da olduğu gibi, gerekçe olarak, Gülen cemaatinin ihtilale hazırlandığı yönündeki isimsiz mektup gösterildi. İddiaya göre Cihaner, Erzurum’un ısrarına rağmen dosyayı göndermeyerek, ordu içinde ve yurt çapında Gülen grubunu soruşturdu.

İlhan Cihaner hakkındaki adli soruşturma, yetki kavgasına tutuştuğu Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı ile dört ihbarcının Adalet Bakanlığı’na yazdığı dilekçeler sonucu başlatıldı. Dört ihbarcının isim ve ünvanları enteresan: ‘Sağduyulu Bir Grup Erzincanlı’, ‘Duyarlı ve Mağdur Bir Vatandaş’, ‘İkram Çamur’ ve ‘Hakan Vural müstear isimli kişi’

Bu dilekçeler üzerine Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü 30 Ekim’de kovuşturma izni verdi. Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın 17 Temmuz’da Cihaner hakkında hazırladığı inceleme raporu da yedi klasörlük delil dosyasına girdi. Cihaner; üç ayrı başlıkta suçlanıyor. İlk başlıkta, 2007 -6526 sayılı İsmailağa ile 2009 -138 sayılı Fethullah Gülen soruşturma dosyalarındaki işlemleri ele alınıyor. Cihaner soruşturmayı gizlemekle suçlanıyor. 

Cihaner’e ‘resmi belgede sahtecilik ve suça azmettirme’ başlığı altında yöneltilen suç ise; kullandığı iki günlük iznini kullanmamış gibi göstermek. Cihaner, ‘görevini kötüye kullanmak ve imar kirliliğine neden olmak’ başlığı altında ise adliye lojmanlarının bahçesinde imara aykırı kameriye yaptırmakla suçlanıyor.

İddianame Tunceli Ağır Ceza’da kabul edildiği takdirde Cihaner Yargıtay’ın ilgili dairesinde yargılanmaya başlayacak.