40 yaşındaki Amerikalı muhabir James Foley’in, İslam Devleti (İD) örgütünün çok iyi İngilizce konuşan ve İngiliz menşei olduğu tahmin edilen bir militanı tarafından başının kesilerek öldürülmesi dünyanın gündeminde. Yarattığı ve yaşattığı dehşet ile büyük bir korku salan İslam Devleti örgütü ya da eski adı ile IŞİD, Suriye ve Irak’ta elde ettiği bölgeler ve ekonomik kazanımlar da etki alanını genişletiyor.
Dışarıdan bakıldığında, en sert biçimde cihatçı anlayışa sahip, merhamet duygusunu yitirmiş terörist militanlardan oluşan ve akılcı davranmadığı düşünülen örgüt gerçekte nasıl işliyor? Örgüt, özellikle geleceğe yönelik çalışmalar ve propaganda faaliyetlerinde nasıl bir yol izliyor?
Leipzig Üniversitesi’nden İslam Bilimci Christoph Günther, Foley'in infaz görüntülerinden yola çıkarak İslam Devleti örgütünün bilinçli bir şekilde mesajlar verdiğini dile getiriyor. Günther'e göre görüntünün ana mesajı intikam. Kurbanın, Guantanamo tutukluları gibi turuncu renk bir kıyafet giymiş olması, 'Biz koşulları tersine çeviriyoruz' mesajı içeriyor. İkinci mesaj ise korku salmayı hedefliyor. 'Bizimle askeri bir mücadeleye kalkışırsanız elimizdeki tüm imkanlarla karşı saldırıya geçeriz. Gerekirse, gazeteci olsun, Kürt bölgesindeki Batılı fimalarda çalışanlar olsun, yardım örgütlerinin mensupları olsun tüm vatandaşlarınızı öldürürüz' deniyor.
"İD'nin kalifiye elemanlara ihtiyacı var"
Günther, İD Örgütü’nün kitle iletişim araçları ile sosyal medyayı çok iyi kullandığını ve üç dört kamera ile çekilen, son derece iyi montajlanan pek çok saldırı, infaz, toplu dua ya da eğlence görüntülerinin arkasında profesyonel bir ekibin olduğunun anlaşıldığını belirtiyor. İslam Devleti'nin ayakta kalabilmesi için mutlaka yeni ve kalifiye elemanlara ihtiyacı olduğunu ifade eden Günther, bu yüzden sadece Arap dünyasına değil, özellikle Batı dünyasına da hitap eden propaganda filmlerinin çok önemli olduğunu dile getiriyor.
"Örgütün hedefi sadece ileride savaşçı olarak kendi projelerini destekleyecek kişileri kazanmak değil" diyen Günther, İD'nin iyi bir yapılanma için akademisyenlere ve kalifiye elemanların bilgilerine de ihtiyaç duyduğunu vurguluyor. Günther, 'İslam Devleti' adı verilen bir örgütün gerçekten devlete dönüşecek ise bir bürokrasiye ve bu bürokrasiyi ayakta tutacak personele ihtiyaci oldugunun da altini ciziyor.
İslam Bilimci Christoph Günther’e göre İD örgütünün medya ayağı, gerek personeli gerekse sahip oldukları teknik imkanları ile çok iyi bir yapılanmaya sahip. Bu yapıyı da gayet rasyonel ve stratejik bir şekilde kullanıp dışarıya karşı gerektiğinde korku, gerektiğinde propaganda malzemesi üretiyorlar. Sözkonusu görüntüler örgütteki elemanların da birbirlerine daha fazla kenetlenmeleri ve iç yapının sağlamlaşması hedefini güdüyor.