Dünya

IŞİD’in kaçırdığı 226 Süryani nasıl kurtarıldı?

IŞİD’in Şubat 2015’te kaçırdığı 226 Süryaninin özgürlüklerine nasıl kavuştukları ortaya çıktı. Süryani bir piskoposun çabaları sonucunda rehinelerin serbest kalması için birçok çeşitli ülkede milyonlarca dolar toplandı.

06 Aralık 2016 16:20

IŞİD 23 Şubat 2015 tarihinde Suriye'nin kuzeydoğusundaki 35 köye eşzamanlı olarak saldırı düzenledi, yüzlerce Süryaniyi kaçırdı. Bir yıl örgütün elinde kalan Süryanilerden üçü öldürüldü, geriye kalanlar serbest kaldı. Associated Press haber ajansının edindiği bilgilere göre Suriye'de bir piskopos, 226 Süryaninin hayatını kurtarmak için tüm dünyada milyonlarca dolar topladı ve rehinelerin hayatını satın almayı başardı.

ABD ve birçok Avrupa ülkesinde fidye ödemek yasal değil. Süryanilerin serbest kalması için yine de dünyanın dört bir yanında çaba sarf edildi. Kanada'da bağış toplayan Aneki Nissan fidye ödemek dışında başka seçenekleri olmadığını söylüyor. "Ahlaki açıdan bakıyorsunuz ve bunu anlıyorum. Onlara para verirsek onları beslemiş oluyoruz ve onlar bu parayı bizi öldürmek için kullanacaklar” diyen Nissan, Süryanilerin birbirlerine yardım etmekle yükümlü küçük bir azınlık olduğunu söylüyor.

İsa Peygamber'in anadilini konuşuyorlar

Habur ailelerinin kökü Hrıstiyanlığın ilk ortaya çıktığı zamanlarına kadar gidiyor. İsa peygamberin de anadili olduğu tahmin edilen Aramicenin bir lehçesini konuşuyorlar.

Şubat 2015'te köyleri saldırıya uğrayanlar önce Batı'daki akrabalarını ve arkadaşlarını arar. Başta kimse kaç kişinin rehin alındığını bilemez, alınanların öldürüleceği sanılır. Ancak günler haftaya dönerken IŞİD'in rehinelerle ilgili başka planları olduğu ortaya çıkar.

Grup önce Tel Goran köyünden kaçırdıkları 17 erkeği para karşılığında bırakmaya, dört kadın rehineyi tutmaya karar verir. Karara göre bir rehinenin Haseke'deki piskoposa mesaj götürüp geri gelmesi gerekecektir. IŞİD üyeleri gruptaki her bir kişi için 50 bin dolar ister.

6 yaşındaki kızı rehineler arasında olan Abdo Marza mesajı götürmeyi kabul eder. Mesajı alan Piskopos Mar Afram Athneil dünyanın dört bir yanındaki diğer kilise üyeleriyle istişare ettikten sonra üçüncü günün sonunda bir karara varır. Marza'ya hiçbir şey söylemez, sadece IŞİD'e götürmesi için mühürlü bir zarf verir. Zarfı alan IŞİD üyesi Marza'ya gülümseyerek "Piskoposunuz çok akıllı bir adam” der. Marza'nın kızı ve üç yaşlı kadın serbest kalır.

Kişi başı 50 bin dolar

Piskopos Athneil örgütün elinde tuttuğu diğer rehinelerle ilgili olarak gizli görüşmeleri sürdürür. Ancak kişi başı 50 binden kalanlar için IŞİD'in istediği miktar 11 milyon Amerikan Doları'nı bulur. Kaliforniya'da yaşayan Süryani film yapımcısı Sargon Saadi "Onlara parayı vermek kolay olmadı. Hem çok tehlikeli hem de birçok ülkede yasadışı” diyor. Bağış için çağrılar sosyal medyadan yapılır. Almanya'da yaşayan Charli Kanoun hükümeti Tel Goran rehinelerini kabul etmeye ikna eder ve diğerleri için de para toplamaya başlar. Londra'da avize işi yapan Andy Darmoo da para toplama çalışmalarına katılır.

26 Mayıs'ta iki kadın, 16 Haziran'da bir erkek serbest kalır; 11 Ağustos'ta 22 kişi daha özgürlüğüne kavuşur. Diasporadakiler tam çilenin bittiğini düşünürken Eylül 2015'te turuncu giysiler giydirilen üç Haburlu erkeğin başından vurularak öldürüldüğü görüntüler internete düşer. Saadi "Bu olunca herkes delirdi ve her yerden para yağmaya başladı” diyor. Süryanilerin rehineleri kurtaracak bir ordusu ya da özel harekat takımı olmadığını belirten Saadi fidye ödemenin tek yol olduğunu belirtiyor.

IŞİD'in rehinelerin çaresizliğini kullanarak bir servet edindiği belirtiliyor. Birleşmiş Milletler'in Aralık 2015 tarihli kararı hükümetlere rehinelerin kurtarılması için terörist gruplara "fidye ödememe veya siyasi tavizlerde bulunmama” tavsiyesinde bulunuyor. Süryanilerse hiçbir hükümetin para toplanmasına karşı bir girişimde bulunmadığı gibi hükümetlerin rehinelerin kurtarılması için de adım atmadığını belirtiyor.

Piskopos Athneil aracılığıyla müzakerelere kış ortasında devam edilir, paralar Erbil'deki bir banka hesabına yatırılır. 22 Şubat 2016'da piskoposa 43 isimden oluşan son bir liste daha gönderilir ve son Habur rehineleri de böylece özgürlüğüne kavuşur. Ancak otobüs Haseke'ye vardığında içinde sadece 42 rehine olduğu anlaşılır. 16 yaşındaki Meryem Davud Talya'nın son kontrol noktasında bir IŞİD muhafızı tarafından alındığı öğrenilir. Bir ay daha süren acı verici müzakerelerin sonunda Meryem'in ailesine geri dönmesi sağlanır.

Tüm bu süreci bilen tek kişi olan Piskopos Athneil IŞİD'e toplamda ödenen para miktarını söylemiyor. Aneki Nissan piskopos hakkında şunu söylüyor: "Dürüst olmak gerekirse bu insanlara yardım etmek için yaptıklarına, feda ettiklerine bakılırsa bu adamın bir aziz ilan edilmesi gerekir. Tüm cemaati güven altında olana kadar Suriye'yi terk etmeyi reddediyor.”

©Deutsche Welle Türkçe

AP / EC, GA