Türkiye'ye 0 noktasındaki Zorava Tepesi, Kobanê'nin 'kaderi' haline geldi. Stratejik tepe, kenti savunan YPG'nin elinde, IŞİD ise karşı köylerden ağır silahlarla bu tepeye saldırıyor. Tepe düşerse Kobanê de düşecek... Ve bu çatışmalar sınırdan çıplak gözle izlenebiliyor.
Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde Zorava Tepesi’ne sınırı bulunan Karaca Köyü’nden, IŞİD ile YPG güçlerinin savaşı çıplak gözle izlenebiliyor. Radikal’den İdris Emen’in haberine göre, IŞİD, Zorava Tepesi’nin tam karşısında bulunan Aşağı Sıftık ile Yukarı Sıftık köylerini ele geçirdi. Tepeyi almak için de ağır silahlarla saldırıyor. YPG’liler ‘Doçka’larla karşılık veriyor. Stratejik tepe düşerse, IŞİD’in Kobanê’yi ele geçirmesi an meselesi. IŞİD’den çoluk çocuk kaçan Kobanêliler ise tarlalarda, çadırlarda yaşam savaşı veriyor. Bir çadırda en az 200 kişi kalıyor.
Kobanê sınırında olan Suruç’un Karaca köyünde IŞİD saldırısından kaçan Kobanêliler tam bir insanlık dramı yaşıyor. Köyün her evinde en az 3 Kobanêli aile misafir edilirken, yer bulamayan Kobanêliler tarlalarda ve çadırlarda yatıyor. Bir çadırda en az 200 kişinin kaldığı Karaca köyünde bulunan yaşlı, çocuk ve kadınlardan oluşan Kobanêliler hastalık ve açlıkla mücadele ederken, köyün tam karşısındaki Zorava Tepesi’nde YPG güçleri ile IŞİD arasında şiddetli çatışmalar yaşanıyor. IŞİD’ten kaçan Kobanêliler sınıra gidip gün boyu çatışmaları dürbünle takip ediyor.
Doçkalı savaş
YPG ve IŞİD arasında yaşanan çatışma seslerinin duyulduğu Karaca köyünün hem IŞİD’in elinde bulunan Sıftık köyüne hem de YPG elinde bulunan Zorava Tepesi’ne sınırı bulunmakta. YPG ve IŞİD arasında yaşanan çatışmalar Karaca köyünden görülebiliyor. Akşam saatlerinde Türk uçakları gecenin ilerleyen saatlerine kadar sınırda devriye gezerken, gündüz YPG güçleri ile IŞİD arasında sıcak çatışmalar yaşanıyor. Toplarla YPG güçlerine saldıran IŞİD’in hedefinde ise son derece stratejik bir öneme sahip Zorava Tepesi bulunuyor. Zorava Tepesi’nin tam karşısında bulunan Aşağı Sıftık ile Yukarı Sıftık köylerini ele geçiren IŞİD, Zorava Tepesi’ndeki YPG güçlerine ağır silahlarla saldırıyor. YPG güçleri ise IŞİD’in saldırına ‘Doçka’larla karşılık veriyor. Stratejik öneme sahip Zorava Tepesi IŞİD’in eline geçtiği takdirde IŞİD Kobanê’yi ele geçirmek için ciddi bir avantaj elde edebilecek.
Şeğo diyor ki
IŞİD’in elinde bulunan Sıftık köyünden kaçarak Suruç’a gelen Kobanêliler de YPG ve IŞİD arasında geçen çatışmaları takip etmek için sınıra geliyor. 6 gün önce Suruç’a geldiklerini söyleyen Muhammed Şeğo şöyle devam ediyor: “Zorava Tepesi şu anda stratejik olarak Kobanê’nin en önemli bölgesi. IŞİD bu tepeyi alırsa direk Kobanê’ye saldırma fırsatı yakalayacak. Bizler her gün bu bölgeye gelip çatışmaları yakından takip ediyoruz.”
1 ev 40 kişi
IŞİD’in eline geçen Kobanê’nin Zerik köyünden kaçarak Türkiye gelen Muhammed Abdu tam 9 aydır yollarda olduğunu söylüyor. 9 ay önce Halep’ten kaçıp önce Kobanê’nin Mımıç köyüne yerleşen Muhammed Abdu, IŞİD ile ilk karşılaşmasını ise şöyle anlatıyor: “IŞİD bir gece ansızın Mımıç’a girdi. Evdeki silahlarımıza el koydular. Tam 18 gün boyunca IŞİD’in elinde esir kaldım. Ben böyle bir zulüm görmedim. IŞİD ile El Nusra birbiriyle çatışınca ailemle beraber kaçıp Zerik köyüne yerleştim. Ancak IŞİD oraya da saldırınca Zerik’ten Türkiye’ye geldim. Tam 40 kişi 1 evde yaşıyoruz. Kardeşim şu anda IŞİD’in elinde esir durumda. Kendisinden haber alamıyoruz.”
Tarlada uyku
IŞİD’ten kaçıp Türkiye’deki sınır köylerine getirilen Kobanêlilerin çoğu evlere, camilere ve taziye evlerine yerleştirilirken yer bulamayan Kobanêliler fıstık tarlaları ve çadırlarda kalıyorlar. Bölge halkının yardımlarıyla karınlarını doyurmaya çalışan Kobanêliler kelimenin tam anlamıyla yaşam mücadelesi veriyor. Suriye sınırında bulunan Fıstıklı köyünün muhtarı yaşadıklarını “Bu köyde tam 500 Suriyeli var. Onlara yer sağlamak için şehir dışında yaşayan insanlar evlerinin anahtarını yolluyor. Ancak yine de yetmiyor. İnsanlar fıstık tarlasında yatmak zorunda kalıyor. Elimizde avucumuzda ne varsa gıda için harcıyoruz ama yetmiyor. Bize acil gıda yardımı yapılmalı” sözleriyle aktarıyor.
Acil ilaç gerek
Karaca köyünde kurulan bir çadırda gönüllü doktorluk hizmeti veren Halil Gülmez ise yaşanan sağlık sorunlarını şöyle anlatıyor: “Olaylar başladığında yıllık izin alıp buraya geldim. İlk gün insanların geçişini sağlamak için sınırda görev yaptım. Çocuklar 2 gün sınırda açıkta kaldığı için hastalandılar. Bu çadırda tam 200 kişi kalıyor. Tek başıma Kobanê’den gelenlere sağlık taraması yapıyorum. Ancak yetişemiyorum. Çoğu çocuk soğuk algınlığına yakalanmış. Şeker ve tansiyon hastası olan yaşlılar da var. Acil olarak ilaç ve gıda yardımına ihtiyacımız var.”