Bilim insanları Norveç'te 1970 yılında yanmış olarak bulunan kadın cesediyle ilgili gizemi çözme sürecinde büyük ilerleme sağladıklarına inanıyor.
Isdal Kadını olarak anılan, kimliği bilinmeyen cesedin dişlerinde yapılan incelemelerde kadının nerede büyüdüğüne ışık tutacak izlere rastlandı.
Araştırmacılar kadının dişlerinde bulunan kimyasal izlerin Fransa-Almanya sınırı yakınlarından geldiğini düşünüyor.
46 yıldır kapatılamayan dosya, Norveç'in kamu yayın kuruluşu NRK'nin araştırmayı yeniden başlatmasıyla yeni bir ivme kazanmıştı.
Vaka hakkında bir yıldan uzun bir süredir araştırma yürüten NRK ekibi, yeni bulguları "büyük ilerleme" olarak tanımlıyor.
Isdal Kadını: Norveç'in 46 yıldır unutamadığı gizemli ölümNorveç Adli Soruşturma Servisi'nde (Kripos) görevli bir bilim insanı sonuçların tahmin ettiklerinden çok daha belirgin olduğunu söyledi.
Olayla ilgili sıradışı durumlar ve kadının esrarengiz geçmişiyle ilgili spekülasyonlar bu davayı 46 yıldır unutulmayan popüler bir gizeme dönüştürdü.
Ölen kadının giysilerindeki etiketler tanınmaması için kesilmiş ve eşyalarının ayırt edilebilir özellikleri yok edilmişti.
Kadının ölümünü araştırmaya başlayan polis, bir dizi kodlu mesaj, kılık değiştirme ve sahte kimliklerle karşılaştı ancak vakayı bir türlü çözemedi.
46 yıl sonra Norveç polisi ve kamu yayın kuruluşu NRK davayı yeniden açmaya karar verdi.
NRK'nin araştırmaları sırasında kadının çene kemiğinin adli tıp arşivinde saklandığı ortaya çıktı. Bu modern bilimsel yöntemleri kullanarak kadının kökenini bulmak için bir fırsat yarattı.
Kripos ve Bregen Üniversitesi'ndeki araştırmacılar kadının dişleri oluşurken geride kalan kimyasal "imzayı" incelemek için izotop analizi başlattılar.
İsimsiz bir casusun hikayesiNorveç polisi bu tekniği ilk defa kullandı ancak sonuçlar o kadar belirgin ki kadını tanıyan kişileri bulmak bundan sonra çok daha kolay olabilir.
Bu tekniği iyi bilen uzmanlardan Avustralya'daki Canberra Üniversitesi'nde Doçent Doktor Jurian Hoogewerff, NRK'ye açıklamasında "Büyük olasılıkla kadının kökeninin bulunduğu oldukça sınırlı bir bölge" dedi.
Kadının DNA'sı ve el yazısı üzerine yapılan analizler de Isdal Kadını'nın Avrupa, muhtemelen de Fransa'dan geldiğine işaret ediyordu.
Hoogewerff "Haritalara baktığımızda bir kaç bölgeyi dışarda bırakabiliriz. Kırmızı bölgeler dişlerinin oluşma döneminde kadının en yüksek olasılıkla bulunduğu yerleri gösteriyor" dedi.
Kripos'ta görevli kimyager Knut-Endre Sjåstad "Bu hayal edeceğimizden bile daha belirgin. Bu tür sonuçlar elde edebilmek ve olasılık haritaları çıkarbilmek oldukça etkileyici" dedi.
Adli tıp kimlik belirleme ekibinin başındaki Per Angel NRK'ye "Bu belli bölgelere odaklanacağız. Bu yeni bulguları Avrupalı meslektaşlarımızla paylaşacağız" dedi.
İzotop analizi diş gelişiminin belli aşamalarındaki bileşimleri inceliyor. Araştırmacılar Isdal Kadını'nın çocukluk ve ergenlik çağında Doğu yada Orta Avrupa'dan daha batıya taşındığını düşünüyor.
Öldüğü gün kadının yaşı bilinmese de dişlerindeki bazı bulgular kadının İkinci Dünya Savaşı sırasında ya da öncesinde batıya gittiğine işaret ediyor.
NRK'nin araştırmacı gazeteci ekibinden Marit Higraff "Kadının gerçek kimliğini bulacağımıza inanmaya başladım. Şimdi taramamız gereken alan tahmin ettiğimizden bile daha küçük. Belki de bu 46 yıllık esrar son bulacak" dedi.