İrlanda'da kürtaj yasağına ilişkin referandumun resmi sonuçlarına göre, 'Evet' kampanyası destekçileri oyların yüzde 66,4'ünü alarak zafer kazandı. Kürtaj yasağının sürmesini isteyenler 'Hayır' kampanyacılarının oy oranı ise yüzde 33,6'da kaldı.
Ülkede yıllardır tartışılan kürtajı yasaklayan yasal düzenlemede değişiklik yapılmasının da önü açılmış oldu.
İrlanda Başbakanı Leo Varadkar, sonuçları "sessiz bir devrim" diye nitelerken, yeni kürtaj yasasının bu yıl parlamentodan geçebileceğini duyurdu.
Yeni kanuna göre, hamileliğin ilk 12 haftasında kürtaja izin verilirken, 12-24 hafta arasındaki hamileliklerde ise, anne ya da fetüsün hayati tehlikesi olması şartı aranacak.
İrlanda Anayasası'na göre, kürtaj yasağını ihlâl edenlere 14 yıla kadar hapis cezası verilebiliyor.
Bu nedenle kamuoyunda, yıllardır kürtaj konusunda derin bir ayrışma söz konusu.
İki taraftan kadınların da anlattığı dehşet verici hikayeler, referandum sürecinde duygusal bir kampanya ortamına neden oldu.
'Evet' diyenler kadın hakları ihlali diye niteledikleri uygulamanın İrlanda için bir utanç kaynağı olduğu görüşündeyken, bazı siyasiler ve hak savunucuları, özellikle tecavüz sonucu yaşanan hamileliklerde kürtaj yasağının "yeniden travma" yarattığını sık sık vurguladı.
Referandumda 'Hayır' diyenler ise doğmamış bebeğin 'kutsal yaşam hakkının korunması gerektiğini' savundu, bebeklerin söz hakkı olmadığını vurgulayarak "sessizlerin sesi ol" diye kampanya yürüttü.
Protestocuların sloganlarından biri "Attığın oy bir bebeği öldürebilir ya da kurtarabilir. Hayır de!" şeklindeydi.
'Tarihi bir trajedi'
Referandumdan çıkan sonuçlar kürtaj karşıtı grupları hayal kırıklığına uğratırken, bazıları bugünü "tarihi bir trajedi" diye niteledi.
'Hayır' destekçileri, yasa değişikliğine karşın İrlanda'da kürtaj kliniklerinin açılmasını protesto etmeye hazırlanıyor.
Twitter'dan yaptığı açıklamada 'Hayır' kampanyası ekibinden Cora Sherlock, "En korunmasız olanın korunmasına yönelik mücadelemiz bugün bitmedi, sadece değişti" ifadelerini kullandı.
Savita Halappanavar olayı
Nüfusunun büyük çoğunluğu Katolik olan ülkede kilise, kürtaj konusunda çok net kırmızı çizgilere sahip.
Referanduma kadar uzanan kürtaj tartışması esasen 6 yıl önce alevlenmişti. 17 haftalık hamile Savita Halappanavar'ın ağrıları ve düşük yapacağı endişesiyle yaptığı kürtaj başvurusu reddildi ve kadın kısa süre sonra hayatını kaybetti.
Kocası, kürtaj taleplerinin "İrlanda'nın Katolik bir ülke olduğu ve ceninin kalbinin hala attığı" söylenerek geri çevrildiğini anlattı. Yapılan otopside kadının ölüm sebebi, kan zehirlenmesi olarak belirlendi.
Son 35 yılda kürtaj konusunda 6 farklı referandum yapıldı ancak sonuncusu, en kapsamlısıydı.
İrlanda halkına iki seçenek sunuldu: Ya "herkes için kürtaj özgürlüğü" ya da statükonun devamı.
Referandumun resmi sonuçları açılandıktan sonra, yasa değişikliği İrlanda parlamentosuna getirilecek.
Yeni kürtaj yasasının çok daha özgürlükçü bir rejimin de önünü açacağı belirtiliyor.