Fransa'daki Calais göçmen kampında tanıştığı bir erkeğin yasa dışı olarak İngiltere'ye ulaşmasına yardım etmekten yargılanan aşırı sağcı Ulusal Cephe Partisi'nin eski bir destekçisi hapse girmekten kurtuldu.
Béatrice Huret, İranlı sevgilisi için bot alarak, sınırı yasa dışı geçmesine yardım etmekle suçlanıyordu.
İranlı Mokhtar ve iki arkadaşı, İngiltere'ye ulaşmayı başarmıştı.
Huret ise suçlu bulunursa 10 yıla kadar hapis cezasıyla karşı karşıya kalabilecekti
Ancak mahkeme Huret'e herhangi bir ceza vermedi.
Savcılık, bir sınır polisinin eski eşi olan Huret'nin daha büyük bir insan kaçakçılığı şebekesinin parçası olduğunu savunuyordu.
Huret, gazetecilere yaptığı açıklamada "Ne yaptığımı biliyorum" dedi ve hareketlerinin "aşktan" kaynaklandığını söyledi.
Huret, Mokhtar'ı İngiltere'deki yeni evinde düzenli bir şekilde ziyaret ettiğini söylüyor.
Béatrice Huret yaşadıklarıyla ilgili 'Calais Mon Amour' (Calais Aşkım) isimli bir kitap kaleme aldı ve film yapımcılarının hikayenin telif hakkını almak için teklif verdikleri kaydediliyor.
Kitapta, 2010 yılında kanserden ölen eski eşinin Marine Le Pen'in Ulusal Cephe Partisi'ni desteklediği, ancak işi nedeniyle bunu resmi bir şekilde yapamadığını yazıyor.
Ancak yabancıların Fransa'ya akınından endişe etmesi nedeniyle kendisi partinin bir destekçisi oluyor.
Ancak bu durum, Calais'deki kampa gitmeye çalışan Sudanlı genç bir göçmeni arabasına almasıyla ve oradaki koşulları kendi gözleriyle görmesiyle değişiyor.
Kısa bir süre sonra kampta gönüllü olarak çalışmaya başlıyor ve burada Hristiyanlığa geçen ve İran'dan kaçan Mokhtar ile tanışıyor.
İkili karşılaştıklarında, Mokhtar ve diğer bazı göçmenler kampın koşullarını protesto etmek için dudaklarını dikmişlerdi.
"Oturdum, bana doğru geldi, kibarca çay isteyip istemediğimi sordu ve daha sonra gitti ve bana çay yaptı, biraz şoke oldum. İlk görüşte aşktı" dedi.
Yabancı dil engeline rağmen çiftin arasında romantizm başladı. Mokhtar İngilizce konuşuyordu, ancak çok az Fransızca biliyordu. Bu yüzden Google Çeviri programını kullandılar.
Neticede Mokhtar ve arkadaşlarının topladığı bin Euro (yaklaşık 4 bin Türk Lirası) ile bir bot aldı ve sabah erken bir saatte Dunkirk'ten yola çıktılar, Manş Denizi'ni aşarak İngiltere'ye vardılar.
Yolculuk tehlikeliydi ve botları yolda su almaya başladı, 3 göçmen İngiliz yetkililer tarafından kurtarıldı ve Mokhtar sığınma başvurusunda bulundu.
'Orman' olarak bilinen Calais kampı, Ekim 2016'da yıkıldı, ancak Manş Denizi'ni aşarak İngiltere'ye varmaya çalışan 10 bin göçmeni barındırdığı zamanlar oldu.
Kampın yokluğunda, göçmenler halen bu bölgeden yasa dışı olarak sınırı aşmaya çalışıyorlar.