Dünya

İran'ın Suriye'deki rolü

İran Devrim Muhafızları, IŞİD’e karşı mücadelede önemli bir rol oynuyor. Çok sayıda İranlı asker hayatını kaybetse de halk IŞİD tehdidi nedeniyle bu kayıplara büyük tepki vermiyor.

22 Aralık 2015 18:10


Suriye’de askeri danışman olarak bulunan İran Devrim Muhafızı komutanlarından General Hüseyin Hemedani, 8 Ekim'de IŞİD militanları tarafından vurulduğunda Halep yakınlarından geçiyordu.

Hemedani'nin gözüne bir kurşun isabet etti ve şoförün aracın kontrolünü kaybetmesiyle yaşamını yitirdi. Hemedani, Suriye'de hayatını kaybeden en üst düzey Devrim Muhafızı komutanıydı. Ayrıca giderek daha fazla İran ordu mensubu bölgede yaşamını yitiriyor.

Uzmanlar Suriye'de 3 bin kadar İran askeri bulunduğunu düşünüyor. Ekim ayından beri 100 İran Devrim Muhafızı üyesi ya da askeri danışmanın hayatını kaybettiği kaydediliyor.

Suriye'deki savaş farklı güçleri de içine çekti. İran ve Rusya Beşar Esad'ı desteklerken, Suudi Arabistan, Türkiye ve Katar muhalefete destek verdi.

ABD, Fransa ve İngiltere de Suriye ve Irak topraklarında IŞİD'i hedef alan saldırılar düzenliyor. Çatışmalar mezhepler arası gerginliği de artırdı. İran, Irak, Lübnan, Afganistan ve Pakistan‘da Şii savaşçılar topladı. BM Güvenlik Konseyi, cuma günü Suriye barış süreci için bir karar tasarısını onaylasa da savaşı sona erdirecek engeller hala ortada.

Ağır bedeller ödeniyor

Devrim Muhafızları üyelerinin ölümü İran'ın Suriye'de çatışmalara giderek daha fazla oranda katıldığını gösteriyor ve askerlerinin ödediği ağır bedelleri de ortaya koyuyor.

Beyrut Amerikan Üniversitesi'nden siyaset bilimci Hilal Khashan, “İranlılar, daha çok Suriye ordu birimleri arasındaki ağır yıpranmayı hafifletmek için çatışmalara doğrudan askeri katılımlarının oranını artırdı“ dedi.

Rus hava desteğiyle birlikte İran birliklerinin akını, kasım ayı başında Suriye ordusunun Halep'teki Kweiris hava üssündeki kuşatmayı kaldırmasına yardımcı oldu.

Hemedani, IŞİD tarafından bireysel olarak hedef alınsa da İranlı komutanların büyük kısmı savaşırken öldü. İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'nin direktörü Rami Abdülrahman da “Onlar çatışmalarda hayatlarını kaybetti“ şeklinde konuştu.

Devrim Muhafızları'nın kurucu üyelerinden Muhsin Sazegara ise “İran-Irak savaşı sırasında da durum aynıydı: Devrim Muhafızları'nın üst düzey komutanları ön cephelere gidip, bazen de yaşamlarını yitirirlerdi“ ifadelerini kullandı. Sazegara, “Bu bir taktik. Bir çeşit fedakârlık. Bu şekilde sadece arkalarına yaslanıp başkalarının savaşmasına izin vermiyorlar“ dedi.

İranlı komutanlar ön cephede

İran Devrim Muhafızları'na bağlı Kudüs Gücü komutanı Kasım Süleymani'nin de Suriye'de ön cephelere ziyarette bulunan isimlerden olduğu kaydediliyor. Geçen ay İranlı muhalif bir grup Süleymani'nin Halep yakınlarında yaralandığını duyursa da İran medyası daha sonra Süleymani'nin bunu yalanlayan açıklamalarını yayınladı.

Suriye'de hayatını kaybeden İranlılar sadece Kudüs Gücü üyeleri değil. İran Devrim Muhafızları da İran dışında savaşma tecrübesi olmayan isimleri gönderiyor. Bunun sonucu olarak ordunun adaptasyondan geçmesi gerekiyor.

Demokrasilerin Savunulması Vakfı'ndan Devrim Muhafızları uzmanı Ali Alfoneh, “Devrim Muhafızları Suriye'de savaşın gidişatını değiştiriyor ancak Suriye'deki savaş aynı zamanda Devrim Muhafızları'nın doğasını da değiştiriyor. Suriye'deki savaşın Devrim Muhafızları için sonuçları büyük. Kudüs Gücü, Devrim Muhafızları'nın küçük bir bölümüydü ama şimdi Devrim Muhafızları'nın büyük bir Kudüs Gücü'ne dönüşümünü görüyorsunuz” şeklinde konuştu.

“Herkes IŞİD'ten nefret ediyor”

Şimdilik Suriye'deki ölümler, Devrim Muhafızları'nın çatışmalara katılımında bir değişikliğe yol açmadı. Khashan, “İran Suriye'deki çatışmalara katılımını şu anki seviyede tutabilir ve hatta artırabilir. Çatışmalardaki bu ileri seviyede ayrılmak hiç de yararlı olmayacaktır” dedi.

Suriye'deki çatışmalarda hayatlarını kaybedenler olmasına rağmen, halk arasında savaş ya da Devrim Muhafızları'na karşı büyük bir tepki bulunmuyor. Çünkü çoğu, hükümetin İran'a karşı saldırı tehdidinde bulunan IŞİD'in büyük bir tehdit oluşturduğu mesajını kabul etti.

Alfoneh, “Kimse Beşar Esad'ın tahtını korumak için İranlıların kanının akmasını istemiyor ancak herkes IŞİD'ten nefret ediyor” diyor.