Türkiye'deki muhalifleri, İran istihbaratıyla iş birliği yaparak kaçırmakla suçlanan eski savcı Davut Yılmaz hakkında 44 yıl 6 aya kadar hapis cezası istendi. 3 sanığın ise beraati talep edildi.
Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi'nde (UYAP) yaşanan teknik aksaklık nedeniyle cezaevindeki sanıklarla Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlantı kurulamadı.
Duruşma savcısı esasa ilişkin mütalaasını sundu
Sanık Morteza Soltan Sanjari'nin İran Nizami Ordusu’nun askeri istihbaratının dış operasyonlar birimi yetkilisi olan Seyid Mehdi Hossein tarafından İran istihbaratının Türkiye'deki saha sorumlusu olarak görevlendirildiği belirtilen mütalaada, "Sanığın İran istihbaratı ile iletişim ve irtibatı sağladığı, 3 farklı eylemde görev ve sorumluluk kapsamında eylem ve faaliyetlerde bulunduğu, bu durumun yurt dışı giriş ve çıkış kayıtları, seyahat ve otel kayıtları ile anlaşıldığı" ifade edildi.
Sanık Sanjari'nin, sanık İhsan Sağlam aracılığıyla İstanbul Anadolu Adliyesi'nde görevli cumhuriyet savcısı olan sanık Davut Yılmaz ile irtibat kurduğu anlatılan mütalaada, "Sanık Yılmaz’ın kamu otoritesinin imkanlarından faydalanarak oluşturduğu örgütlü yapı içinde İran istihbaratının Türkiye'de planladığı espiyonaj faaliyetleri doğrultusunda rejim muhaliflerinin tespitiyle kaçırılmalarına yönelik girişimlerinin koordinesini sağladığı" belirtildi.
Mütalaada, sanığın görüşmelerini yurt dışı kayıtlı numarasındaki internet hattından yaparak takibi engellediği bilgisine yer verilerek, "Yılmaz'ın kamu otoritesinin sağladığı imkanlardan faydalanarak örgütlü yapının önüne çıkan yasal ve bürokratik engelleri kolayca aşarak gizli mahiyetteki bilgilere erişim sağladığı, diğer sanıklar Metin Ergün ve Mehmet İyigün ile hiyerarşik bağ oluşturduğu, Ergün ve İyigün'ün sanığın emir ve talimatları doğrultusundan hareket ettikleri" kaydedildi.
Sanıklardan İhsan Sağlam'ın, Sanjari ile Yılmaz arasındaki ilişkiyi tesis ettiğine dikkati çekilen mütalaada, sanığın talimatlarıyla mağdurların kaçırılmasına yönelik eylemlere finansal ve lojistik destek sağladığına ifade edildi.
Sahte pasaport düzenlenmesi için İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğünde görevli polis memuru Mustafa Çiçek'in, İhsan Sağlam ve Muharrem Sağlam ile irtibat kurduğu, koruma altındaki mağdurun kanunen gizli mahiyette bulunan adres bilgisinin tespitini sağlandığı aktarıldı.
Savcı, 17 yıldan 57 yıla kadar değişen sürelerde ceza istedi
Mütalaada, sanıklar Morteza Soltan Sanjari ve İsmail Sağlam'ın "suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak", "zincirleme şekilde yasaklanan bilgilerin casusluk maksadıyla temini", "birden fazla kişiyle birlikte, beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumdaki kişiye karşı zincirleme olarak kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma", "birden fazla kişiyle birlikte silahla kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmaya teşebbüs" 20'şer yıldan 53'er yıla kadar hapsi istendi.
Meslekten ihraç edilen eski savcı Davut Yılmaz'ın "suç işlemek amacıyla örgüt kurma", "yasaklanan bilgilerin casusluk maksadıyla temini" ve "birden fazla kişiyle birlikte, beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumdaki kişiye karşı zincirleme olarak kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma" suçlarından 17 yıldan 44 yıl 6 aya kadar hapsinin istendiği mütalaada, sanık İhsan Sağlam'ın "suç işlemek amacıyla örgüt kurma", "zincirleme şekilde yasaklanan bilgilerin casusluk maksadıyla temini", "birden fazla kişiyle birlikte, beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumdaki kişiye karşı zincirleme olarak kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma", ve "birden fazla kişiyle birlikte silahla kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmaya teşebbüs" suçlarından 22 yıldan 57 yıla kadar hapsi talep edildi.
Mütalaada, sanıklar Hakan Sağlam ve Muharrem Yılmaz'ın benzer suçlardan 17'şer yıldan 49 yıl 6'şar aya kadar hapsi talep edilirken sanık Erdal Sağlam'ın 13 yıldan 19 yıl 6 aya, sanık Tuba Eren'in 11 yıl 6 aydan 17 yıl 9 aya, Mehmet İyigün, Mustafa Çiçek ve Metin Ergün'ün 10'ar yıldan 16'şar yıla, Hüdaiverdi Çıtak'ın 8 yıldan 12 yıla ve Mehmet Emin Araci'nin 5 yıldan 8 yıla kadar hapsi istendi.
Sanıklar Behnaz Ebrahimmihajisarayi, Kamil Taşçı ve Tuncay Buyurgan'ın ise üzerlerine atılı suçlardan beraatleri talep edildi.
Tahliye ve adli kontrolün kaldırılması talepleri reddedildi
Duruşmada daha sonra sanıkların esasa ilişkin mütalaaya karşı beyanları soruldu.
Sanık Hakan Sağlam, İhsan Sağlam'ın şirketinde şoför olarak çalıştığını belirterek, "Bu adamın arabasını sürdüm diye suçlu muyum? Şehir dışına iş için gittim. Herhangi bir eylemim olmadı. Suç işlemedim, kimsenin suç işlediğini de görmedim. Tahliyemi istiyorum" dedi.
Sanık İhsan Sağlam, duruşma salonunda casusluk yapma kapasitesine sahip kimse olmadığını iddia etti.
Diğer sanıklar da beraat talebinde bulunurken bazı sanıklar ve avukatları savunma hazırlamak için süre istedi.
Ara kararlarını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tahliye talepleri ile tutuksuz sanıkların yurt dışına çıkış yasaklarının kaldırılması taleplerini reddetti.
Taraflara mütalaaya karşı savunmalarını hazırlamaları için süre veren heyet duruşmayı 27 Eylül'e erteledi.