Dünya

İran'dan ABD'ye müzakere şartı

19 Haziran 2019 19:25

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, ABD'nin müzakere istemesi durumunda yaptırımları durdurması ve İran rejimini kabul etmesi gerektiğini söyledi.

Başkent Tahran'daki Bakanlar Kurulu toplantısının ardından konuşan Ruhani, ABD ile müzakerelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Ruhani, ABD Başkanı Donald Trump'ı kast ederek İran'a baskı uygulayan bir kişiyle müzakere masasına oturmanın teslimiyetten başka bir şey olmadığını ifade ederek, "ABD müzakere istiyorsa ve bu konuda dürüst ise müzakere ortamını uygun hale getirmelidir. Bunun için tüm yaptırımları durdurması ve İran halkının oylarıyla meydana gelmiş nizamı kabul etmesi gerekir." şeklinde konuştu.

Nükleer anlaşmanın ruhu ve temelinin İran'ın dünya ile ticari ve ekonomik ilişkilerine dayandığını belirten Ruhani, ABD'nin ve Tahran yönetimine karşı olan müttefiklerin buna zarar verdiğini savundu.

Uluslararası Atom Enerji Ajansının (UAEA) nükleer anlaşma ile ilgili denetimleri yaptığını ve kurumun da İran'ın nükleer faaliyetlerinin barışçıl olduğu yönünde açıklama yaptığını hatırlatan Ruhani, Tahran yönetiminin taahhütlerini kısmen askıya almasının da anlaşmanın ruhuna zarar veren taraflara bir tepki olduğunu belirtti.

Ruhani, AB ülkeleri ve nükleer anlaşmanın taraflarına verilen 60 günlük sürenin dolmasının ardından yeni adımları atacaklarını kaydetti.

FATF yasası

Kara paranın aklanması ve terör finansmanının engellenmesine yönelik faaliyetlerde bulunan Mali Eylem Görev Gücüne (FATF) üyelik için hazırlanan yasa tasarına da değinen Ruhani, gelecekte dünya ile bankacılık alanında sorun yaşamaları durumunda halkın hükümeti başarısızlıkla suçlamamasını istedi.

Ruhani, FATF ile ilgili tasarıyı zamanında hazırlayıp Meclise sunduklarını, Meclisin de hükümetle iş birliği yaparak bunu geçirdiğini dile getirerek hükümet ile Meclisin bu konuda görevini yaptığını, halkın diğer kurumlardan ve birimlerden de bu konuda çaba göstermelerini beklediğini aktardı.

Ruhani, "Bizim için milli çıkarlar önemlidir, sloganlar değil. Tarihin gelecekte bizimle ilgili hükmünü doğru verebilmesi için milli menfaatleri ve halkın yaşamını güvenceye almalıyız." dedi.