Dünya

İsrail, İran-ABD yakınlaşmasından rahatsız

Obama ve Ruhani'nin telefondan görüşmesinin ardından, ‘İran’ın tatlı dili karşısında gerçekleri' anlatacağını söyleyen Netanyahu'ya, İran Dışişleri Bakanı tepki gösterdi

01 Ekim 2013 03:30
ABD ve İran arasında gelişmeye başlayan diyalog ve yeni ortaya çıkan, nükleer krizini diplomasiyle çözme yönelimi, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'yu harekete geçirdi. 'İran’ın tatlı dili karşısında gerçekleri anlatmak’ amacıyla ABD turuna çıkan ve New York’ta BM Genel Kurulu’na hitabı öncesinde dün ilk olarak başkent Washington’da Başkan Barack Obama ile bir araya gelen Netanyahu'ya, İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, "1991’den beri ‘İran 6 ay içerisinde nükleer silah geliştirecek’ diyor. Aradan 22 yıl geçti, hâlâ aynı şeyi diyorlar. Nükleer silah peşinde değiliz" şeklinde cevap verdi.
Radikal'in Reuters ve BBC'ye dayandırdığı habere göre, Netanyahu’nun ABD’ye hareketi öncesinde sarf ettiği “İran’ın şirin ve tatlı dilli konuşmaları ile tebessüm taarruzları karşısında gerçeği anlatmaya niyetliyim” şeklindeki açıklamasına atfen Zarif, ABC’ye demecinde şunları söyledi:
 

"1991'den beri aynı laflar"

 
“İsterseniz arşivleri kontrol edin. Netanyahu ve meslektaşları, 1991’den beri ‘İran 6 ay içerisinde nükleer silah geliştirecek’ diyor. Aradan 22 yıl geçti, hâlâ aynı şeyi diyorlar. Nükleer silah peşinde değiliz. Dolayısıyla da 6 ay, 6 yıl ya da 60 yıl içerisinde nükleer silah geliştirmeyeceğiz. Biz nükleer silahların güvenliğimize zarar vereceğini düşünüyoruz. Biz nükleer silahlardan arındırılmış bir dünya istiyoruz.”
 

"İsrail'in 200 nükleer savaş başlığı var"

 
Bununla birlikte Zarif, ‘enerji amaçlı uranyum zenginleştirmenin de İran’ın müzakere edilemez bir hakkı olduğunu’ vurgularken, ‘İsrail’in 200 nükleer savaş başlığına sahip olduğunu’ söyledi:
“Bölgemizdeki istikrarsızlığın sebebi İsrail’dir. Filistin halkına yönelik saldırganlık ve insan hakları ihlallerinin kaynağı İsrail’dir. İsrail, ABD halkı ile dünyaya yalan söylemeye ve herkesi yanlış yönlendirmeye cüret edememeli.”
 

Amborgo tartışması

 
İran’ın nükleer tesislerini uluslararası denetime açmaya hazır olduğunu belirtirken, Batı ile uzlaşıya varılmasında en büyük engelin de yaptırımlar olduğunun altını çizen Zarif, “Nükleer programa dair herhangi bir anlaşmanın parçası olarak ABD ekonomik yaptırımları kaldırmalı” dedi.
Obama da Netanyahu ile görüşmesinde ‘söz değil eylem istiyoruz’ mesajını yineledi. İran’a müdahalenin söz konusu olmadığını söyleyen Obama İsrail’le yakın irtibat halinde olacaklarını kaydetti. İsrail’in Filistin’le barış görüşmelerindeki ‘iyi niyetini’ de takdir eden Obama, sonuca ulaşmak için sınırlı bir zamanları olduğunun altını çizdi. Netanyahu ise ‘kendilerini yok etmek isteyen’ İran nükleer programda ısrar ettiği takdirde yaptırımların sıkılaştırılmasını istedi.
 

Devrim Muhafızları tepkili

 
Tahran’da da Ruhani’ye tepki vardı. İran Devrim Muhafızları Komutanı Muhammed Ali Caferi, BM Genel Kurulu için New York’a giden ‘Ruhani’nin Obama’nın telefonuna çıkmaması gerektiği’ çıkışını yaptı. 1979’dan bu yanaki ilk teması eleştiren ilk üst düzey İranlı yetkili olan Caferi, şunları söyledi:
“Cumhurbaşkanı, ABD ziyaretinde sağlam ve uygun bir tavır aldı. Ancak nasıl Obama ile görüşmeyi reddettiyse, telefonda konuşmayı da reddetmeli ve ABD’den somut eylem beklemeliydi.”
 

İran casusu için İlginç mahkeme zamanlaması

 
Washington-Tahran yakınlaşmasına şüpheyle yaklaşan İsrail ‘ilginç bir zamanlamayla’ bir İran casusu yakaladığını açıkladı. Güvenlik servisi Şin Bet’in İran Devrim Muhafızları adına casusluk yaptığı için 11 Eylül’de gözaltına aldığı Ali Mansuri’yi yakaladığını önceki gün duyurup dün de hâkim karşısına çıkarması, ‘İran’a güvenilmemesi için yapılan göstermelik bir hareket’ yorumlarına yol açtı. İsrailli bir yetkili İran ve Belçika vatandaşı olan Mansuri’nin Tel Aviv’deki ABD Konsolosluğu’nun fotoğraflarını çekerken yakalandığını ve amacının ‘olası bir terör saldırısı için istihbarat toplamak’ olduğunu iddia etti. 8 gün daha gözaltında tutulmasına karar verilen Mansuri’nin avukatı ise “Şin Bet’in felaket senaryosu çok karışık, iddialar ise gerçek dışı ve temelsiz” savunması yaptı.
 

Yaptırıma karşı gizli ticaret anlaşması

 
İhraç edilen petrol miktarının 1 yılda günde 1 milyon varil azaltılmasını öngören son ABD ‘darbesinden’ sonra, İran’ın Türkiye ve Irak gibi komşu ülkelerle kurduğu gizli ticaret bağlarıyla ekonomik yaptırımları aşma çabalarını arttırdığı öne sürüldü. Telegraph gazetesinin Batılı güvenlik yetkililerine dayandırdığı haberine göre, “para birimi riyal tüm zamanların en düşük seviyesine inen İran, ekonomisini istikrara kavuşturmak için bu ticaret ağlarıyla ülkeye döviz ve altın sokmaya çalışıyor. Yaptırımlardaki boşlukları kullanan İranlı bankacılar, Merkez Bankası’na milyonlarca dolar aktarıyor. Ayrıca İran’a yüzlerce milyon dolar nakit para sağladıklarından şüphelenilen bir dizi Türk şirketi tespit edildi.’’ Gazeteye göre İran hükümeti Irak Başbakanı Nuri el Maliki ile yakın bağlarından da istifade ediyor.