Dünya

Irak Şam İslam Devleti nasıl ortaya çıktı, ne istiyor?

Suriye ve Irak'ta kanlı eylemlere imza atan ve birçok şehri ele geçiren IŞİD'i ne kadar tanıyoruz?

29 Haziran 2014 11:48

Hürriyet gazetesi yazarı Fehim Taştekin, önce Suriye'de ardından da Irak'ta terör eylemleri gerçekleştiren, Irak'ın Musul şehrinde 80 Türk'ü rehin alan Irak Şam İslam Devleti'nin (IŞİD) yapısını yazdı. 

IŞİD'i kuruluşundan El Kaide ile bağlantısına, amacından kullandığı silahlara kadar birçok bakımdan ele alan Fehim Taştekin'in "Paralel El Kaide" başlığıyla yayımlanan (29 Hazian 2014) analizi şöyle:

 

Paralel El Kaide

 

Irak’ta Amerikan işgaline direniş örgütü olarak ortaya çıktı. Şii iktidarından sonra mücadelesini Sünni isyana dönüştürmeye çalıştı. Kurtarılmış bölgelerde devlet yaratma çabası yüzünden görüş ayrılığına düştüğü El Kaide’den Suriye’de izlediği yol nedeniyle de tamamen koptu. Ardından ‘Paralel El Kaide’ olarak Irak ve Suriye sınırlarını da aşan bir ağ kurdu. Militanlar örgütü kısaca ‘Devlet’ ya da ‘İslam Devleti’ olarak anıyor. İsim konusunda çok hassaslar. Arapça'da ‘Daiş’, İngilizce'de ‘ISIS’, Türkçe'de ‘IŞİD’ olarak kısaltılan örgütün baş harflerinden oluşan yazılışını kullananlara 75 kırbaç cezası veriliyor.

 

KÜNYE

İsmi: Irak-Şam İslam Devleti
Kuruluş yeri ve tarihi: Irak – 2004
İdeoloji: Cihatçı (cihadi) selefi
Karakteri: Beynelmilel
Amaç: Irak ve Bilad-i Şam’da şeriat devleti kurmak

 

2013’ten bu yana kullandığı ismiyle Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD), Irak’ta Baas kadrolarının yardımıyla Amerikan işgaline karşı bir direniş örgütü olarak ortaya çıktı. Şiilerin iktidara gelmesinin ardından mücadelesini Sünni isyana dönüştürmeye çalıştı. Son birkaç yıldır da kendisini şeriat devleti kurma hedefine kilitledi. Kurtarılmış bölgelerde devlet yaratma çabası nedeniyle El Kaide ile görüş ayrılığına düştü. Suriye’deki savaşta da izlediği yol nedeniyle El Kaide’den tamamen kopan IŞİD, ‘paralel El Kaide’ olarak Irak ve Suriye sınırlarını da aşan bir ağ kurdu. Örgüt ismi konusunda hassas. Militanlar örgütü kısaca ‘Devlet’ ya da ‘İslam Devleti’ olarak anıyor. Arapçada ‘Daiş’, İngilizcede ‘ISIS’, Türkçede ‘IŞİD’ olarak kısaltılan örgütün baş harflerinden oluşan kısa yazılışını kullananlara kırbaç cezası uygulanıyor. Musul’da bunun cezası 75 kırbaç.

 

Tohumları ABD işgaliyle atıldı

 

IŞİD’ın tohumları ABD’nin 2003’teki Irak işgaliyle atıldı. Afgan cephesinde yetişmiş Ürdünlü Ebu Musa Zerkavi’nin 2004’te ‘Tevhid ve Cihad Cemaati’ adıyla kurduğu örgüt, El Kaide lideri Usame bin Ladin’e biat ettikten sonra ‘Mezopotamya’daki Cihad Kaidesi’ adını aldı. Zerkavi 2006’da Sünni bir isyan başlatmak için birkaç örgütü ‘Mücahitler Şurası Konseyi’nde birleştirdi. Zerkavi aynı yıl ABD tarafından öldürülünce halefleri Mısırlı Ebu Eyyüb (Ebu Hamza el Muhacir) ve Ebu Ömer el Bağdadi konseyi Iraklı aşiretlerle genişletilip Irak İslam Devleti’ni (IİD) kurup 10 bakandan oluşan bir kabine oluşturdu. Hedefleri Neyneva (Ninova), Diyala, Selahaddin ve Anbar vilayetlerinden oluşan Sünni üçgeninde şeri devlet kurmaktı. Statüsü tartışmalı Kerkük de IŞİD’in hilafet haritası içindeydi. 2010’da Ebu Ömer ve Ebu Hamza öldürülünce sahneye Ebubekir el Bağdadi çıktı. Irak’taki Kaide’nin hem Usame bin Ladin hem de halefi Eyman el Zevahiri ile sorunları oldu. Irak’takiler başına buyruktu. Devlet ilanı da cihadi selefiler arasında bölünmelere yol açtı.

 

Suriye krizi ve Maliki ihya etti

 

ABD’nin işgal sırasında Sehva (Uyanış), Irak’ın Evlatları ve Milli Selamet Konseyi adlarıyla Sünni aşiret liderlerine kurdurttuğu milis güçlerinin verdiği savaş sayesinde El Kaide epeyce geriletildi. Ancak Suriye krizinin patlak vermesi ve ABD’nin 2011 sonunda Irak’tan çekilmesiyle örgüt kendine yeniden operasyon alanı buldu. Bağdadi, Suriye’de krizin başında genel afla hapisten çıkan eski yardımcısı Muhammed Colani’yi Suriye cephesini organize etmek üzere görevlendirdi. Colani’nin liderliğini yaptığı Nusra Cephesi dünya çapında Suriye’ye akan militanlarla kısa sürede öne çıktı. Suriye’deki kaosla kendisine hâkimiyet alanı açarken Irak’ta da bir yandan bombalı eylemleri artırırken diğer yandan Sünnilerin Nuri Maliki yönetimine karşı rahatsızlığını kullanarak tabanını genişletti. Nusra Cephesi, El Kaide’nin küresel ağını kullanarak büyürken Bağdadi, Suriye cephesini de tekeline almak istedi.

 

Zevahiri-Bağdadi ayrışma noktaları

 

Nisan 2013’te Bağdadi hedef büyüterek örgütün ismini Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD) olarak değiştirip faaliyet alanını Bilad-i Şam’ı içine alacak şekilde genişletirken Nusra’yı da feshettiğini duyurdu. Yeni hedef Irak’la birlikte Suriye, Lübnan, Ürdün ve (İsrail dahil) Filistin’de oluşturulacak bir şeriat devletiydi. Colani, kendisiyle istişare edilmeden alınan Nusra’nın feshi kararını tanımayınca Suriye sahnesinde El Kaideci örgüt sayısı ikiye çıktı. El Kaide lideri Eyman el Zevahiri, Bağdadi’nin ‘Irak-İslam Devleti’ olarak Irak’ta, Colani’nin de Nusra olarak Suriye’de savaşmasını istedi. Bağdadi bu emre karşı çıkarken Colani, Zevahiri’ye biat etti. Sözünü dinletemeyen Zevahiri, Kasım 2013’te IŞİD’ı El Kaide’den dışlayıp Nusra’nın Kaide’nin Suriye’deki uzantısı olduğunu teyit etti. Bağdadi ile Colani’nin Suriye’de ayrıştığı nokta şuydu: Nusra rejimi devirmeye odaklanırken IŞİD ‘kurtarılmış’ bölgede devlet kurmaya çalıştı.

 

Nusra ‘yerli’ IŞİD ‘yabancı’

 

Suriye’de Nusra daha ‘yerli’, IŞİD ise ‘yabancı’ sayılıyor. IŞİD, Irak’tan farklı olarak Suriye’de daha çok yabancı savaşçı barındırıyor. IŞİD, Suriye’nin kuzeyindeki başarılarını Kafkasyalıların başını çektiği Muhacirun ve Ensar Ordusu’na borçlu. Örgütün kuzey cephe komutanı da Gürcistan’da Çeçenler ile aynı etnik ailede yer alan Kistin topluluğundan Ebu Ömer el Şişani. El Kaide saflarındaki bu bölünmenin ardından Nusra’nın yabancı savaşçılarının önemli bir kısmı IŞİD’e katıldı. IŞİD’in Suriye’de Rakka ilinin yanı sıra Deyr el Zor, İdlib ve Halep kırsalında kendi emirliğini tesis etmesinden rahatsız olan Nusra, selefi örgütlerin çatı kuruluşu İslami Cephe ve Özgür Suriye Ordusu’nun hayatta kalan unsurları Aralık 2013’te IŞİD’e savaş açtı. Ancak bu savaş IŞİD’i daha da büyüttü. IŞİD, kuzeyde Azez’i İslami Cephe’ye kaptırsa da Deyr el Zor’da Nusra’yı mevzilerinden attı. Halbuki Suriye’deki savaşın başından itibaren yer yer aralarında sorun olsa da IŞİD, Nusra ve ÖSO etiketini kullanan gruplar birlikte hareket ediyordu. Mesela Minnig Havaalanı ve Lazkiye’de Alevi bölgelerine düzenlenen operasyonda birlikteydiler.

 

Kürtlerin ‘Ensar el İslam’ıyla birlikte

 

İslami Cephe ve Nusra’nın saldırıları karşısında Mart 2014’te Azez’den çekilip geri kalan bölgede gücünü tahkim eden IŞİD, son haftalarda Irak’a ağırlık vermeye başladı. IŞİD, hükümetin ödeneklerini kestiği eski Sehva milislerini de saflarını çekmeyi başardı. Hükümet güçlerinin Sunni aşiretlere yönelik operasyonları da IŞİD’in destek bulmasını kolaylaştırdı. IŞİD’in 9 Haziran’da 2-3 bin militanla Musul’u ele geçirmesi şok etkisi yaptı. Ordunun direnmeden çekilmesi üzerine kısa sürede Musul’dan Bağdat’a kadar birçok kent ve kasaba Sünni isyancıların eline düştü. IŞİD başta Musul, Tikrit, Felluce ve Ramadi olmak üzere pek çok yerde isyanın bayraktarlığını yapsa da Saddam Hüseyin’in sağ kolu İzzed İbrahim el Duri’nin yönlendirdiği Nakşibendi Ordusu, eski subaylar ve Baasçı aşiretlerin oluşturduğu Irak İslam Ordusu, geçen yüzyılın başında İngiliz sömürgesine karşı direnişe atfen kurulan ve Irak bütünlüğünü savunan 1920 Devrimi Tugayları, İslamcı ‘Ensar el Sünne’, Kürtlerin kurduğu ‘Ensar el İslam’ gibi örgütlerle birlikte hareket ediyor. Bu koalisyon IŞİD’in kendi özel gündemi nedeniyle kendi içinde çatışmaya gebe. Mesela Irak İslam Ordusu, daha önce Kaide ile çatışmıştı. IŞİD, 11 Haziran’da da Türkiye’nin Musul Başkonsolosu ve diğer konsolosluk personelini rehin alarak olası dış müdahalelerin önünü kesti.

 

Türkiye’ye açıkça tehdit

 

Uzun süre Türkiye sınırlarını lojistik destek hattı ve militanlar için geçiş güzergâhı olarak kullanan IŞİD, Suriye’de halihazırda Karkamış’ın karşısındaki Carablus ile Akçakale’nin karşısındaki Tel Ebyad sınır kapılarını elinde tutuyor. 2013’te Reyhanlı’da 53 kişinin öldüğü bombalı saldırıların sorumluluğunu üstlenen IŞİD, sınırları kapatıp önlem almaya başlayan Türkiye’yi açıkça tehdit etti. Kasım 2013’te IŞİD’in bomba yüklü 7 aracı Türkiye’ye göndereceği istihbaratı üzerine güvenlik güçleri alarma geçti. Mart 2014’te IŞİD militanları Niğde’de güvenlik güçlerine ateş açarak 2 kişiyi öldürdü, 5 kişiyi yaraladı. Suriye’nin kuzeyinde Kürtlerin kanton sistemiyle özerk bölgeye dönüştürdüğü Rojava’ya yönelik saldırıların Şanlıurfa ve Gaziantep gibi illerde planlandığına dair haberler beraberinde Türkiye’nin IŞİD’i desteklediği iddialarını getirdi.

 

HEDEF

 

Herkes düşman Şiiler daha da düşman

 

IŞİD hükümet güçleri, kamu görevlileri, din adamları, hükümetle işbirliği yapan Sünni aşiret liderleri, azınlıklar, hükümete çalışan yerli ve yabancılar, insani yardım örgütleri, gazeteciler, azınlıkları hedef alıyor. Şii ve Alevilere karşı düşmanlığın dozunu giderek arttırdı. Toplu katliam görüntüleri tüm dünyayı dehşete düşürdü. Kutsal mekanları ziyaret eden Şiilere sıklıkla bombalı saldırılar düzenliyor.

 

LİDER

 

10 milyon dolarlık hayalet: Ebu Bekir Bağdadi

 

Irak’ın Samarra kentinde 1971’de doğan Ebu Bekir Bağdadi’nin asıl adı İbrahim Ali el Bedri. Örgüt içinde Dr. İbrahim ya da Ebu Dua olarak anılıyor. Bağdat Üniversitesi’nde İslam üzerine doktorası var. Pentagon’a göre Şubat-Aralık 2004’te Amerikan üssü Bukka’da esir tutuldu. Bukka’da 2009’a kadar kaldığı da söyleniyor ama bununla ilgili kayıt yok. Amerikalılara göre o dönem ellerine düşen ya da öldürülen birden fazla Bağdadi vardı. Neden bırakıldığı ise meçhul. Bilinen tek fotoğrafı Bukka’da çekildi. Hakkındaki bilgiler efsaneden ibaret: Sessiz, sakin, insanların arasına çıkmayan, çıkınca maske kullanan ve saygı duyulan biri. Amerikan istihbarat raporlarına “Kaim’de halkın taciz edilmesi, işkenceden geçirilmesi ve öldürülmesi olaylarıyla bağlantılı. Fertleri ya da bütün bir aileyi kaçırıp yargılıyor, hüküm veriyor ve herkesin gözü önünde idam ediyor’’ diye girdi. ABD’nin başına koyduğu ödülün miktarı 10 milyon dolar. El Kaide lideri Eyman el Zevahiri’den sonra en çok aranan 2’nci kişi. ABD, Usame bin Ladin’in öldürülmesini El Kaide için sonun başlangıcı sayarken Bağdadi, 100 saldırıyla intikam alıp cihadi militanizmi yeniden diriltti.

 

İDEOLOJİ

 

Benden olmayan kâfir

 

İBN-İ Teymiyye’nin ‘ehl-i sünnet’in katı yorumuyla temellerini attığı selefilik bu tür örgütlerin temel ideolojik örgüsünü oluşturuyor. El Kaide’yi klasik selefi hareketlerden ayıran 2 özelliği var: Biri tekfirci yani kendisi gibi düşünmeyeni kâfir ilan ediyor. Diğeri cihat adına kör şiddeti meşru görüyor.

 

GELİR

 

Haraç, cizye, gasp fidye, bağış, petrol

 

- Irak istihbaratına göre IŞİD’in mali gücü 2 milyar doları buluyor. Bu da IŞİD’i dünyanın en zengin silahlı örgütü yapıyor. Musul’da merkez bankasındaki 425 milyon dolara ve altın külçelerine el koyduğu öne sürülmüştü. 

- Haseke ve Deyr el Zor’da ele geçirilen petrolden milyonlarca dolar kazanıyor. Suriye yönetimi rafineriye giden boru hattının kesilmemesi için ödeme yapıyor. IŞİD’in kontrolündeki petrol hem Suriye’nin kuzey bölgelerinde hem de kaçak yollarla Türkiye’de satılıyor.

- Başta Körfez olmak üzere yabancı ülkelerde toplanan bağışlar. Irak yönetimi bu konuda Suudi Arabistan ve Katar’ı suçluyor. Suudi Arabistan IŞİD’i terör listesine alsa da bağımsız kişi ve kuruluşlar yardımları sürdürüyor. Üzerinde durulmayan ama cihadi selefilere en fazla paranın aktığı ülke Kuveyt.

- Ganimetler. Örgüt kontrolü sağladığı yerlerde kamu ve özel şahıslara ait mallara el koyuyor.

- Kamyon sürücülerinden alınan haraçlar.

- Esnaftan toplanan vergiler.

- Gayrimüslimlerden cizye topluyor. ‘Ya cizye ödersin ya Müslüman olursun’ emri uygulanıyor.

- Rehineler için fidye alınıyor.

- Ele geçirilen tarihi eserler satılıyor. Haseke ve Deyr el Zor’da 3 bin yıllık eserler satıldı.

 

Askeri güç

 

3 bini yabancı 12 bin savaşçı

 

Birçok silahlı grupla ilgili olduğu gibi IŞİD’in Irak ve Suriye’deki savaşçı sayısı da spekülatif. IŞİD geniş bir coğrafyada 3 bini yabancı olmak üzere 9 ile 12 bin arasında savaşçıyla operasyon yapıyor. Haziran 2013’te bir baskınla Ebu Gureyb hapishanesindeki 500’ü aşkın militanını kaçıran örgüt haziranın ilk 2 haftası Irak’ta ele geçirdiği bölgelerdeki hapishaneleri boşaltarak savaşçı kadrosunu genişletti. Irak ve Suriye ordusundan ele geçirdiği silahları kullanıyor. Geçmişte Suriyeli muhaliflere gönderilen silahları satın aldığına dair çok sayıda haber çıktı. Muhalif çevrelerde geçen yılın sonuna kadar Türkiye üzerinden IŞİD’e silah sevkiyatı yapıldığı da konuşuluyor.

 

Taktik

 

Bomba ve propaganda

 

Gerilla savaşçıları diye tanımlansalar da en iyi bildikleri şey yüz yüze çatışmaya girmeden bomba yüklü araçlar ve intihar bombacılarla saldırılar düzenlemek. Irak’ta bu tür saldırıların attığı 2013’te 7 bini aşkın insan öldü. Ele geçirdiği bölgelerde ise kendi katı kurallarını çok acımasızca uygularken halkı kazanmak için sosyal hizmetlere ve davet çalışmalarına ağırlık veriyor. Sanal propaganda da en ileri teknolojileri kullanıyor. Propaganda için Furkan Medya Prodüksiyon Enstitüsü, İtisaam Medya Vakfı, Küresel İslami Medya Cephesi, El Hayat Medya Merkezi, Ecned Medya Vakfı’nı kurdu.