T24 Çeviri
Google, Apple, Facebook, Microsoft... Dünyadaki herkesin kendilerine, kişisel bilgilerini, elektronik posta mesajlarını, fotoğraflarını ve belgelerini paylaşacak kadar güven duymasını isteyen markalar bunlar…
Ama şimdi, Amerikan Ulusal Güvenlik Dairesi (NSA) tarafından işletilen “Prism” (Prizma) adlı bir program kapsamında müşterilerine ait verileri ABD hükümetiyle paylaştıkları ortaya çıkan bu markalar zor durumda.
Üstelik sadece bu dört marka da değil!
Skandala adı karışan şirketlerin tam listesi, Microsoft, Yahoo, Google, Facebook, PalTalk, AOL, Skype, YouTube ve Apple’dan oluşuyor.
Bu şirketlerin hepsi de kullanıcıların internet hesaplarına “arka kapıdan” girerek, özel bilgilerine erişmesi için Obama yönetimine yardım ettiklerini ısrarla reddediyorlar.
Ancak meselenin, markalarına verebileceği muhtemel zarar nedeniyle, iddialara daha iyi bir cevap vermenin yolunu da arıyorlar.
Oxford İnternet Enstitüsü İnternet Yönetişimi ve Düzenlemesi Profesörü Viktor Mayer-Schonberger, ticaretlerini güven esasına dayandıran bütün internet şirketlerinin kollektif itibarının ciddi bir yıpranma tehlikesiyle karşı karşıya olduğuna inanıyor.
Mayer-Schonberger, “Prism” programına adı karışmamış görünen Amazon şirketini emsal gösteriyor.
Amazon, satışa sunduğu kitaplarla ilgili olarak web sayfalarında yer verdiği olumsuz eleştiriler yayıncıların protestosuna yol açtığında, olumsuz eleştirilerin sahibi olan tüketicilerden yana tavır almıştı.
Mayer-Schonberger şöyle diyor:
“O eleştiriler, birilerini bir kitabı almaktan vazgeçirebilirdi ama uzun vadede şirket açısından çok daha önemli olan şeyi, Amazon’a güven duyulmasını sağlıyordu. Eğer bu güveni bir kez ihlal ederseniz, yeniden inşa etmeniz zor olacaktır. Bu şirketler, müşterilerinde kişisel verilerini paylaşmalarına yetecek kadar güven uyandırma esasına dayanıyorlar. Birçoğumuz, bu şirketlerin bu bilgiyi kendi ticari çıkarları için kullanmalarına ve ekranın sağ tarafında bize daha uygun reklamlara yer vermelerine hiç itiraz etmiyoruz. Ancak bu bilginin hükümete ya da mesela vergi dairesine aktarılmasını istemiyoruz.”
New York’taki Demokrasi ve Teknoloji Merkezi’nin başhukukçusu Greg Nojeim ise, “Don’t be Evil” (Kötücül Olma) sözünü gayrıresmî şirket sloganı olarak kullanan ve internette açıklığın öncülüğünü yapan Google şirketine, “daha şeffaf davranmanız faydalı olur” diye tavsiyede bulunuyor.
Nojeim’a göre, “Bu şirketlerin daha da fazla baskı yapması önemli bir adım oluşturacak; şirketler, istihbari faaliyet kapsamında yürütmek mecburiyetinde kaldıkları teknik takiple ilgili daha fazla bilgi vermeleri için istihbarat yetkililerine baskı yapmalılar.”
“Prism” programıyla ilgili haberler üzerine bir açıklama yapan Google CEO’su Larry Page de, şirketinin marka itibarını korumak için bu tür bir önlem alacağının işaretini veriyor.
Page, “Hali hazırdaki yasal süreçler çevresindeki gizliliğin düzeyi, hepimizin çok değer verdiği özgürlüklerin altını oyuyor” dedi.
Amerikan Ulusal Güvenlik Dairesi’nin (NSA) “çok gizli” statüyle işlettiği “Prism” programının ayrıntıları, geçen hafta kimliğini sonradan açıklayan Edward Snowden adlı 29 yaşındaki NSA çalışanının basına sızdırdığı belgelerle ortaya çıkmıştı.
Snowden halen Hong Kong’da bir otelde saklanıyor.
The Guardian ve The Washington Post gazetelerinin Snowden’dan aldıkları bilgilere dayandırılan haberlerinde, NSA’in “Prism” programı sayesinde dünyada milyonlarca kişinin elektronik postalarını, internet üzerinden görüntülü ve sesli konuşmalarını, video ve fotoğraf paylaşımlarını takip edebildiği belgelendi.
Kaynak: The Guardian