İnternet yasasındaki değişikliklerin TBMM’de kabul edilmesi, türkiye dışında da büyük yankı buldu. Avrupa Komisyonu, siyasiler ve basın örgütleri yasaya tepki gösterdi.
Bugün gazetesinden Metin Arslan 'ın haberine göre, Avrupa Komisyonu Sözcüsü, "yasanın Avrupa standartlarına çekilmesi gerektiğini" söyledi. Kimi basın kuruluşları da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yasayı Meclis'e bir kez daha görüşülmesi için geri göndermesi gerektiğini ifade ettiler.
Avrupa Komisyonu Sözcüsü Peter Stano: Bu yasanın burada şimdi ciddi endişeleri yükselttiğini söyleyebilirim. Türk halkı daha fazla bilgiye, daha fazla şeffaflığa layık, daha fazla kısıtlamaya değil. Bizim için durumun böyle kabul edilme nedeni kabul edilen yasa ifade özgürlüğüne ciddi kısıtlamalar getirmesi. Örneğin internet sağlayıcıları için içeriklerini izleme yükümlülüğü getiriyor, bunların tarihçesi iki yıl tutulacak, telekom yönetiminin otoritesini artırıyor, yargısal gözden geçirmeyi sınırlandırıyor. AB’ye aday ülke konumundaki Türkiye, yasayı Avrupa standartlarına göre revize etmeli. AB Komisyonu bu yasanın Avrupa standartlarına çekilmesinde yapılacak değişiklikler konusunda Türk yetkililere yardımcı olabilir.
'AP Türkiye'yi uyarmalı'
Avrupa Parlamentosu Milletvekili Marietje Schaake: Yeni yasayla Türk hükümetinin internet üzerinde neyin yayınlanıp yayınlamayacağı üzerindeki kontrolü artıyor. Bilgiye erişimi kısıtlıyor. İfade özgürlüğü ve basın özgürlüğü zaten büyük baskı altında ve Türkiye gazetecilerin en büyük cezaevi olmuş durumda. 2007 yılından bu yana, çok sayıda internet sitesi bloke edildi. Avrupa Komisyonu, hukukun üstünlüğü ve temel özgürlüklerin AB politikasının merkezinde olan unsurlar olduğunu göstermelidir. Bu konuda Türkiye’yi uyarmalıdır. Geçtiğimiz yaz Gezi Parkı protestoları bize Türk halkının demokrasi ve özgürlük özlemi duyduğunu gösterdi, onları ayazda tek başlarına bırakmamalıyız.
Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz: Hükümetin internet üzerindeki kontrolünü artıran kanunun Meclis’ten geçmiş olması zaten boğucu olan basın hürriyeti ortamı açısından bir geri adımdır.
Gül'e tweetini hatırlattılar
Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) Türkiye Komitesi Basın Enstitüsü Derneği: "İnternet ortamının özgürlükçü doğasıyla çelişen bir şekilde, o alanda da bir resmi medya oluşturulmasını hedefleyen tasarı, vatandaşın temel haklarını zedelerken, özel sektörü de otosansüre zorlayacak ve birçok ek maliyet getirecektir.
Tasarının, AYM’den dönmezse, AİHM’nin yaptırımına konu olacağı uyarısında bulunuyoruz. Bu anlamda böyle bir yasa, Türkiye’nin uluslararası itibarına da darbe vuracaktır. Basın Enstitüsü Derneği olarak özellikle ifade ve basın özgürlüğünün, yurttaş gazeteciliğinin ve bilimsel araştırma özgürlüğünün zedelenmemesi adına Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün tasarıyı meclise iade etmesi ve bunun yerine sivil toplumun katılımıyla demokratik bir tasarının hazırlanması yönündeki bu çağrıyı yapmanın tarihi sorumluluğumuz olduğuna inanıyoruz. Bugün elindeki veto yetkisiyle kendisi de tarihi bir sorumluluk taşıyan Cumhurbaşkanı Gül’ün, 28 Mayıs 2011’de attığı bir tweet’te, ‘Benim görüşüm, temelde hiç bir özgürlük kısıtlaması olmamalı. İsteyen herkes internette özgürce dolaşabilmeli’ dediğini de hatırlatıyoruz."
'İnternet gardiyanları zapturapt kuyruğunda'
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli: "Tarafsız ve bağımsız olması gereken medya; köleleşmiş, uzaktan kumanda edilen oyuncağa dönüşmüştür. İnternet gardiyanları haber alma özgürlüğünü zapturapt altına almak için kuyruğa girmişlerdir. Meraklanmayın, ülkemizin bu karabasandan uyanması, kabus gibi çöken zulüm ve baskıdan kurtulması muhakkak ki gerçekleşecektir. Dar ve köhne kalıpları kıracak, korku dağlarını yıkacak, hak ve hukukumuzu savunacak cesaret ve irade hepimizde vardır."
MHP Genel Başkan Yardımcısı Tuğrul Türkeş: "Evet Efendimci değil, özgür bir basın istiyoruz. Engelli değil, özgür bir internet ortamı istiyoruz. Bir başbakan, hoşuna gitmeyen bir haber olduğunda, dünyanın öteki ucundan telefona sarılıp ‘Alo Fatih’ diyemez."
'Türkiye yeni bir utançla uyandı'
İnternet Yayıncıları Derneği Genel Başkanı Tayfun Sırman: "AKP iktidarının Türkiye’ye yaşattığı utançlara bir yenisi daha eklendi. AKP, ileri demokrasi söylemiyle demokrasinin içini boşaltırken baskılar, yolsuzluklar ve hukuksuzluklar günlük hayatımızın adeta birer parçası oldu. Türkiye bugün yeni bir utançla uyandı. Özel hayatın gizliliğini koruma gerekçesiyle internet TİB’in emrine tahsis edildi. Yargı baypas edilerek yasaklamalar TİB’in keyfiyetine teslim edildi. TİB personelinin, ‘görevlerini’ yerine getirirken işlediği suçlar hakkındaki soruşturma izni bakanın iznine bırakıldı.
Dünya sıralamasında Suudi Arabistan, Çin, İran ve Vietnam gibi ülkelerle birlikte yer aldığımız ‘İnternet Düşmanları’ sıralamasında üst basamaklara tırmanıyoruz. Basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğündeki kötü sicile internet özgürlüğünde de sahibiz. AKP hükümeti 2013 yılında TİB’in de bağlı olduğu Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumu’na 1 milyar 510 milyon TL’lik dev bir bütçe ayırmıştı. Bu rakam iktidarını internete müdahale ederek ve telefonları dinleyerek korumaya çalışanların korkusunu gösteriyor. Yeni düzenlemenin sağladığı yetkiler AKP’nin korkusuyla birleştiğinde Türkiye’de interneti karanlık günler bekliyor. İnterneti kendi oyuncağı gibi gören AKP hükümeti sansür ve baskı yasalarını derhal geri çekmelidir.”
'Yürürlüğe girmemeli'
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti: "TBMM Genel Kurulu’ndan geçen torba tasarı içerisinde yer alan internet düzenlemeleri, başta ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü ile kişisel verilerin korunması hakkı olmak üzere birçok hakka müdahale niteliği taşımaktadır ve kesinlikle yürürlüğe girmemelidir. Düzenleme birçok konuda Anayasa’ya aykırı. Bu düzenlemelerin Cumhurbaşkanı tarafından TBMM’ye iadesinin zorunlu olduğu kanısındayız."
'Demokrasi yobazlığı'
MHP Genel Başkan Yardımcısı Celal Adan: "İnsanların yazışmaları, düşünceleri ve hatta sıradan haberlere yapılan yorumlar bile kontrol altına, gözetim altına alınmak istenmektedir. Devlet, kendi vatandaşlarının üzerine çöreklenmiştir. Basın özgürlüğü, haberleşme özgürlüğü, iletişim özgürlüğü ayaklar altına alınmıştır. Demokrasinin olmazsa olmazı olan hürriyetler, bizzat devlet ve iktidar denetimine alınmak istenmektedir. Bunun adı demokrasi yobazlığıdır. AKP iktidarı demokrasi yobazıdır. En küçük bir eleştiriye dahi tahammül edemeyen bu iktidar ve Sayın Başbakan; herkesi eleştirmekten, herkese kafayı takmaktan, herkesi ezmekten geri durmamaktadır."
'AYM’ye gideceğiz'
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay: "Bu yaklaşım demokrasilerde kabul edilemez. Seçimlerde sandıktan çıkan oy günahları örtmez. İnternet yasakları konusunda Anayasa Mahkemesi’ne gideceğiz."
Tüm yetkiyi TİB’e veren yasa
İnternete sansür gibi yasa değişikliği önceki gün Meclis’te AK Partili vekillerin oylarıyla kabul edildi. Kabul edilen teklife göre, internet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle özel hayatın gizliliği iddiasıyla erişim engellemesi yapılabilecek. Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın (TİB) kararına karşı sulh ceza mahkemesine itiraz edilebilecek.
İnternet sitesine erişimin engellenmesiyle ilgili süreç şöyle işleyecek; Kanunla, Erişim Sağlayıcıları Birliği kurulacak. Birliğe üye olmayan internet servis sağlayıcıları faaliyette bulunamayacak. Servis sağlayıcılar, konusu suç oluşturan içeriklere erişimin engellenmesi ve kullanıma ilişkin erişim kayıtlarının tutulması kararlarına uymak ve gereken tedbirleri almakla yükümlü olacak. İnternette yayınlanan içerik nedeniyle özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiğini iddia eden kişiler TİB’e başvuru yaparak içeriğin engellenmesini isteyecek.
Başkan ya da bakan emri
TİB erişimin engellenmesiyle ilgili kararını Erişim Sağlayıcıları Birliği’ne gönderecek. İçeriğe erişimin engellenmesi kararı en geç 4 saat içerisinde erişim sağlayıcı tarafından yerine getirilecek. Erişimin engellenmesini talep eden kişiler TİB’e başvurduğu andan itibaren 24 saat içinde sulh ceza hakimine de başvuracak. Hakim kararını en geç 2 gün içerisinde verecek. Hakimin talebi reddetmesi durumunda erişim yasağı kendiliğinden kalkacak. Özel hayatın gizliliğinin veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerine bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde doğrudan başkan veya başkanlığın ilişkili olduğu bakanın emri üzerine erişim engellenmesi TİB tarafından yapılacak.
TİB’e yargı zırhı
TİB personelinin, görevin niteliğinden doğan ya da görevin ifası sırasında işledikleri suçlarla ilgili soruşturma yapılması izne bağlı olacak. TİB Başkanı hakkında Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı, diğer personel için ise kurum başkanının izni gerekecek. TİB Başkanlığı ve kanun hükümlerini yerine getirmeyen servis sağlayıcıya TİB tarafından 10 bin TL’den 100 bin TL’ye kadar idari para cezası verilecek. Ya da üç güne kadar ticari faaliyeti durdurulabilecek.
Mahkemeye başvuru
Kişilik haklarının ve özel hayatının ihlal edildiğini iddia eden kişinin başvurusu TİB Başkanlığı’nca reddedilirse doğrudan sulh ceza hakimine başvurarak içeriğe erişimin engellenmesi istenebilecek. Hakim, erişimin engellenmesine karar verebilecek. Hakim, yalnızca kişilik hakkının ihlalinin gerçekleştiği yayın, kısım, bölüm ile ilgili olarak (URL, v.b şeklinde) içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle kararını verecek. Zorunlu olmadıkça internet sitesinde yapılan yayının tümüne yönelik erişimin engellenmesine karar verilemeyecek. Hakim, bu madde kapsamında yapılan başvuruyu, en geç 24 saat içinde, duruşma yapmaksızın karara bağlayacak.
'Jandarmalık görevi TİB’e'
Teklifi eleştiren CHP Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat, "TİB’in başına MİT görevlisinin atandığını ardından da internet erişimini engelleme konusunda sınırsız yetkiler verildiğini" söyledi. Özbolat, “TİB, Millî İstihbarat Teşkilatına verilen dokunulmazlık zırhıyla ödüllendiriliyor. Özel yaşamın ihlali” gibi süslü kelimelerin arkasına sığınarak, halkın gerçeği öğrenme ve haberleşme hakkını engellemek için İnternet jandarmalığı görevi TİB’e veriliyor. TİB Başkanlığına yargıyı devre dışı bırakarak erişimi engelleme yetkisi tanıyan bu düzenlemeyle İnternet’te yapılan tüm faaliyetlerin kayda alınması öngörüldüğü gibi, bakana ve Telekomünikasyon İletişim Başkanlığına da savcılık görevi veriliyor. Dokunulmazlık bahşedilen TİB personel ve başkanına engelleme yetkisinin verilmesi ve bunun doğrudan yargı denetiminden muaf olması yeni bir AKP istihbarat teşkilatı yaratmaktan başka bir şey değildir. İşte, bu nedenle, tasarı AKP’nin sansür ve sürgün kararnamesidir” şeklinde konuştu.