Hepimiz çıplak doğar, ama kamusal alanda vücudumuzu örtme ihtiyacı duyarız. Bunun nedenleri var: Soğuk iklimlerde giysiler bizi donmaya, aşırı sıcakta ise güneşe karşı korur.
Bugün hala avcılık ve toplayıcılık yapan bazı kabileler çıplak olmaya devam ediyor. Bu giyinmenin hayatta kalma açısından zorunlu olmadığını gösteriyor. Peki ilk ne zaman giyinmeye başladık?
Giysiler fosilleşmeden çürüdüğü için ilk insanların ne zaman çıplak dolaşmaya son verip bedenlerini hayvan postu ve derisi ile kapladığını gösterecek verilerden yoksunuz.
Antropologlar bunun yerine dolaylı yöntemlerle tarih belirlemeye çalışır. 2011'de bitler üzerine yapılan bir araştırma, giysilerin kökeninin 170 bin yıl öncesine dayandığını ortaya koydu.
Araştırmacılar saç biti ile giysi bitinin tür olarak o dönemlerde ayrıldığını düşünüyor.
O zamanlar insanın atası Homo sapienler Afrika'da ortaya çıkmıştı. Vücutlarında fazla kıl yoktu artık. Oysa insana benzeyen homininler daha kıllıydı.
Bazı uzmanlar işte bu kıl yitimini telafi etmek üzere giysi giymeye başladığını düşünüyor.
Günümüzde hala avcılık ve toplayıcılık yapan Sudan'daki Nuer gibi bazı kabilelerin asgari giysi giymesi, örtünmenin sadece korunma amaçlı olmayabileceğini, utanma hissinin baş göstermiş olabileceğini gösteriyor. Ancak bunu kanıtlayabilecek herhangi bir veri bulunmuyor.
Güney Amerika'daki Fuegian kabilesi gibi diğer avcı-toplayıcı toplulukların da bazı zamanlar basit giysiler giydiğini, ama çıplak da dolaştığını gösteren tarihsel veriler de var. Buna göre, ilk insanlar sadece üşüdükleri zaman giyinmiş olabilir.
Afrika dışındaki bölgelerde ise giysinin soğuğa karşı korunmak için zorunlu ihtiyaç olduğunu anlamak zor değil. Başka bir insan türü olan Neandertaller ise çok daha soğuk iklimlerde yaşadığı için giyinme ihtiyacı duymuş olmalı.
Neandertaller Avrupa'da modern insandan önce yaşadı. Her iki türün de Homo heidelbergensis adı verilen aynı ortak atadan ortaya çıktığı sanılıyor. Eğer Neandertaller giysi giyiyor idiyse, giysi birden fazla kez icat edilmiş ve onlar bizden önce icat etmiş olmalı.
Uzmanlar, Neandertaller ile insanların giysi konusunda farklı yaklaşım sergilediğine inanıyor.
Neandertallerin yaşadıkları yerlere bakarak kışın vücutlarının yüzde 70-80'ini örtmüş olduğu, muhtemelen sırtlarına basit bir hayvan postu aldıkları tahmin ediliyor.
Modern insanlar ise birkaç parçayı birleştirerek daha karmaşık giysiler dikiyordu. Kendilerini daha sıcak tutacak ayı sansarı gibi hayvanları avlamaya yöneldikleri sanılıyor.
Bugün Eskimolar bile, tüylerin donmaması özelliğinden dolayı bu hayvanların postunu tercih ettiği biliniyor.
Bazı antropologlar modern insanın soğuk iklimlerde yaşayacak özellikler geliştirmeyi beklemek yerine, daha uygun giysiler dikmelerini sağlayan uygun teknoloji sayesinde oralara uyum sağladığını söylüyor.
Fakat Neandertaller de daha kısa ve tıknaz yapılı vücutlarıyla Avrupa'nın soğuk iklimine modern insandan daha iyi adapte olmuştu. Modern insanlar tarihlerinin önemli bir kısmını tropik Afrika'da geçirmişken Neandertaller Avrupa'ya çok daha önce gelmişlerdi.
Fakat ilginçtir ki onların soğuğa daha iyi uyum sağlamış olması aynı zamanda yıkılışlarına da neden olmuş olabilir.
30 bin yıl önce dünya iyice soğuduğunda zayıf vücutlarıyla soğuğa karşı çok daha hassas olan modern insanlar, bu açığı kapatmak için ekstra teknolojik yenilikler geliştirmek zorunda kaldılar. Özel kesici aletler ve iğneyle daha karmaşık giysiler üretebildiler.
Oysa Neandertallerin sadece basit kazıma aletleri vardı ve buzul çağına uygun giysiler üretemediler.
Bu onların bizden daha az zeki olduğu anlamına gelmiyor. Önceleri vücutlarını tümüyle örten giysilere ihtiyaçları yoktu. Bu ihtiyaç belirdiğinde ise onu yapacak teknolojiden mahrumlardı.
Araştırmalar modern insanın Neandertallerden bazı şeyler öğrenmiş olabileceğini gösteriyor. 40 bin ila 60 bin yıl önce taş yerine kemikten aletleri ilk kullanan onlardı.
Neandertaller yok olduktan sonra benzer aletleri Homo sapienler kullanmaya başladı. Bazıları bunu Neandertallerden modern insana aktarılmış bir şeyler olduğunun kanıtı olarak görüyor.
Bu aktarım, doğrudan karşılaşma şeklinde değil de modern insanın Neandertal kemik aletlere rastlaması şeklinde olabilir.
30 bin yıl önce Taş Devri giysileri daha gelişmişti. Gürcistan'da Dzudzuana Mağarası'nda o döneme ait boyalı keten lifleri bulundu.
Giysiler artık süsleme ve sembolik amaçlı kullanılıyordu. Aslında vücuda boyalarla desenler yapma giysilerden çok daha önce başlamış olabilirdi.
Neandertallerin 200 bin yıl önce vücutlarını kırmızı toprak boyasıyla boyadığını gösteren veriler var. Bu boya ayrıca hayvan postlarını boyamada, mağaralara yapılan resimlerde ve törensel mezarlarda da kullanılmış olabilir.
Uzmanlar, iklim soğuduğunda boyalı vücutların giysilerle örtüldüğüne ve bu süslemelerin giysilere aktarıldığına, bu durumda giysilerin ısıtma amacının yanı sıra sosyal bir özellik de kazandığına dikkat çekiyor.
Kısacası, giysiler sandığımızdan çok daha karmaşık özellikler taşıyor. Onlarsız hayatta kalamazdık, ama bugün ısıtma amacının çok daha ötesinde bir işlevleri var.
Giysiler kimliğimizin, kültürümüzün ve sosyal normlarımızın bir parçasıdır. Bizi diğer canlı türlerinden ve doğadan ayıran bir özelliktir. Ama bunun yanı sıra belli bir sosyal ya da siyasi gruba aidiyetimize işaret ederek bizi birbirimizden de ayırır.