İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch - HRW) ''Türkiye'de Avukatlar ve Savunma Saldırı Altında'' başlığıyla yayınladığı raporda 15 Temmuz darbe girişiminin sonrasındaki dönemde yüzlerce avukatı keyfi bir biçimde tutuklandığını ve yargılandığını belirtti. Raporda söz konusu hamlenin, yetkililerin adil yargılanma hakkına ve avukatların adaletin yönetiminde oynadıkları role düzenledikleri büyük ölçekli saldırının bir parçası olduğu ifade edilirken hükümete de tavsiyeler verildi. Tavsiyeler arasında, "Avukatları özellikle de kitlesel davalarda terör örgütü üyeliği gibi orantısız suç isnatlarıyla yargılamaya son verin" ifadeleri yer aldı.
Rapor, İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün ifadeleriyle kolluğun ve savcılıkların darbe girişiminden bu yana avukatları müvekkillerinin suçlarıyla nasıl ilişkilendirildiklerini ve ceza soruşturmaları veya kovuşturmalarıyla ve keyfi gözaltı ve tutuklamalarla onları nasıl hedef aldıklarını inceliyor.
''Mahkemeler de saldırıya katkı sunuyor''
Hükümetin, elinde hiç delil bulunmamasına ya da çok az delil bulunmasına rağmen hak ihlallerini ifşa eden avukatlara terör örgütü üyeliği suçunu isnat ettiğini, avukatları sudan delillerle terörle mücadele kapsamındaki suçlardan uzun hapis cezalarına çarptıran ve yargılamalarda usül adaletini gözetmeyen mahkemelerin de bu saldırıya katkı sunduklarını belirten HRW, avukatları taciz etmek amacıyla haklarında soruşturma veya kovuşturma açılması uygulamasına, terörle mücadele kapsamındaki suçlardan keyfi olarak gözaltına alınan veya tutuklanan şüphelilerin avukat tutma hakkını zedeleyen yasal değişikliklerin de eşlik ettiğini bildiriyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, kitlesel tutuklamaların yaşandığı, gazetecilerin, insan hakları savunucularının ve muhalif politikacıların terörle mücadale kapsamındaki suçlardan siyasi saikli davalarda yargılandığı bir dönemde, kolluk tarafından gözaltında tutulan şüphelilerin ve mahkemelerde yargılanan sanıkların haklarının korunmasında avukatların oynadığı rolün her zamankinden daha büyük bir önem taşıdığını söylüyor.
Terörle mücadele kapsamındaki suçlardan mahkumiyet kararları
İnsan Hakları İzleme Örgütü, 168 avukatın, 2016 - Şubat 2019 arasında yargılandığı davaların dava dosyalarını inceledi.
Yakın tarihli davalardan birinde, İstanbul’da bir mahkeme 20 Mart 2019 günü 18 Avukat hakkında yasa dışı silahlı sol bir örgütle ilişkili oldukları gerekçesiyle, terörle mücadele kapsamındaki suçlardan mahkumiyet kararı verdi. Hüküm giyen avukatlardan 11’i 8 ila 13 yıl altı ay arasında, biri ise 18 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı. İnsan Hakları avukatı ve OHAL döneminde kapatılmış olan Çağdaş Hukukçular Derneği’nin başkanı Selçuk Kozağaçlı da bu davada 11 yıl üç ay hapis cezasına çarptırıldı.
9 Mart günü açıklanan başka bir hükümde ise, Ankara’da bir mahkeme, hükümetin ve mahkemelerin darbe girişiminin arkasında olmakla suçladıkları ve Fethullahçı Terör Örgütü adını verdikleri gruba üye oldukları iddiasıyla, 21 avukat hakkında mahkumiyet kararı verdi ve söz konusu avukatları 8 yıl 1 aya varan hapis cezalarına çarptırdı.
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün görüştüğü avukatlar, terörle mücadele kapsamındaki suçlardan yapılan yargılamalarda delillerin tarafsız olarak incelenmesi veya sınanması ve savunma tanıklarının dinlenmesi için verdikleri dilekçelere karşı, mahkemelerin giderek artan ölçüde tepkisiz kaldıklarını belirttiler.
Avukatlar ''figüran'' gibi hissediyor
Avukatlar, duruşmalarda kendilerini “figüran” gibi hissettiklerini söylediler. İnsan Hakları izleme Örgütü ise müdafilerin geçerli gerekçe olmaksızın etkin savunma yapmalarının engellenmesi ve çekişmeli yargılama ilkesinin formaliteden öte bir anlam taşımamaya başlaması durumunda, iddia makamı ile sanık arasında silahların eşitliği ilkesini muhafaza etmenin mümkün olmadığı belirtiyor
The Arrested Lawyers Initiative (Tutuklu Avukatlar İnisiyatifi) de Türkiye’de geçtiğimiz üç yıl içerisinde 1500'den fazla avukat hakkında soruşturma ve kovuşturma açıldığını belgeledi. Söz konusu avukatların üçte biri yargılama öncesinde ve sırasında uzun süre tutuklu kaldılar. 274 avukat hakkında ise ilk derece mahkemeleri tarafından silahlı bir terör örgütüne üye olmak suçundan mahkumiyet kararları verildi.